03# İlaç

12.4K 927 413
                                    

#3

İ L A Ç

M E L İ N D A W A D E

Melinda tamamen işine odaklanmış metal kolun son rötuşlarını bitirmek üzereyken, kapının açılma sesiyle olduğu yerde kalakaldı.

Daha yeni düzelen kalbi tekrardan korkuyla teklemeye başladı, nefesi ise zavallı ciğerlerinde sıkışacak kadar hapsolmuştu. Elektriğe yakalanmışçasına titreyen elleriyle başına geçirmiş olduğu maskeyi çıkararak, girişe doğru yaklaştığında yeni bir simayla karşılaştı. Kapının girişinde oldukça kısa boylu, yuvarlak gözlükleri olan bir adam duruyordu. Eğer yüzünü görmese boyundan dolayı rahatlıkla bir çocukla karıştırabilirdi.

''Sonunda. Kimse bana getirildiğini söylemedi.''

Korku tekrar zihnini bulandırarak nefesini tam anlamıyla kesti. Buradaki kimseyi, başına neler geleceğini bilmiyordu. Birkaç tahmin de bulunabiliyordu ve hiçbiri iyi şeyler değildi, hepsi de karanlık, tehlikeli düşüncelerden oluşan korkunç bir karmaşaydı. Genç kadının tek bildiği evinden çok uzakta, başka bir kıtada ve başka bir ülkede, etrafı silahlarla dolu askeri bir yerleşkede olduğuydu. Korkmak için her türlü nedeni vardı.

''Adım Andrew, Andrew Zola.''

Andrew içeriye yürümeye başladığında, Melinda hiç düşünmeden Kış Askeri'nin koluna sarıldı. Hiç tanımadığı yanındaki bu adamdan korkması gerekirken ilgilendiği süre boyunca, aralarında garip, kendisinin dahi anlayamadığı bir bağ kurulduğunu hissetmişti. Bağ bile denilemezdi aslında. Çok silik ve güvensizdi ama orada olduğunu biliyordu.

''Buraya getirilmeni özellikle ben istedim. Adın Melinda'ydı değil mi?''

Melinda adını duymasıyla tutunduğu kola daha çok sığındı. Bu adamlar nasıl onu tanıyabiliyordu? Tamam, babası ünlü bir mühendis olabilirdi ama kendisi hep geri planda kalmayı tercih etmişti. Üstelik bunun için de özel bir çaba sarf etmişti. Babası bunu ne kadar engellemek istemiş olsa da, bu Melinda'nın kendi tercihiydi ve şimdi bu kadar tanınabiliyor olması, onu iyice korkutmaya başlamıştı.

Zola ona doğru bir adım daha attığında, Kış Askeri'nden bir hırlama duydu.

Çıkardığı ses çok karanlıktı. Bariton, vahşi bir hırlama odada adeta yankılanmıştı. Kış Askeri kolunu uzatarak onu belinden yakaladı ve kolayca arkasına alarak, iri gövdesiyle görüşünü engelledi.

Melinda'nın titremesi bir an için, çok kısa bir an için, kesilir gibi oldu. Kış Askeri'nin davranışları ilkel diyebileceği türden bir yabanilik taşıyordu. Yine de Zola'ya karşı hiç tanımadığı kendisini savunması, duyduğu mide bulandırıcı korkusunu az da olsa yumuşatmıştı.

''Asker, çekil oradan.''

Andrew'in katı ve emrivaki sesi, Kış Askeri'ni durdurmaktan ziyade daha çok kızdırmış gibi omuzlarını germesine sebep oldu.

''Bu bir emirdir! Çekil, şimdi!''

Kısa boylu adamın bağırması üzerine Melinda yaprak gibi titredi. Zola ne kadar ufak tefek bir adam olursa olsun, görünüşe göre yargılamaması gerektiğini iyi biliyordu. Kış Askeri emrine uymadığı için ona ne yapacaktı? Onu koruyordu, Kış Askeri'nin yaptığı tam olarak buydu. Korkularını anlamış olmalıydı, gerçi kim anlamazdı ki? Beden dili her şeyi açıkça dışarıya yansıtıyordu.

Kendi bencilliği yüzünden, zaten yaralı olan bu adamın tekrardan canının yanmasına göz yumamazdı. Aldığı kararla birlikte, saklandığı yerden yavaşça çıktı ve Kış Askeri'nin koruyucu gövdesinden sıyrıldı.

Kırılgan MetalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin