15# İlk

10.3K 713 784
                                    

Playlist: Kıyamet - Egemen Akkol

Dünyam senden ibaret, 

Ruhumu bir sözüne hapset,

Kalbinde hiç yok adalet,

Fark etmez kopsun kıyamet...

#15

İ L K

________

1  H A F T A  S O N R A

M E L İ N D A W A D E

Okuduğu kitaptan başka bir sayfa çevirerek yaslanmış olduğu duvardan kısa bir anlığına başını kaldırdı ve saatlerdir aynı pozisyonda kalmaktan dolayı kramp giren boynunu ovaladı. Görevi başarıyla tamamlamasının ardından Pierce onu oldukça takdir etmiş, kısa bir süreliğine de olsa yapacağı tüm işlerden azat etmişti. 

Yaşlı adamın bariz şaşkınlığı eşliğinde takdir dolu övgülerini almak hoşuna gitmese de, onu böyle bir göreve gönderdiği için aslında bir teşekkürde bulunabilirdi. Sınırlarının üstüne gitmesini ve kaybettiği cesaretinden ufak da olsa bir parçasını bulmasını sağlamıştı. Üstelik ona tam da ihtiyacı olduğu zamanda geri kazanmıştı bunu.

HYDRA gibi tehlikeli bir örgütte kendine güven ve cesaret oldukça önemli iki temel faktördü. Bunlara sahip olmadan kolayca bu ezici gücün altında kalabilirdi ve Melinda neredeyse o yola doğru sürüklenerek çekişmeyi kaybedecekti.

HYDRA'ya kafa tutmak gibi bir düşüncesi yoktu, zaten böyle bir işe kalkışsa da gücü örgütün karşısında sıfırdan da az olurdu. Cesarete bu kadar ihtiyaç duymasının sebebi, Kış Askeri'ne yardım etme isteğiydi. Eğer bir şeyler yapmak istiyorsa bundan korkmadan, gözünü kara tutarak yapması gerekecekti çünkü HYDRA'nın getirdiği koşullar bunu gerektiriyordu.

Derin bir iç çekerek kucağında tuttuğu kitabın kapağını kapatıp yanına bıraktı ve başını duvara tekrar yaslayarak gözlerini kapattı. Parmakları kendiliğinden dudaklarının üstünde dolaşarak yanaklarının kızarmasına sebep oldu.

Kış Askeri neredeyse onu öpüyordu.

Parmakları kısa sakallarına tezat olan yumuşak dudaklarına dokunduğunda, Kış Askeri tüy kadar hafif bir öpücük kondurmuştu ve hemen sonrasında olanlar ise kalbinin teklemesine yetmiyormuş gibi durdurmuştu resmen. Dudakları birbirine o kadar yakındı ki, nefesini yüzünde hissetmişti. Araya askerlerden biri girmeseydi, o dokunduğu yumuşak dudakları belki de kendininkilerin üstünde bulacaktı.

Yüzü anı hatırlamasıyla daha da ısınırken askerin ona göstermiş olduğu naziklik, kalbini bir kuşun kanat çırpınışları gibi attırmıştı. Mavi gözleri ona her seferinde öyle bir ifadeyle bakıyordu ki, en ufak bir düşüncesine kadar her şey kafasından siliniyor, bakakalıyordu. 

Kendini topla Melinda.

Gözlerini tekrar açtı ve alev alan yanaklarına hafifçe elleriyle hava yaparak, kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Kendisiyle ilgili hemen hemen hiçbir şey bilmeyen bu adamdan hoşlanmaya başlıyor olamazdı. Ona değer verdiğini biliyordu, bu kanısına Afganistan'a gittikleri sırada varmıştı. Ama hoşlanmak? Bu değer vermeden daha farklı, daha duygusaldı ve bir nedenden ötürüde daha korkutucuydu.

Bu konuyla ilgili fazla deneyimi olmadığından, aslında ne demek olduğunu tam olarak bildiği söylenemezdi. Ama okuduğu tonla pembe, sabun köpüğü olan kitaplarına bakılacak olursa içinde bulunduğu, daha doğrusu eğer önüne geçemezse girecek olduğu durum buydu.

Kırılgan MetalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin