Asrın
Hakkım da kim ne söylüyorsa hepsini kabulleniyordum. Ben bi bataklığa batmıştım. Aslı beni o bataklıktan çıkaracak tek kişiyken ben onu itmiştim. O bataklıkta çırpınıyordum. Yaşamak için çırpınıyordum. Nefes almak için çabalıyordum. Eğer Aslı gelirse nefes alabilirdim. Ve onun beni sevmesi, bana gelmesi için elimden geleni yapacaktım. Ben Asrındım, istediğimi alırdım. İstediğim tek şey ise Aslıydı.
Arabama yaslanıp elimde sigaradan son bi duman çekip attım. Aslının okul çıkışındaydım. 1 hafta olmuştu okullar açılalı. Hergün onu izlemiştim. İçten kahkahalarını, abisine sarılışını, yeni tanıştığı insanlarla olan samimi konuşmaları. Herşeyini izlemiştim. Aslıyı gördüğüm de kalbimin hızlandığını hissettim. Yanında ki kızla gülerek birşeyler konuşuyor, yürüyorlardı. Arkasında ise abisi ve arkadaşları. Önceden nefret ettiğim mavi gözleri beni bulduğun da nefesimin kesildiğini hissettim. Gülüşüyle beraber adımları da durdu. Yanında ki kız ona ne oldu der gibi sorular sorarken o sadece bana bakıyordu. Tıpkı benim gibi. Abisi Aslının yanına gelip birşeyler söylediğin de Aslı cevap vermedi. Baran benim olduğum yere baktığında öfkelendiğini fark ettim. Bana doğru bi adım atmıştı ki Aslı kolundan tutup birşeyler söyledi. Baran sinirle birşeyler söyledikten sonra Aslı yavaşça yanıma gelmeye başladı.
Onu yakından görmeyi, bağırışını, gülümseyişini, somurtmasını hatta kafamı ısırmasını bile özlemiştim.
Aslı
Yanına gidip tam karşısında durduğum da soru dolu gözlerimle ona baktım.
-Ne işin var senin burada?
Gözlerin de anlamlandıramadığım bi ifade vardı ve ben bunun ne olduğunu bilmiyordum. Gerçi ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
-Ben... Aslı ben yaptıklarım için özür dilerim. Biliyorum geri dönüşü yok bu yaptıklarımın. Ama pişmanım. Seni kaybetmekten korkuyorum ben.
Alayla kahkaha attım.
-Sen beni hiçbir zaman kazanamadın ki kaybedesin Asrın.
Derin bi nefes alıp gözlerini kaçırdı.
-Bak ben herşey için pişmanım. İzin ver affettireyim kendimi sana. İzin ver sevdireyim kendimi.
Boş gözlerle baktım gözlerine.
-Ne sevdirmesi Asrın? Ben seni istemiyorum ki sana izin vereyim? Senin yaptıkların affedilir şeyler mi?
-Asl...
Geriye doğru adımladım.
-Sen, sen kendini affedebiliyor musun?! Ben kendime yeni bi hayat kurdum! Annemle, babamla, abimle! O hayatta ne kızlara ne de sana yer yok Asrın! Unut beni de , sevgini de!
Sinirle ellerini saçlarının arasına daldırdı. Sonra yüzüme karşı bağırdı.
-Unutulur mu lan?! Unutulur musun?! Seni bu kadar çok severken seni unutmamı nasıl beklersin benden!
Üzerime doğru geldiğin de arkadan biri beni kendine çekip önüme geçti. Tabii ki abim. Elini kaldırıp Asrına yumruk atacağı sırada önüne geçip elini tuttum. Şaşkın bakışları beni bulurken gözlerine yalvarır gibi baktım. Kavga çıksın istemiyordum. Hele ki benim yüzümden, asla.
-Yapma, gidelim.
Çocuklarla beraber Baranı uzaklaştırırken, Asrının söyledikleriyle bi kaç saniye duraksadım.
-Kim ne derse desin, sen nerede kiminle olursan ol, sen Arıza Aslısın!
-Ulan ben senin!
Baran tekrar Asrına doğru yumruğunu savurduğun da önüne geçmek kesinlikle benim hatamdı. Yanağıma yediğim yumrukla geriye doğru sendeledim. Öyle 1-2 yumrukla yıkılacak kız değildim. Yanağımı tutarak abime döndüm. Asrına baktığım da bana doğru yaklaştığını görmemle elimi kaldırıp durmasını işaret ettim.
-Git.
Tereddütle bana baktı.
-Siktir git Asrın!
Asrın son bi kez bana bakıp arabasıma bindi. Gözden kaybolduğun da derin bi nefes alıp abime döndüm. Hepsi şaşkınlıkla bi Barana bi bana bakarken gülmeye başladım.
-Ulan abimden de yumruk yedim ya.
Kahkaha atmaya başladığım da bizimkiler de benimle gülmeye başladı. Ne ara bizimkiler olmuştu? Abim korku ve dikkatle yanağımı incelerken ben hâlâ gülüyordum.
-Özür dilerim.
Sesinde ki üzüntüyü fark etmemle ona döndüm.
-Ya yok bir şey ben bunlardan çok yedim bana birşey olmaz. Hem ödeşiriz merak etme.
Gülerek arabalara dağıldık.
-Ya sen manyak mısın da önüme geçiyorsun? Böyle yumruk yersin işte. Kızım bırakta döveyim çocuğu.
-Abi, sen Asrını tanımıyorsun. Boşu boşuna başımıza dert açmaya ne gerek var boşver.
Derin bi nefes alıp başını 2 yana salladı.
-Aslı bu çocuğun seninle derdi ne?
Gözlerimi kaçırıp cevap vermedim.
-Aslı cevap ver!
Sinirlenmeye başladığını kasılan çenesinden anlamıştım.
-O, şey. Beni seviyor.
Gözlerini irice açıp bana baktı. Sonra tekrar önüne döndü.
-Ne demek seni seviyor?! O kimin kardeşini seviyor lan?!
Oflayarak arkama yaslandım. Bu erkeklerde ki kıskançlık fena birşey.
-Bana herşeyi baştan sona anlatıyorsun! Atladığın bi detay olursa annemin deyimiyle o boncuk gözlerini oyarım.
Yutkunup önüme döndüm. Ailecek psikopatız sanırım.
Baran
-Sonunda da bu olanlar olmuş işte.
Çocuklarla buluşmuş ve Aslının anlattıklarını çocuklara da anlatmıştım. Asrın denen çocuğu daha önceden de araştırmıştım. Kardeşimin yakasını kolayca bırakacağını düşünmüyordum. Bizimkilerle arka bahçede toplanmıştık. Aslı uyuyordu.
-Ne yapmayı düşünüyorsun?
Omuz silktim. Ne yapacağım hakkında bi fikrim yoktu. O çocuktan nasıl kurtulacağımızı da.
Ama bildiğim tek şey, bir daha kardeşimin benden ve ailemden koparılmasına izin vermeyecek olmamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİKANLI KIZLAR
Ficção AdolescenteKimsesiz 4 kız. Hayat onlar için hiç adil değil. Yetimhanede yaşayan 4 kızın hikayesi bu. Gittikleri yeni okullarında başlarına neler gelecek? Yada kimlerin başlarına bela olacaklar. Ben Aslı, diğerlerinin deyişiyle Arıza Aslı. Hayattan tüm umudumuz...