15. Bölüm

61 10 7
                                    

Bölüm şarkısı: Lana Del Rey- Wait

15. Bölüm

Alışılmışlık hissi.

Evet, tam olarak buydu. Hiçbir tepki veremiyordum. Kabuslarımı hatırlatsa da, kalbim eskisi gibi telaş ya da korkuyla çarpmıyordu.

Az önce gülümsemiştim.

Mutluydum. Bir an için her şeyi unutmuştum.

Sanki benim güzel bir anımda mutsuz etmek için bekleyen bekçiler vardı ve benim güldüğüm anları bekliyor; yaşanmışlık kağıtlarını yüzüme çarpıyordu. Kağıtlar yere dökülürken içimdekiler de birer birer siliniyordu.

Yatağa uzandığımda içimdeki his katlanıp büyüyordu. Karnımda hissettiğim sıkıntı yok olmak bilmiyordu. Sabahları kendini kenara çekse de gecenin karanlığı ve kastvetinden kaçamıyordu. Sanki geceleri her şey daha acı vericiydi. Uyuyunca hafifliyordu bir şeyler. Ama uyuyamazsan sabaha kadar vicdan mahkemende yargılanıyordun. Ya da hayatındaki tüm hatalar bir gecede kapına dayanıyordu.

İlk evre: Hatırlamak.

Her şeyi hatırlıyordun. Gündüz gözüne çarpmasa ve hissetmesen bile geceleri en ufak ayrıntıları dahi tek tek hafızanda canlandırırdın.

İkinci evre: Pişmanlık.

Yaptıkların ve söylediklerinden pisman olmaya başlardın. Keşkelerin çoğalırdı bir gecede. Ve bu keşkeler beyninde uçuşurdu. Ta ki, delirdiğini hissedene dek.

Son evre: Acı çekiş.

Her şeyin bittiğini ve hiçbir şeyin geri alınamayacağını hissettiğinde birden hayat boğucu gelirdi. Belki iki göz yaşı dökerdin. Belki de yaşadıkların seni öyle duygusuz yapardı ki tepki veremeyecek kadar boş davranırdın. Bazıları takmazdı belki de. Umursamayan insanları görmüştüm.

Umursamamazlık. Bence bu harika olmalıydı.

Okulda her sınıfta mutlaka tembel bir çocuk olurdu. Ödev yapmazdı, sınavlardan düşük alırdı... İnsan hayret ederdi. Hocaların o sözlerini, aldığı notları umursamadan en arkadaki sırasında uyumaya devam ederdi o çocuk. Ve ben her zaman hayran kalırdım ona. İçten içe imrenirdim. Düşük notlar almasına ya da tembelliğine değil. Umursamamasına imrenirdim.

Hayat kısaydı çünkü. Sadece bir kez yaşayabilirdin ve bir şeyleri takmadan nefes almak daha güzel olabilirdi.

Nerede olduğumu idrak edemeyerek öylece baktım odaya. Beynim başka boyutta gibi hissediyordum.

Neyse ki delirdiğimi gizleyecek kadar aklım vardı.

***

Ortamdaki müziğin ritminde dans eden bedenlere bakarken buraya nasıl geldiğime hayret etmeye devam ediyordum.

Önceki hayatımda bu yoktu. Partiler, barlar, erkek arkadaşlar... Bunlar bana aykırıydı. Ama ne yazık ki bu insanların hayatı buydu; eğlence. Başka dertleri yoktu. Ya da dertlerini önemsemeyip eğlenebilecek kadar gamsızdılar. Bu, kınadığım bir durum değildi. Aksine, kıskandığım bir durumdu.

Nur, iki gündür benden özür diliyordu. Hatta bu özürler yalvarma boyutundaydı. Daha fazla uzatmamam gerektiğini düşünerek özrünü kabul ettiğimi söylememe rağmen içten içe ona eskisi gibi bakamıyordum. Onda bir şeyler vardı. İki yüzlü bir kızdı. Veya kurnaz. Lakin asla göründüğü gibi masum değildi. Yanılıyor da olabilirdim.

KÜLLERLE DANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin