7. Bölüm

74 14 3
                                    

7. Bölüm

Gökyüzü mavilerini üzerime dikmiş, güneş kollarını elbisemde gezdiriyordu. Tenimdeki karıncalanma bazı şeylerin habercisiydi.

Çevreme bakınarak ilerledim. Orman, alabildiğine uzundu. Uzaktan gelen nehir sesleri huzuru simgeliyordu ama içimdeki kötü his bir şeyleri engelliyordu. Yavaş adımlarım toprağa değiyordu ama çıplak ayağımın altındaki zemin yumuşacıktı. Bastığım dallar kuş tüyü gibi okşuyordu ayaklarımın altını.

Yine de ilerlemeye devam ediyordum. Derin bir nefes çektim içime. Burnuma sızan koku beni huzursuz ediyordu. Bu balta girmemiş ormanda beni rahatsız eden bir şeyler vardı.

Ellerimle yanımdaki çalılara dokunarak ilerlemeye devam ettim. Aradığım şey ilerideydi ama ne aradığımı bilmiyordum. Sadece bildiğim tek şey, ilerlemem gerektiğiydi.

Kırmızı elbisem yürürken bacaklarıma çarpıyordu ve üstümdeki kıyafet çok ağırdı. Sanki bu elbiseyle denize girip çıkmıştım. Islaktı ve su ağırlık yapıyordu. Saçlarım rüzgarda savrulurken umursamadım. Ellerimle çalılara dokunarak ilerledim.

Gök yüzü birden karardı. Gözlerimi yukarı çıkardığım anda yüzüme gelen su yağmurun habercisiydi.

Uzaktan bir çığlık sesi duydum. Adımlarım daha ne olduğunu kavrayamadan o tarafa yöneldi bile. Giderken, kalbimin atışları hızlanyordu.

"Yapma," diyordu bir kız. "Yalvarırım, dur."

Tekrar bir çığlık ve ağlama sesleri.

Onları gördüğümde benden uzaktaydılar. Arkası dönük adam önündeki kıza bir şeyler yapıyordu. Adım seslerimi duymuş gibi arkasını döndü. Gözleri beni tanıyor gibiydi.

Sonra birden kendimi başka bir yerde buldum. Mekan aynı mekandı. Kuşların kanatlarının sesini hâlâ duyabiliyordum. Şimdi o adam önümdeydi. Az önceki kızın yerinde ben vardım. O kız bendim.

Adam birden üzerime yürümeye başladı. Çok korkutucu bakıyordu. "Katil," diye fısıldadı. "Katilsin."

Ellerimle yerden destek alarak kalkarken parmaklarımdan kollarıma uzanan uğursuz sıvıyla irkildim. Üzerime silmek için elbiseme sürttüğümde aslında elbisemin de kan olduğunu fark ettim. Kırmızı sandığım elbise, kenarlarından gördüğüm kadarıyla beyazdı ve kana bulanmıştı.

Önümdeki adam yere yığılırken çığlığım ormanda yankılandı. Ama birileri hâlâ fısıldıyordu.

"Katil."

"Katilsin."

"Hayır," diye mırıldanarak gözlerimi açtım. Nefes nefese kalmıştım ve kalbim hızlı hızlı atıyordu. Kabus görmüştüm. Sadece kabus. Gerçeklik payı olan bir kabus.

Yanaklarım ıslaktı. Uyurken ağlamış olmalıydım. Aklıma dolan anıları göndermek için kafamı iki yana salladım.

Hayır, bunları hatırlamak istemiyordum. Aradan yıllar geçmişti. Bir hafta önce olanlar yüzündendi. Tam bir haftadır, yürürken ya da sokaktan geçerken hep arkama bakma gereği duyuyordum. Bir gün geleceğini biliyordum oysa ama şu an bunu kaldırabilir miydim, bilmiyordum. Hayatımın en büyük tramvasını atlatamamıştım ve ömür boyu da atlatamayacaktım. Vücudumda izleri duruyordu zaten.

KÜLLERLE DANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin