11# Adamantium

8.8K 677 252
                                    

2. B Ö L Ü M : K I Ş I N  F I R T I N A S I

________

#11

A D A M A N T İ U M

M E L İ N D A W A D E

'' Karışımı buraya dök''

Melinda elinde tuttuğu tüpü, Zola'nın emri üstüne gösterdiği yerdeki diğer karışıma dökerek sıvının mavi bir renk almasını izledi. Kış Askeri'yle konuşmasından bu yana bir haftadır onunla karşılaşmamışlardı. Hasta olduğu süre zarfında laboratuara uğrama gibi bir şansı olmamıştı ve şimdi Zola ondan intikam alır gibi her gününü burada, onun emir ve isteklerini altında geçirdiğinden emin oluyordu.

Zola'nın ise tek yaptığı odanın merkezine oturarak onu izlemekti.

''Güzel, şimdi bundan bir tane daha yap.''

Melinda isyan etmemek için kendini tuttu. Neredeyse bir saattir bu karışımla uğraşıyordu. Sıvıyı tam olarak hazırlamasındaki amacı, Kış Askeri'nin metal kolundaki parçaların arasında bulunan küçük mekanizmaların uyumunu arttırmaktı. Bir nevi arabanın motor yağını yenilemek gibiydi ancak o kadar çok element ve ince hesap vardı ki, özellikle de Zola'nın akbaba gibi izleyen bakışları altında bunu başarmak bir hayli zor olmuştu.

Ve şimdi ondan bir tane daha istiyordu.

''Hareket ettiğinizi göremiyorum Bayan Wade.''

Zola'nın sinir bozucu kibar sesine karşılık, Melinda iç çekmemek için dudaklarını bastırdı. Ne zaman adı yerine ona bu şekilde hitap etse tüyleri diken diken oluyordu. Zola'nın sabrının tükenmeye başladığını gösteren birkaç detaydan biriydi. Adamın diğer, sınırı aştığındaki esas yüzünü henüz görmüş olmasa da bu hali bile korkutucu olabileceğini göstermeye yetiyordu. İlk geldiği zaman emrini hemen yerine getirmediği için bağırmasından anlamıştı bunu.

Melinda yeni bir karışım hazırlamak üzere tezgâha geçti ve düşünceli gözlerle bir süre önündeki malzemelere baktı. Kış Askeri hakkında Zola'ya birkaç soru sormak istiyordu ancak bunu kısa boylu bilimadamının merakını üzerine çekmeden yapmalıydı. Her ne kadar bu adamdan tek kelime bile duymak istemese de, askere karşı verdiği kararın arkasında durmak istiyordu. Ona yardım edeceğini söylemişti ve bunu yapacaktı da.

''Size bir soru sorabilir miyim efendim?''

Melinda bakışlarını ondan birkaç metre ötede oturan Zola'ya çevirerek yüzüne ifadesiz bir maske yerleştirdi. Bunu başarabilirse kafasındaki soru işaretlerinin bir kısmı cevaplanabilir ve belki şans onunla olursa, işi daha bile kolaylaşabilirdi.

Askerle geçirdiği konuşmadan sonra yerleşkedeki insanlarla ilgili fikirleri daha da karamsarlaşmış, böyle insanların hakikaten da var olduğunu bilmek midesini bulandırmıştı. Kendi pis işleri için buna razı olmayan bir adamı tehdit ederek, gözünü korkutarak yaptırmak.

Basit aynı zamanda da gurur yaralayıcı bir davranıştı.

Sorusuna karşı Zola'nın gözleri hafifçe irileşti. Tepkisini saniyelik bir sürede toparlayarak, burnunun ucunda duran gözlüklerini geriye ittirip onu süzdü. Anlaşılan onunla konuşmasını beklemiyordu, onu hazırlıksız yakalamış olmalıydı. Melinda cümlelerini seçerken daha dikkatli olması gerektiğini not düştü.

Kısa süren sessizliğin ardında Zola başıyla onu onaylayarak konuşması için işarette bulunduğunda, Melinda gerilmeye başlayan vücuduna destek olmak amacıyla tezgâhın kenarlarına tutundu.

Kırılgan MetalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin