(18) Ağlamak

322 65 14
                                    

"Yakalandım!!"

Çekmeceyi çok az aralamıştım ve o aralıktan gördüğüm minik kutu gözlerimi esir almıştı. İçimden ne kadar merak istekleri geçsede şu an yakalanmış durumdaydım.

Kafamı yavaş yavaş arkaya çevirdim. Gözlerim babamın gözleriyle karşılaşınca yerde oturur pozisyondan ayağa doğru kalktım. Hemen durumu toparlamaya çalışarak babamın ne yapıyorsun bakışları altında bir şeyler saçmaladım.

"Baba flash diskimi bulamıyorum burada mı?"

"Burada olduğunu hiç sanmıyorum Hira ama senin burada ne yaptığın konusunu düşünüyorum. Çalışma odama girilmesini sevmediğimi bilirsin. Ve de yapmazdında."

"Yarına ödev hazırlamam gerekiyordu. Hazırladım ama flash bulamadım. Aklıma da burası geldi. Siz de sohbet edince bölmek izletemedim. Özür dilerim babişkom."

Kelimelerim bitince boynuna sarıldım. Kendimi affettirmek için genelde bu yolu seçerdim. Malesef şu an babamın sandığından daha da suçluydum. Ama buna beni onlar zorlamıştı. Benden bir şey saklamasalar ben de onların özellerini karıştırmak zorunda kalmazdım.

Ayrıca oradaki kutuda ne vardı. Merak ediyordum. Kahverengi sandığa benzeyen minik bir kutuydu ve önünde de kilidi vardı. Bence yeterince gizem doluydu.

Babamın omzundan kollarımı çekdikten sonra ona bir yavru köpek bakışı gönderdim.

"Tamam Hira bunu bir daha tekrarlama ama. Kemal beye söyle sana bir flash alsın. Bu benim odamı karıştırmandan daha etkili bir yol."dedi kızgınlık dolu ama biraz da yumuşamış bir ses tonuyala.

Gülümseyip tekrar özür diledim. Babamda şüphe uyandırmamak için de Kemal amcadan flash almadını istedim. Ardından odama çıktım.

Pofidik koltuğumun üzerine oturduktan sonra odamı inceledim. Biraz büyük bir odaydı. Ama içerisinde fazla eşya yoktu. Giyim odasının ayrı olması yerine büyük bir oda tercih edilmişti. Tam ortada büyük bir yatak vardı. Odanın sağ tarafı giyim sol tarafı ise ders materyallerini kapsıyordu.

Kendimi bu şehre çok yakın ve alışmış hissetsemde hala bu eve tam olarak alışamamıştım. Aslında orada ki evimizden iç eşyaları olarak çok da farklı değildi.

Yavaş adımlarla pencereme doğru ilerledim. Daha önce bu pencereden dışarıyı ayrıntılı incelememiştim. Sitede oturmuyorduk ama yan yana bizimkilere benzeyen villalar uzanıyordu. Aralarındaki mesafeyi evlerin bahçesi ve evi çereleyen duvarlar arasındaki üç dört metrelik boşluklar sağlıyordu.

Kafamı boşaltmak için sürekli inceleme çabasına giriyordun ama çok da etkili olduğunu sanmıyordum. Kafamın bir köşesinde hala o minik kutu ve ailemin benden sakladıkları şey vardı.

Bu şey beni çok huzursuz ediyordu. Ve artık hakkında düşünmek istemiyordum. Belki de ortada hiç ama hiç bir şey yoktu sadece benim üstün hayal gücüm sürekli bir gizem eşiğinde sallanıyordu. Bu ihtimalin "belki" kavramını aşması artık beynimi yorup kendimi üzmemem için bir işaretti.

Bir karar almıştım. Ortada hiç bir şey yoktu. Kendimi belkiler için yormayacaktım. Aileme güvenmem gerekiyordu. Onlar bir şey olsa bana anlatırlardı. Bu yapboz burada tozlu raflar arasına kaldırılıp unutulacaktı. Her şeyin sadece hayal gücünden ibaret kısa bir oyun olduğunu düşünüp bitirecektim bu oyunu.

****

Sabah daha huzurluydum. Tüm ünlemleri ve soru işaretlerini kırıp bir köşeye atmıştım. Ve güzel bir güne uyanmıştım. Her şeyin her zamankinden daha güzel olacağına inandığım bir güne.

Okula gittiğimde durumu biraz Demir'le konuştum. O da bu kararı almama sevinmişti çünkü bu seçeneğin beni mutsuzluktan uzaklaştıracağını ikimizde biliyorduk. Onun benim mutlu olma seçeneğime sevinmesi bana huzur veriyordu. Sanki birinin sana değer vermesi senin kendini önemli hissetmeni sağlıyordu.

Bu gün yine her zamanki gibi bol bol gülmeli, fazlasıyla eğlenceli, doyasıya mutlu bir gündü. Gün boyu ben, Demir, Derin, Batın berberdik. Selen'in ara ara gelmeleri hariçti tabi. Ama artık ona bile alışmıştım. Biz konuşurken Selen araya girip bozmazsa merak ediyordum neden gelmedi diye.

Son iki ders de okulun spor salonuna indik. Yüzücektik. Yüzmeyi çok severdim. İngiltere'de daha çok kapalı hazuda yüzerdim ama tatillerde mutlaka Denizli yerleri tercih ederdik. Yüzme konusunda çok iyidim ama profosyenel değildim.

Asıl profosyenel olarak tenis ve golf oynuyordum. En sevdiğim sporlarda bunlardı. Bir de binicilik vardı tabi. Atları çok ama çok severdim. Buraya geldiğim günden beri de binmemiştim.

Yüzme fikri yeterince güzeldi. Odalarda hazırlandıktan sonra havuzun olduğu yere geldik. Havuz büyüktü. İlk önce öğretmen eşliğinde küçük ısınmalarla biraz alıştık. Bu sıralarda sınıftan bir kaç kişinin olmadığını fark ettim. Bunlar arasında Selen de vardı.

Isınmalar ardından yarışlar yaptık. Çok eğleniyorduk. Aramızda profosyenel olanlarda vardı. Gerçekten çok ama çok iyi yüzüyorlardı. Demir'inde profosyenel yüzücü olduğunu orada öğrendim. Daha önce bu konu hakkında pek konuşmamıştık.

Mola da Demir Derin ve benim yanıma geldi.

"Oo Demir gerçekten muhteşem yüzüyorsun."

Minik bir gülümsenin ardından

"Teşekkür ederim"dedi. "Sen de iyi yüzüyorsun. Gayet iyi."

"Teşekkür ederim. Senin kadar olamasam da."

"İstersen bir şeyler öğretebilirim."

"Senin gibi bir profosyenelden eğitim almak kulağa hoş geliyor. Bir gün çalışmayı çok isterim."

"Boş olduğun bir gün haber ver çalışalım o zaman."

Gülümseyip.

"Tamam."dedim.

"Mola bitti galiba ben Batın'ın yanına gideyim."dedi

Bende başımla onayladım. O sırada Derin'inde benim yanımda olmadığını fark ettim. Kısa süre sonra o da geldi. Biraz daha yüzdükten sonra ders bitti hepimiz üzerimizi değiştirdikten sonra Derin ve ben okul çıkışına doğru yürüyorduk. Ani bir duraksamayla Derin'e döndüm.

"Kıyafetlerimi odada unuttum galiba. Sen git ben onları alıp giderim canım."

"Tamam canım."

Derin'le ayrıldık. Eşyalarımı büyük ihtimalle spor salonunda unutmuştum.
Yukarı doğru merdivenlerden çıkarken duyduğum ses ile duraksadım. Tiz bir ağlama sesiydi. Büyük ihtimalle ses lavabodan geliyordu. Yönümü oraya doğru çevirip adım atmaya başladım. Ses gittikçe kendini belirginleştirdi.
Kapının kolunu tuttum. Ses hala devam ediyordu. Kolu yavaşça aşağıya indirerek kapıyı açtım.

Kapıyı açmamla beraberde iki gözle karşı karşıya kaldım. Şaşırmamı sağlayan iki gözle...

Yenii bölümm. Umarım beğenirsinizzz. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 💘💞💓

• Bir sonraki bölümde multide kimi istersiniz, bir de hangi şarkıyı. Yoruma yazarsanız veya mesaj atarsanız çok çok çok sevinirim. ❤️

Din Dan Don!! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin