Kırılgan Metal

36# Sam Wilson

4. B Ö L Ü M : K I Ş I N  S O N U

________

#36

S A M  W İ L S O N

M E L İ N D A W A D E

''Yani,'' Genç kadın başını yaslamakta olduğu yerden hafifçe kaldırarak, Bucky'nin mavi gözlerine baktı. ''Defter hatırlamanda yardımcı oldu, öyle mi?''

Bucky kısa bir an cevap vermek yerine sadece belinde duran tutuşunu sıkılaştırarak, bedenlerinin arasında mesafe kalmayacak şekilde birbirlerine yapıştırmakla yetindi. Hastaneden taburcu olmasının üzerinden üç gün geçmişti ve Bucky bir saniyeliğine bile olsa yanından ayrılmamıştı. İkinci bir gölgesi gibi nereye gitse hemen arkasındaydı.

Durumundan memnun olsa da, ilginin bu kadar üstünde olmasına alışmak onda farklı, hiç tecrübe etmediği bir deneyim yaratmıştı.

''Evet.''

Bucky çenesini başının üstüne yerleştirip, sessizce mırıldandığında Melinda kollarının arasında koza gibi sarmalanmanın tadını çıkartarak mutlu bir gülümsemeyle, başını Bucky'nin boynuyla omzunun birleştiği alana yerleştirdi. En son olanlardan sonra bu anları yeniden yaşayabilmek çok güzeldi. Duygularını tarif edebilmesi imkânsızdı, kendini büyülü bir anın parçası gibi hissediyordu.

Ruhu sakinleşmişti. Son birkaç haftadır, hatta neredeyse bir aydır tatmadığı huzur, şimdi yeniden bedenini bulmuş, sinir sistemine masaj yaparcasına onu rahatlatmıştı. Endişe, korku, üzüntü her biri hiç var olmamış gibi üstünden silinip gitmişti.  

''Ne izleyeceğimize karar verdin mi?''

Bucky'nin derinden gelen sesi göğüs kafesinde adeta yankılanarak kulaklarına ulaşmasıyla, genç kadın irkilerek başını televizyonu görecek şekilde çevirdi. Yarım saat önce film izlemek için gelmişlerdi ancak konuşmalardan ve genç kadını yüzünü sıcacık eden birkaç eylemden sonra, ne için gelmiş olduklarını unutuvermişti.

Bu çok da güç değildi aslında. Bucky sadece varlığıyla onu alaşağı ederken, nasıl dikkatini ondan başka bir yerde yoğunlaştırabilirdi ki?

''Doğru ya, film.'' Melinda anlıyormuş gibi davranmaya çalışarak konuşmak için çaba sarf etse de aklındaki bütün fikirler uçup gitmişti. ''N-Ne filmi izleyecektik?''

Bucky şaşkınlıkla çıkan sorusuna karşılık halini komik bulmuş gibi kahkaha attı ve başını eğip dudaklarına ufak bir öpücük kondurarak, yüzünü nazikçe okşadı.

''Bende sana onu soruyorum güzellik.''

Melinda cevap vermek için ağzını açtı fakat odaya başka birinin girmiş olduğunu görmesiyle konuşamadı. Uzun boylu, oldukça koyu bir tene sahip olan yapılı bir adam, girişi kolayca bedeniyle doldurmuştu. Bucky tepkisini hissetmiş olacak ki kasları bedenin altında anında gerilerek, tehlikeli gözlerle bakışlarını takip etti ve başını bakmakta olduğu kişiye doğru döndürdü.

''Siz iki aşk güvercini Steve'i gördü mü?''

Melinda durmuş oldukları pozisyondan dolayı utanarak, pembeleşen yüzüyle kalkmak için hareket ettiyse de, Bucky kucağında kalmasını sağlayarak kıpırdamasına engel oldu. Koyu tenli adam Bucky'den yayılan gerilimi hissetmiş gibi dostane bir gülümseme sundu ve havayı yumuşatmaya çalışırcasına elindeki dosyaları gösterdi.

''Ona vermem gereken bazı raporlar var da.''

Genç kadın merakının baskın gelmesiyle kalkmak için bir kez daha hareket ettiğinde, şaşırtıcı bir şekilde Bucky bu sefer onu serbest bıraktı. Melinda girişe doğru hızlı adımlarla çabucak vararak, ondan fazlasıyla uzun olan adama soru sormadan önce kısa bir an baktı.