________
#39
S Ü R P R İ Z
M E L İ N D A W A D E
İlkbahar sabahının ılık havası, aralık halde duran pencereden içeri süzülerek odanın içinde tatlı bir esinti yarattı. Genç kadın, çıplak tenine değen soğuklukla irkildi ve uykulu bir halde yorganı üstüne çekmek için elini etrafında dolaştırdı. Eli, saniyeler içinde aradığı yorganı bulmuştu fakat yanı başında Bucky'nin olması gerekirken hissettiği boşluk, uykusunun dağılmaması için verdiği mücadaleden vazgeçmesine sebep olmuştu.
Pes eden bir iç çekişle, yüzüne vuran cılız Güneş ışıklarıyla beraber gözlerini araladı.
Uykunun vermiş olduğu buğulu gözlerle çevresine şöyle bir bakmayı başardığında, odanın içini sarıya boğan, altının parlak tonlarıyla karşılaştı. Güneş sanki odanın içine doğmuş gibi tatlı bir sıcaklıkla onu ve çevresini sarmalamıştı. Gözlerini Bucky'den bir iz görebilmek adına etrafını kuşatan sade ihtişamdan ayırarak göz gezdirmeye devam etmesiyle, oraya buraya atılmış kıyafetleri gördü.
Ve dün gece olanlar anında zihnine akın etmeye başladı.
Yanakları ısındı, kalbi hızlanırken genç kadın Bucky'nin yokluğunu değerlendirerek, çabucak üstüne bir şeyler geçirmek için yataktan fırlarcasına çıktı. Dün gece Melinda'nın hayal edemeyeceği kadar büyülü geçmişti. Bucky'nin, sanki camdan yapılmış gibi her an kırılmasından korkarmışcasına dokunuşlarındaki naziklik, canını acıtmamak için göstermiş olduğu dikkat ve özen, hepsi gözlerinin dolmasına sebep olacak kadar sevgi doluydu.
Bucky her ne kadar onu acıdan korumak için büyük bir çaba sarf etmiş olsa da, Melinda er ya da geç yaşayacağını hissetmişti. Tahmin ettiği kadar korkutucu bir acı olmasa da acı, acıydı sonuçta ve bir süre boyunca katlanmak zorunda olduğunu düşündüyse de, dakikalar birbirini takip ettikçe bambaşka bir şeye dönüşmüştü.
Hayatında hiç çıkarmamış olmadığı sesler, dün gece nasıl olup da dudaklarından cesurca çıkabilmişti bilmiyordu ama utanmamıştı. Normalde çoğu insanınkinden daha utangaç olan yapısı, bir yerden sonra sineye çekilir gibi uzaklaşmış, bedenleri bir bütün olurken durumu utana sıkıla karşılamak yerine, anın tadını çıkarmasına izin vermişti. Melinda'nın hayatında denemlediği en özel anlardan biri olmuştu.
Belki de en özeli.
Bucky, ay ışığının yumuşak huzmeleri altında adeta nefes kesen bir yunan tanrısı gibi gözükmüştü. İnce bir terle kaplanmış bedeni, hareket etmesiyle beraber kasılıp gevşeyen kasları ve boğazından çıkan derin hırıltılarla, karşı konulması imkânsız bir sanat eseriydi resmen. Özellikle bakışlarını bir an olsun gözlerinden kaçırmayan, koyu bir maviye bürünen gözlerindeki saf sevginin netliği o kadar derindi ve baş döndürücüydü ki, görmek için ışığa bile gerek duymamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırılgan Metal
Fanfiction-Hayran Kurgu İçinde #53 -Marvel İçinde #1 [] HYDRA'nın onun için kullandığı isim Kış Askeri'ydi, kimileri için ise gölge, kimileri için ise sadece bir hayalet. Rusya'nın kışı kadar soğuk ve acımasızdı, emir alır ve onu sorgulamadan yerine getirirdi...