(23) Spor Kulübü

323 67 14
                                    

"Aynı bir melek gibi."

"Demir çok teşekkür ederim. Sen de öylesin. Ben daha fazla kızarmadan gidelim istersen."dedim gülümseyerek.

Beraber üst kata doğru çıktık. Derin'leri görünce onlara doğru ilerledik. Bi sandalyeyi çekip Derin'in karşısına oturdum. Demir'de Batın'ın karşısına oturdu.

"Derin sadece aç değildim. Neden bu kadar abarttın. Bak geldim işte."dedim biraz samimi bir ses tonuyla.

"Aaa sen aşağıda yemek yemiceksin zayıf zayıf kalıcaksın. Ben de burada kilo alıcam. Olmaz. Arkadaşlar beraber yiyip beraber kilo almak içindir."dedi gülerek.

Bende onun dediklerine gülerek karşılık verdim. Derin ise sözlerine devam etti.

"Tabiki şakaydı. Ama kulağada güzel geldi. Aslında burada iki erkekle sıkıldım bunlarla hiç dedikodu yapılmıyor. Ben çağırsam gelmezdin, bende Demir'i yolladım."

"Anladım."dedim gülmeye devam ederek.

"Derin sen istersinde biz dedikodu yapmazmıyız. Kız şunun saçlarımı gördün mü rengi hiç güzel olmamış."dedi Batın alaylı bir şekilde.

"Ne yani Batın biz sanki böyle mi dedikodu yapıyoruz. Öyle olsun Batın."dedi Derin. Ama sonradan dayanamadı ve kahkahalara boğuldu.

Hep beraber gülmeye başladık.

Aslında her şey yolundaydı. Demir'in kelimeleri kalbimi ısıtmıştı. Herkes iltifat sever bir kere ondan. Sadece ondan. İltifat yani!!

Günün devamında da böyle bol bol gülerek zaman geçirdik. Aslında mutlu bir gündü. Okul böyle devam etti.

Çıkışta Derin'le bir mekana oturup sıcak çikolata içtik. Tabiki güzel bir sohbet eşliğinde. Sohbeti de Derin başlattı.

"Hira spor klübü işini ne yaptın?"

"Daha konuşmadım babamla. İyi hatırlattın konuşurum bu akşam."

"Tamam canım. Bizim klüpte güzel. Daha doğrusu ben eskisi kadar gidemiyorum kurslardan ama."

"Büyük ihtimalle ben de haftanın bir günü giderim. Benimde kurslarım başlayacakmış çünkü. Ailem önce buraya alışmamı istediği için okulla beraber başlatmadı."

"Daha yeni bir ülkeye alışmadan kurslarla başlasaydın kötü olurdu gerçekten."

"Bencede."

Böyle devam eden güzel bir sıcak çikolata eşlikli sohbetten sonra evlerimize geri döndük.

Eve geldikten sonra odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Biraz telefonla biraz da bilgisayarla zaman geçirdikten sonra arkadaşlarımla (Lena, Pelin, Marck) konuştum. Ardından da masama geçip ders çalışmaya başladım.

Ne kadar yeni bir ülkenin rehavetine kapılmış olsamda bu yılın sonunda bir sınava giricek olmam kaçınılmaz bir gerçekti. Artık bununda farkına varmaya başlamıştım.

İki aya yakın bir süredir de buradaydım. Alışmıştım. Dersler, arkadaşlar, öğretmenler, ülke, şehir her şey artık o kadar da yeni değildi bana. Çünkü bir süredir bunun içindeydim ve bu süreç alışmamı sağlamıştı.

Hava ağır ağır kararmaya başlamıştı. Yaklaşık 2-3 saattir çalışıyordum. Annemlerin aşağıdan gelen seslerini duyar gibi oldum. Kitaplarımı toparladıktan sonra lavobada ellerimi yıkadım ve aşağıya indim. Salonda yoklardı. Arkama dönüp

"Sibel abla annemler nerede?"dedim.

"Odalarına çıktılar. Birazdan yemeğe inecekler."dedi

"Sağol."dedikten sonra yemek odasına gittim. Bir kaç dakika sonra da annemler indi.

Din Dan Don!! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin