arkdaşlar selamun aleykum.. sürekli yb istiyoruz tarzında mesajlar geliyor buna gercekten cok seviniyorum ama hem okuyup hem calısıyorum.. Yinede haftada iki yada üç bolum yayınlıyorum.. Anlayış için teşekkurler..
Keyifli okumalar.....
Hayatıma kaldığım yerden devam etmek zorundaydım. Babam benim için Antep'e gelip gidiyordu ama annem ortalıkta yoktu. Babama sorduğum zaman sürekli beni geçiştiriyordu. Anneme karşı içimde bir burukluk olustu. Bu halimde en çok ona ihtiyacım vardı. Nasıl geçecek bu zor günler bilmiyordum. Ama bir anneye ihtiyacım olduğunu iyi biliyordum. Annenin yerini kim doldurabilir ki? kim Bir Anne Sıcaklığı verebilir.? Elif Hoca elinden gelenin en fazlasıyla bana destek olsada öz annem gibi olmuyordu.Sabahları beni öperek uyandıran, benimle geciremediği zamanları telafiye çalışan, dizimde masallarla uyuyan o anne sıcaklığının yerini buz dağları kaplamıştı. Herşeyi unutup ona sarılmayı, o anne kokusunu burnuma doldurmayı öyle cok isterdim ki, ama yapamıyordum işte. Annem gururuna yenilmiş bir şekilde kızını hasret çukuruna yuvarlamıştı.
Hayat birden bire o kadar zor bir hal aldı ki ilk defa kendimi çaresiz hissediyorum. Yaz aylarına girdiğimiz güneşin üzerime yığdığı sıcaklıkla daha çok anlaşılıyordu. Bir kaç ay sonra üniversite hayatım başlayacak ancak ben hiç hazır değildim. Sakat olmak zoruma gidiyordu. Evin önündeki bu parkta oturup koşan çocuklara gıbta ile bakıyordum. Meğer en büyük zenginliğim ayaklarımmış.
"Eylül gel hadi gidelim."
"Sen git Hilal ben gelmek istemiyorum."
"Hadi ama Gül kafe'de tek, müşteriler çok fazla yetişemiyorum dedi."
Yavaşca sandalyenin düğmesine basıp Hilal'e döndüm. Bana sakat değilmişim gibi davranan tek kişiydi. Babam her geldiğinde tedavi yollarından bahsediyor, Gulem sürekli bana iyi davranarak beni daha fazla incitiyordu. Ama Hilal sanki hiç bir şey olmamış gibi davranıp benim gerçek dostum olduğunu kanıtlıyordu. Her halimi bir tek o çekebiliyordu.
"Gidelim hadi."
"Eylül hala bana kızgın mısın?"
"Aslında Hilal bir yandan O kızı dövmeniz hoşuma gitti. Ama bu davranış bize yakışmaz. biz kötülüğe karşı kötükle değil, iyiylikle cevap vermeliyiz. Hatırlıyormusun Hz. Ali'nin kıssasını.?"
"Hangisi? Anlatsana.?"
"Gerçi sen gelmemiştin o gün derse. Bir gün sahabe-i kiram Rasullahın yanına gelip tatlı bir sitem ederler.
Ey Allahın Rasulu siz niçin Ali'yi bu kadar çok seviyorsunuz diye. Sonra Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki;
Sizlerden birine bir kötülük yapılsa ne yaparsınız?
Ashab-ı kiram iyilik yaparız derler. Rasulullah devam ederek aynı kişi iyiliğinize rağmen yine kötülük yaparsa ne yaparsınız?
Tekrar iyilik yaparız cevabını verirler. Rasulullah o kişi üçüncü kez size kötülük yaparsa ne yaparsınız der. Onlar bu defa Ya Rasulallah bizlerde nefis taşırız. Üçüncüsünde ona karşılık veririz. Dediği zaman olaydan haberi olmayan Hz Ali içeriye girer ve Rasullahın yanına gelir.
Rasulullah herkesin içerisinde aynı soruyu onada sorar.
Hz. Alide iyilik yaparım dedi. Rasullah bu soruyu 7 defa sordu.
Sonunda hz. Ali efendimiz Rasullaha der ki Ey Allah'ın rasulu bu soruyu bana kaç defa sorarsanız sorun ben o kişiye iyilik yaparım.""Vay be."
"Sonra Rasullah sahabelere dönüp işte Ali'yi bu yüzden çok seviyorum der."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KiMSiN
EspiritualArafta kalmış milyonlarca genç kızdan biri Eylül.. islamiyeti tanımak için attığı adımlar, yuttuğu dertler var. Gel gitler içerisinde bir hayat, vazgeçme cesaretinden yoksun bir gönül. Doğruyu bulduğunda herşeye rest çeken bir nadide çiçek Hilal.. ...