3

12K 761 34
                                    

Deli Selin

Karşımızda ki çocuğa anlamaz gözlerle baktık. Aslıyı ve lakabını nereden biliyordu? Nerden tanıyordu? Mavi gözleri ve siyah saçları vardı. Yapılı bir erkekti, giydiği gömlekten kasları belli oluyordu. Her kızın yavşayacağı erkek türündendi yani.

-Sen kimsin?

Çocuk alaycıl gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdi.

-Bu okulda kavga edemezsiniz, kimseye karışamazsınız. Okula yeni geldiniz kuralları bilmiyorsunuz, bu seferlik bir şey demiyorum ama bir daha olursa bu kadar sakin konuşmam.

Kaşlarım çatık bir şekilde cümlesini bitirmesini bekledim.

-Hadi ya? Sen kimsin ki senin dediklerine ah pardon kurallarına uymak zorundayız?

Buse aramızda en sakinimizdi. Aslında sakin değildi. Çok iyi laf sokardı, önce laflarıyla ezer sonra yumruklarını konuştururdu.

-Yakında öğrenirsiniz kim olduğumu, kim olduğumuzu.

Birden çocuğun etrafında beliren 3-4 çocuğa dik dik baktım. Kim dedi lan ekşın yok diye?

-Kimse ne bana nede arkadaşlarıma ne yapacağımızı söyleyemez. İddialı konuştun ama konuştun. Sende daha bizi tanımıyorsun. Hafife alma, hafife alırız.

Aslının konuşmasıyla kantindekiler uzun bir 'ooo' çektiler. Bizi dinlediklerini daha şimdi fark etmiştim. Çocuklardan biri İpeğe dikkatle bakıyordu. Ona baktığımı anlamışcasına bana baktığında tek kaşımı kaldırdım.

-Arıza her yerde Arıza.

Alaylı kahkasına İpek sırıttı

-Ulan bana bakın sizin birleşip monomer olan polimerlerlerinizi s*kerim. Uğraştırmayın bizi.

İpeğin küfrüyle kantindekiler daha da gaz verirmişcesine 'ooo'ladılar. Hızlı adımlarla kantinden çıktığımızda derin bir nefes aldım.

-O neydi lan öyle?

Ufak bi kahkaha attım. Biz böyleydik. Hiçbir şeyi ciddiye almaz boşverirdik. Biz bizden başka kimseyi ciddiye almaz, umursamayız.

Okulun bitmesiyle derin bi nefes alıp toparlanarak okuldan çıktık. Bahçe de o çocuğu ve arkadaşlarını gördüğümüzde umursamayıp yolumuza devam ettik.  Yurda girdiğimiz de müdire hanım ilk günümüzü sordu. Kısaca özet geçip odamıza gittik. Müdire hanım biz 7 yaşındayken geldi yurda. Anne sevgisi nasıldır bilmiyorum ama bize öyle sevgi gösterdi ki bi anne gibiydi. Ettiğimiz kavgalara kızar bir daha olmaması için uyarırdı. Ama kendisi de biliyor ki bu kavgaların hiç bir zaman sonu gelmeyecek. Odaya girdigimiz de üstemdekileri çıkarıp kendimi yatağa attım. Çok yorgundum ve uykum vardı. Ama uyumam gerek çünkü akşam yemeğine yaklaşmıştık. Buse bugün ki konuları tekrarlarken İpek müzik dinliyor Aslıda kitap okuyordu.

-Hadi yemeği kaçıracağız.

Hep beraber yemekhaneye gidip sıraya girdik. Yemekte tavuk olduğunu gören İpek hunharca bağırıp sevinç dansı yaptı. Gözlerimi devirip sıranın gelmesini bekledim.

Bir taraftan yemeğimi yerken diğer taraftan günü değerlendiriyorduk.

-Sıkıcı, o kavga ettiğimiz cocuklar sanırım okulu eğlenceli yapacaklar bizim için.

Busenin konuşmasına İpek karşı çıktı.

-Kim olduğumuzu biliyorlar, yani bizi tanıyorlar. Bunun altından bir şey çıkar.

-İpek, bizi herkes 'Delikanlı Kızlar' olarak tanır. Bence anormal bir durum yok.

Aslı ise umursamaz sesiyle cevap verdi.

-Neler olur bilmiyorum ama iyi şeyler olucak gibi durmuyor. Çocuklardan bildiğin tehlike akıyor. Ki bugün bizi bariz bir şekilde tehdit ettiler.

Haklıydı. Tehdit edildik. Ama bunu takmıyoruz. Bizi korkutamazlar, canımızı yakamazlar. Eğer aramızdan birine zarar verirlerse o zaman yanar canımız. Ama bu kadar ileri gideceklerini düşünmüyorum. Yani umarım.

DELİKANLI KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin