37.BÖLÜM: "KANLI DÜĞÜN"

7.6K 509 179
                                    

Penceremin camında ellerimi birleştirip düşüncelerime bir fırsat tanıdım. İnsanlar başarılı olmadan mutlu olamazlar derdi babam. Ah babam. Bana hep ne zaman büyüyeceksin benim haylaz kızım derdin.
Bak büyüdüm. Hemde ben bile anlam veremedim. Ne de çabuk büyüdüm böyle. Hiç istemediğim bir yaşta, kaldıramayacağımdan korktuğum imtihanlarla bir başıma bu adada hapsoldum. Sevdiğim, yüzümü gülümseten hiç kimsem yok şimdi. Sadece ben ve gecenin karanlık yüzü.

Huzur kimsenin kaybetmek istemediği bir duygudur. İnsan her zaman huzurlu olmak ister. Dertler, kederler insanları her zaman yorup, yıpratmıştır. Ne çok özlediğim bir duygu oldu huzur.

Dışarıdaki yağmur beni kendine çağırır gibi yağarken merdivenlerden indim. Burada daha ne kadar yaşayabilirim ki? Adımlarım beni benden habersiz bir kaç gün önce keşfettiğim uçuruma doğru sürüklerken sevdiklerimin sesleri kulağımda yankılanmaya başladı.
Hayır hayır isyan etmiyorum Rabbim biliyorum ki habibinde çok imtihanlar, çok sıkıntılar yaşadı.

Hz. Yakup'un dediği gibi;
Şimdi bana güzel bir sabırla beklemek düşer..

Ama bir türlü gözyaşlarıma engel olamıyordum. Uçurumun kenarına oturup başımı eğdim. Gecenin karanlığında yağan yamur bedenimi delercesine yağarken hala o günü düşünüyordum. Aslında herşey çok güzel başlamıştı. Ama imtihan kaçınılmaz bir noktadaydı. Gerçek hayatta mutluluk yoktu. Gerçek hayatta sadece hayaller vardı. Huzur eşi bulunmaz bir varkıktı. Ve ben o gün herşeyimi kaybettim.

Ben Eylül Kayıran huzuru, umudu, sevdiklerimi düğün günümde kaybettim..

3 Ay Önce...

"Gulem nerdesin sen yaa? Meltem seni bulamamış. Beni kaç kez aradı. Telefonun neden kapalı senin?"

"Eylül sana söylemem gereken birşey var."

Gulemin yüz ifadesi korku doluydu. Biran söyleyeceği şeyden korktum. Tam birşeyler söyleyeceği esnada Meltem içeri girdi.

"Seelaaam Ben geldim."

Doğruca bana gelip sarıldı. Gulem anlam veremediğim bir bakışla kızı uzaktan selamladı.

"Ahh Eylül ne çok özlemişim sizi. Bu başında ki ne? Yemekleri yaparken için saç düşmesin diye mi taktın?"

Hayda buda bizi böyle ilk defa görüyordu dimi? Ah be abi ne vardı anlatsaydın İslâma girdiğimi? Şimdi kasedi başa mı sarayım? Gerçi anlar mı bilmiyorum.

"Abim anlatmadı mı biz islamiyete girdik. Başımızdaki de Rabbimizin ayeti."

"hıı ben pek anlamıyorum o şeylerden."

"İstersen anlatabilirim."

Tabi canım ben çok islamiyeti çözdüm dört dörtlük yaşıyorum da başkalarına öğretmem eksikti. Tevbe Estağfurullah Eylül kendine gel. Çok bilmiş ukala nolcak.

"Yok Eylülcüm benim pek zamanım olmuyor uğraşacak. Yinede yakışmış sana tatlı görünüyorsun."

"Biz örtüyü yakışsın diye takmıyoruz. Allahın emri olduğu için takıyoruz."

Kime ne anlatıyorum ki? Elbetteki umrunda değil söylediğim sözler ancak Elif Hocam her zaman bizleri teşfik edin diye uyarırdı.

"Amaan Eylül sende. Ee neler yapıyorsun nerde şu damat adayı bizde görelim."

"Çağrı mı bilmiyorum en son koltuk takımıyla ilgileniyordu."

"Vay be Eylül bizden önce evleniyorsun demek."

KiMSiNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin