(1) Merhaba

1.7K 156 127
                                    

"Peki anne bu ne kadar sürecek. Benim hayatım burada. Ben buraya çok alışkınım, herkesten birden nasıl kopabilirim? Hem bu sadece iş için olamaz babamın işleri zaten iyi neden nedennn!!!"dedim. Sesim son kelimelerimde çatallaştı. Bir isyandaydım ve ne yapabileceğimi bilemediğim bir açıklamayla karşı karşıyaydım.

"Bak Hira emin ol orada da mutlu olacaksın aynı yaşam şartları ve aynı hayatın olacak sadece arkadaşlarından uzaklaşacaksın. Ayrıca onlarlada sürekli görüşebileceksin. Bu gerekli emin ol sebebini de zamanı gelince ayrıntısıyla öğreneceksin. Ama şimdi sadece iş, babanın şirketi oraya taşıması bizim için çok daha iyi olacak."dedi annem. Sanki çok normal şeyler diyormuş gibi konuşuyordu. Nasıl bu kadar sakin olabiliyordu?

Sadece anlamak ile anlaşılabilmek arasında sıkışıp kalmıştım. Gözümden düşen bir kaç damla yaş ile hızlı adımlarla üst kata çıkıp odamın kapısını açtım. Açık mavi tonlarındaki yatağımın üzerine kendimi attım. Masamın üzerine uzanıp telefon ve kulaklığımı aldıktan sonra rastgele bi şarkı açıp ağlamaya başladım.

Ha bu arada ben size kendimi tanıtmadım. Ben Hira Earle. 17 yaşımdayım. 3 yaşımdan beri İngiltere'de yaşıyorum.

Annem Gaye Earle, Türk. Babam Selim Sader Earle o ise bir İngiliz. Büyükannem de Türk olduğu için iki isim kullanıyor.

Burada bir hayatım var. Çok samimi arkadaşlarım, adı aşk olmasada bir ilişkim var. Düşünsenize her şeyim burada. Ama şimdi ailem Türkiye'ye taşınacağımızı söylüyor ve tek açıklamaları babamın işi. Holdingimizi oraya taşıyacakmış.

Babamın işi burada da iyi zaten. Çok güzel bir villamiz, evlerimiz, arabalarımız, hizmetçilerimiz var. İşte herkesin özendiği hayat. Babamım işini oraya taşıması ne katabilir ki. Bu açıklama çok ama çok saçma. Bana bir şey sormadan hareket etmeleri çok saçma. Şu an yaşadığım her şey çok saçma.

Düşünsenize her şey normal giderken aileniz ani bir taşınma kararı alıyor. Bunun için biraz bile mantıklı olmayan bir açıklama yapmıyor.

Aslında buradan ayrılmak için bir nedenimiz yok. Aslında beni buradan ayırmayacak, burdan asla koparmam dediğim bir nedenim de yok ama nedense üzülüyorum.

Marck pek neden değil ( sevgilim olur kendileri) zaten onunla sedece monoton bir ilişkim var. O ne kadar aşk sansada bu o değil. Arkadaşlarım desem çok fazlalar her kurstan her spor dalından okuldan her şeyden bir sürü arkadaşım var. Ama Lena ve Pelin dışında pek samimi degilim digerleriyle. Onlardan ayrılamam. Okulum desem zaten bir Türk okulunda okuyorum ve etrafımda benim gibi olan çok insan vardı. Hiç yabancılık çekmeden büyüdüm.

Aslında beni burada tutan pek bir şey yoktu. 14 yıldır beni buraya hiçbir şey bağlamamış mıydı yani? Bu kadar mı?Belki yeni bir hayat bu sıkıcı yaşantımdan iyi olabilirdi. Belkide her şey daha güzel olabilirdi. Kulaklığımı çıkarıp Marck'a mesaj attım.                  

Yarım saat sonra beni al konuşmamız lazım.

Tamam mesajını aldıktan sonra dolaptan yırtık bir kot ile siyah bir badi
giydim. Boğazıma siyah bir bant taktıktan sonra, ceket dolabımda pembe, beyaz ceketimi üzerime geçirdim. Siyah püsküllü çantamı koluma taktıktan ve elime güneş gözlüklerimden birini alıp aşağı indim. Annem salonda oturuyodu.                                

                                

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ne oldu bugün o üstün toplantılarından yok mu?"dedim alaylı bir şekilde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ne oldu bugün o üstün toplantılarından yok mu?"dedim alaylı bir şekilde. Annemde babamla birlikte çalışıyordu. İşlere daha çok babam bakardı. Ama annem de ilgilenirdi. Annem daha çok şu vakıf toplantı şeylerine giderdi.

"Ben Marck 'la dışarı çıkıcam."diye devam ettim. Ailemiz sevgili olduğumuzu biliyor ve bu ilişkiyi destekliyorlardı. Ama biz Marck'la beraber büyümüştük. O bana bir sevgiliden çok arkadaştı, dosttu. Ama ona bunu hiç anlatamadım o hep aşık olduğumuzu sandı.

Biraz sonra kapı çaldı. Gelen Marck'tı.  Kapıyı kapatıp çıktım. Marck'ında bizim gibi gözde bir ailesi vardı. Ailelerimiz iş vasıtasıyla tanışıyorlardı. Hemde 1. sınıftan beri aynı okulda okuyorduk.

Arabada monoton bir kaç cümle dışında hiçbir şey konuşmadık. Kısa bir süre sonra bir mekana oturduk biraz bir şeyler mırıldandıktan sonra hiç zorlamadan kelimeleri ağazımdan döküverdim

"Türkiye'ye taşınıcağız ve ben... Ayrılmak istiyorum."dedim. Bu kadar kolaydı. Yani adı zaten aşk olmayan bir ilişki zaten bitmeliydi.

Marck'ta biraz şaşırdı ama atlatır heralde. Biz burada kalmaya devam etsek bile sürmezdi ilişkimiz, olması gereken buydu. Ona konuşması için pek fırsat vermedim. Masadan kalktım ve gittim.                    

Bir hafta sonra                 

"Ben hazırım hadi artık." dedim ve yavaş adımlarla merdivenlerden indim. Artık istiyodum gitmeyi. Yeni bir hayat istiyordum. Yeni bir mutluluk.

Eşyalarımız bizden ayrı gelecekti ben de sadece küçük bir çanta hazırladım. Arabaya binip havaalanına doğru yol aldık. Yüzündeki anlamsız ifade aslında biraz içimde de vardı. Hava alanına geldik. Bir kaç formaliteden sonra uçağa bindik.

Yorucu bir uçak yolculuğunun ardından hava alanına ulaştık. Uçaktan aşağı inmemle derin bir nefes aldım ve mırıldandım.                                               

"Merhaba güzel olacağına inandığım yeni hayatım."

Arkadaşlar bu benim ilk hikayem.  Veee hayalim. Umarım gelecekteki hayallerime karşı attığım bu adım güzel sonuçlar alır. Desteklerinizi bekliyorum.  ❤😘❣

Din Dan Don!! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin