Ne yani, ne diyor bunlar. Bir şey olduğunu fark etmiştim ama of of. Kafamın içinde bomba patlatmışlar gibi oldu. Bu da neydi şimdi benim hakkımda karar almışlardı ama benim bundan haberim yoktu. Kafam zaten çok doluyken bir de bu çıkmıştı. O KIZ. Acaba benim hayatımı etkileyecek olan o kız diyerek neyden bahsediyolardı.
Artık biliyordum ki ailemin benden sakladığı bir sır vardı. Her şeye neden olan sır. Bir aile sırrı.
Mutfağa gitmeden geri odama döndüm. Tabiki uyumam mümkün değildi. Merak ediyodum olanları. Benim dışımda ama benimle ilgili olanları. Sürekli fikir yürütme çabam koca bir boş kümeyle sonuçlanırken uyuya kalmışım.
****
"Günaydın."
"Günaydın."
"Günaydın."Güzel bir günaydın maratonuyla güne başlamıştım ama kafam yine dündeydi. Aslında neyden bahsettiklerini çok merak ediyordum ama bir karar almıştım. Sormayacaktım. Eğer sorarsam önlem alır ve daha iyi saklarlardı ama eğer bildiğimi bilmezlerse yine açık verirlerdi ve bu da sırlarını bulmamı kolaylaştırırdı. Hem sorsam da bana bir şey anlatmayacaklarını çok iyi biliyordum.
"Eee baba hemen başlayacak mısın?"dedim gayet sakin bir ses tonunu korumaya çalışarak.
"Şu an Soner Bey var şirketin başında bugün bir bakarım giderim büyük ihtimalle. Şu an devir işleriyle uğraşılıyor zaten."dedi. Benden bir şey saklıyorlardı ama sesinde bunun tınısı bile yoktu. Benim ailem ne zaman bu kadar sinsi olmuştu.
Sırf konuşma açmaya çabalıyodum ama sıkıcı ailem minik smilelerle kahvaltılarını yapıyolardı. Annem bana dönüp
"Kıyafet alışverişini bugün yapalım. Okulun başlayınca zaman harcamazsın."dedi. Bende başımla onayladım. Bu stresi ancak alışverişle azaltabilirdim zaten.
Buraya tüm kıyafetlerimi getirmemiştim. Giyinmeyi çok sevdiğimden çok da kıyafetim vardı. Her gün değişik konbinler yapmayı severdim. Moda tasarımı okumayı da istiyordum zaten.
Kahvaltıdan sonra bi duş aldım sonra da üzerimi değiştirmek için dolabının önüne geçtim. Bir kot şort ve beyaz kısa bir üst giydim. Şortuma kahverengi bir kemer ekledim. Üzerime karışık desenli ceket tarzı ince bir şey giydim. İki tane gold kolye taktım. Alışverişde yoruluruz diye ayağıma gold sandaletler giydim. Aynada son olarak kendime baktıktan sonra hazırdım.
Yatağa oturup telefonu elime aldım. Marck'tan mesaj yoktu. Buna sevinmiştim. 10-15 dakikalık bir telefon turundan sonra aşağıya indim
"Ben hazırım çıkabiliriz."dedim. Alışveriş için mutlu olduğumu sezdirmemeye çalışarak. Ne olursa olsun kızgındım onlara. O kadar mutlu olduğumu bilmemeleri daha iyi olurdu.
Annemden tamam amaçlı gülümsemeyle karışık bir kafa sallama aldıktan sonra arabaya geçtik. Oradan da annemin daha önceden belirlediği mağazalara gittik.
Alışveriş yapmayı severdim. Kafamı boşaltmama yardım eden şeylerdendi. Yeni bir dolabı itinayla doldurabilecek bir kıyafet alışverişinden sonra annem odam konusunda kararlı olup olmadığımı sordu. Bende karalı olduğumu söyledim.Bir mekana oturup bir şeyler içtik sonrada eve geri döndük.
Akşam Lena ve Pelin'le görüntülü konuştuk. Onları da özlemiştim. İlk defa birbirimizden ayrı kalıyorduk. Ve uzun süre de ayrı kalacağımızı biliyoruk.
Az kalmıştı. Yeni hayatımda adım adım ilerliyodum. Şu an sadece ve sadece bu hayatımın da anlamsız olmasından korkuyodum. Yani düşündümde nedensizce bi ülkeyi terkedebilecek ve bunda eksiklik hissetmeyecek kadar boştu eski hayatım belki de o yüzden istemiştim yeni bi hayatı belki İngiltere'de 14 yıldır kazanamadığım hayatı burada kazanırdım. Gerçek dostluğu bulurdum, belkide gerçek aşkı...
Pek ümitli olmasam belkileri düşünmek iyi gelmişti. Beni anlamsız hayatıma karşı suçlu hissetmemek için iyi bir metotdu BELKİ.
1 hafta sonra
"Baba hadi ben hazırım." dedim merdivenlerden aşağı doğru inerken.
Nedense minik bir heyecan tonlaması vardı sesimde. Mini ekoseli eteğim ve içine sokuşturduğum beyaz, göğüsünde okulun adı yazan tişörtle okulun başladığını hissediyordum. Okul kıyafeti olayı biraz canımı sıkmıştı. Çünkü İngiltere'deki okulumda böyle bir kural yoktu. Yine de beğenmiştim okul kıyafetlerini.Yeni hayatımın benim için en önemli metodu olan okulum başlayacaktı. Babam her şeyi hazırlamıştı. Bana yapabileceğim bir şey bırakmamıştı. Derin düşüncelerimden beni çekip alan annemin sesi olmuştu.
"Kahvaltı yapmadan gitmeyi düşünmüyosun değil mi canım?"dedi. Bu imalı ton hep gıcığıma giderdi. Gözlerimi devirip masaya oturdum sonra babamda geldi. Kahvaltı ardından ikimizde tam olarak hazırlandık ve arabaya bindik. O da işinin başına tam anlamıyla geçecekti.
O kız konusu hala beynimi kurcalarken şu an yeni okulum için heyecanlıydım ve canım başka birşey düşünmek istemiyordu. Düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Bir süre sonrada okula geldik. İçimde hafif bir ürperti oluştu süzerek okula bakıyodum.
"İstersen beraber gidebiliriz."dedi babam.
"Hayır baba gerek yok kendim halledebilirim."dedim. Sesimin özgüvenli çıkmasını sevmiştim.
Arabadan yavaşça indim. Babama el salladım. Minik adımlarla okula doğru yürüyordum. Okul gri beyaz karışık bir renge boyanmıştı ve de yeterince büyüktü. Bahçede bir sürü kişi vardı. Herkes birbirine sarılıyor birbirleriyle konuşuyodu. Minik adımlar ve hızlı kalp atışlarıyla biraz daha ilerledikten sonra durdum ve kafamı yavaşça kaldırdıktan sonra mırıldandım.
"Merhaba güzel olacağına inandığım yeni hayatımın ikinci yarısı."
Yine ben. Sevenlerim yaşam enerjimi yüksek tutuyo bende sürekli yeni bölüm yazmak istiyorum. Umarım beğerirsiniz. Bölüm canım arkadaşım Elif Aksoy'a gelsin. 😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Din Dan Don!! (Tamamlandı)
Ficção AdolescenteKendini rutin biri sanarken gizemlerin merkezinde bulmak! Her şeyi aniden ve açıklamasız değişen Hira'nın hayat hikayesi. Yeni bir ülke yeni bir hayat yeni bir liseye başlamasıyla hayatı değişen Hira hayatının aslında çok farklı olduğuyla ilgili şe...