10# Rüya

8.7K 676 360
                                    

#10

R Ü Y A

M E L İ N D A W A D E 

Kıpırdamaya korkuyordu.

Kış Askeri ona o kadar derin bakıyordu ki neredeyse gözlerini bile kırpmıyordu. Açık mavi gözleri hiçbir detayı es geçmeden izlerken, Melinda yanaklarının daha fazla pembeleştiğini hissetti ve her ne kadar kollarının arasında olmak, onu daha iyi hissettirmiş olsa da kıpırdanarak kalkmaya çalıştı.

Asker bir çeşit transtan sıyrılır gibi gözlerini birkaç kez kırpıştırıp odağını tekrar gözlerine çevirmesiyle, Melinda kalkmak istediğini belli edercesine kollarını işaret etti.

Ona rüyasını anlatırken, kendini bu kadar kaybedip hem geçmişinden hem de babasına duyduğu özlemi anlatmayı beklememişti. Daha da kötüsü önünde tekrar ağlayacağını, kontrolü elinden bu denli kayacağını düşünmemişti. Ancak rüyası çok gerçekçiydi, bastırmaya çalıştığı özlemini kolayca su yüzeyine çıkarmış ve kendine hâkim olmasına engel olmuştu.

O anda ne utanç, ne de başka bir şey hissetmişti. Babası için gözyaşı dökmekten utanmıyordu, eğer geri geleceğini bilse binlercesini dökmeye razıydı ve eğer Kış Askeri onu kollarının arasına almasaydı, muhtemelen bunu yapacaktı da.

Melinda önce ne olduğunu algılayamamıştı, askerin böyle bir harekette bulunacağı aklının ucundan dahi geçmemişti. Temastan hoşlanmayan bir adamın onu bu kadar sıkı sarmalaması genç kadının acısını hafifletmekle beraber askerle ilgili vardığı fikirleri tekrardan gözden geçirmesine sebep olmuştu.

Anlaşılan Kış Askeri sandığından da fazla çekingen bir yapıya sahipti. Fakat bugün ki gelişmeyle Melinda onda kapıları aralamayı başardığını anlamıştı. Takdir edilecek kadar büyük bir adım sayılırdı ancak daha fazla çabalaması gerekiyordu. Çok, çokdaha fazla hem de.  

''Rüyanı anlatma sırası sende''

Sözlerini yumuşak bir tonda tutarken, bir yandan da Kış Askeri'nin kalın kollarının arasından güç bir kuvvetle kalkarak karşısına gelecek şekilde oturdu. Bulunduğu yerden kalkmayı kesinlikle istememişti. Adamın yaydığı güven hissi çok muazzam ve güzeldi, kendisini korunaklı bir kozayla çevrilmiş gibi hissettirmişti.

Kış Askeri ona cevap vermeden önce zemine doğru bakarak, düşüncelerle dolan mavi gözlerini uzun kirpiklerinin ardına sakladı. Melinda askerin beden dilini okumakta hiç zorlanmamıştı, konuşmak istemediğini biliyordu. Bunu o kadar net belli ediyordu ki, anlayabilmesi için beden dilini okumasına gerek yoktu.

Askerle geçen günler boyunca öğrendiği şeylerden biri de fazlasıyla içine kapanık biri olmasıydı. Kendisinden daha kötü birinin var olamayacağını düşünürken, Kış Askeri tezini varlığıyla çürütüvermişti. Hem de ne çürütmek... Karşısındaki adam sosyal becerilerden çok uzaktaydı, tıpkı bir çocuğa neyin nasıl olduğunu en baştan öğretmek gibiydi. Fazla bir farkı olduğu söylenemezdi.

''Sorun değil, anlatmak zorunda değilsin.''

Melinda Kış Askeri'nin uzun süredir sessiz kalmasıyla elektriklenen ortamı yumuşatmaya çalışarak, yatıştırıcı bir edayla elini askerin elinin üzerine koydu. Dokunuşlarını oldukça hafif ve dikkatli tutmaya çalışıyordu. Önündeki adam tehlikelinin vücut bulmuş hali olsa da, buna tezat ürkek bir yapısı vardı. Ve bu durum Melinda'nın fazlasıyla kafasını kurcalayan ve de üzen bir durumdu.

Bir adam hem bu kadar tehlikeli ve saldırgan bir havaya sahip olup, aynı zamanda da tam tersine nasıl sahip olabilirdi?

Etrafındaki insanların Kış Askeri'ne karşı genel olarak yaklaşımları emir vermek ve yerine getirilmesini beklemekti. Melinda henüz askere zarar verdiklerini görmemişti, yaklaşımları kaba ve göz korkutucu olsa da kasten yaraladıklarına şahit olmamıştı ancak Kış Askeri'nin bazı hareketleri, bunun aksinin yaşandığını söyler gibi ürkekti. Sürekli tetikte olan yapısı her an bir şey olacakmış gibi gergindi ve asla rahatlayamıyordu. Bir parçası hep ayaktaydı, uyumuyordu.

Kırılgan MetalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin