Multimediada ki zilli benim. Bazı arkadaşlarımız beni merak ediyormuş. Şimdilik bu resim kalsın. Belki sonra yüzümü de görebilirsiniz:)) (Gizemli yazar:))
Selin
Sahil de banklardan birine oturup denize baktım. Kimse yoktu bom boştu etraf. Tutmakta olduğum göz yaşlarıma dayanamayıp akmalarına izin verdim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Çaresizdim. 17 sene sonra bir kadının karşıma geçip 'ben senin annenim' diyeceği hiç aklıma gelmemişti ki. Ama hep hayalimdi annemi bulmak. Babamı da merak ediyordum, ama anne çok farklıydı benim için. Beni neden bırakmışlardı? Sanırım o kadına ilk sormam gereken soru buydu. Peki ya neden yıllar sonra karşıma çıktı? Neden önce değil de şimdi? İşte merak ettiğim, kafamı kurcalayan bir soru daha.
İpek
Yurdun bahçesine oturmuş, selini dinliyorduk. Şuan çok büyük bir duygu karmaşası yaşadığının farkındaydım. Aklında ki soruları söylemişti ama cevapları bizde değildi ki.
-Kararın ne Selin. O kadınla görüşecek misin?
Busenin sorusuyla dudaklarını büzüp omuz silkti.
-O kadınla görüşmelisin Selin. Bilmediklerini öğrenmeli, aklında ki soruların cevaplarını öğrenmelisin.
Aslıya bende onay verdim.
-Hem bak sen hep annenini bulmak istemiştin. Sen onu bulamadan o seni buldu. O kadını dinle ve affedip affeymeyeceğine sen karar ver. Ama bil ki kararın ne olursa olsun, biz yanında olacağız.
Bize buruk bir gülümseme yolladı. Bakışlarım arkasına kaydığında tedirgin bir şekilde Seline baktım. Oda arkasına baktığında, donuk bir ifade ile bize döndü. Biz onun ne yapacağını merakla beklerken o konuştu.
-Bence en iyisi erkenden yüzleşmek.
Arkasını dönüp kadının yanına gittiğin de kızlara döndüm. Buse yüzünde ki tebessümle onlara bakarken, Aslı dudakları düz bir çizgi halini almış, boş bir şekilde onlara bakıyordu. Aklımda ki soruyu sordum.
-Bir gün bizim de ailemiz karşımıza çıkarsa ne yaparsınız?
İlk cevap veren Buse oldu.
-Sanırım Selinin yaptığını yapar yüzleşirdim.
Bakışlarım Aslıyı buldu. Omuz silkti.
-Ruh halime bağlı.
Bu konuları hiçbir zaman ciddiye almaz dile getirmezdi. Onun düşüncesi 'sevselerdi bırakmazlardı' . Buse bana baktı.
-Sen ne yapardın?
-Ben de onlarla yüzleşirdim ama bu kadar erken yapamazdım. Sonuçta kafamı toplamam gerekir.
Selin
Yurdun karşısında ki cafelerden birine geldik. Boş bir masa bulup yanımda ki kadını beklemeden oturdum. Oda karşıma oturduğun da yüzünü inceledim. Kumral saçları yeşil gözleri vardı. Elmacıkları belirgindi. Güzel bir kadındı. Yanımıza gelen garsona sıcak çikolata sipariş ettik ikimiz de. Garson gidince tekrar kadına baktım. Oda bana bakıyordu, yüzünde ki gülümsemeyle.
-Artık konuşsak ha?
Benim sesimle boğazını temizleyip etrafa baktı.
-Aklıma takılan soruları soracağım. Sende bana yalansız dolansız cevap vereceksin.
Tereddütte kaldığı belliydi. Başıyla onayladı.
-Neden şimdi çıktın karşıma? Neden daha önce gelmedin de şimdi geldin?
Gülümsedi.
-Yıllarca hep geri döneceğin günü bekledim ben kızım...
-Geri dönmek? Evden ayrılmışım gibi konuşmayı keser misin lütfen? Beni siz bıraktınız, ben sizi değil.
-Lütfen sadece dinle.
Derin bir nefes alıp elimi başla dercesine hareket ettirdim.
-Yaz aylarıydı. Babanla beraber seni alıp gezmeye çıkmıştık. Sen arabanın arka koltuğundaydın. Birden önümüze bir araba çıktı. Kaza geçirmiştik. Gözlerimi açtığım da hastanedeydim. Ama s..sen yoktun.
Tüylerim diken diken olmuş karşımda ağlayan kadına bakıyordum. Ne yani beni onlar bırakmamışmıydı. Gözlerimden akan yaşları umursamayıp tekrar konuştum.
-Beni kim yurda bıraktı?
Derin bir iç çekip bana baktı.
-Bunu hiçbir zaman öğrenemedik. Ama yaşadığını hissediyordum. Nasıl hissetmezdim ki? Anneyim ben. Senden hiç ümidimizi kesmemiştik. Hep seni bulacağımız, senin bizi bulacağın günü bekledik. Ve bak, buldum seni!
Sessiz kaldım. Bir şey demedim. Diyemedim. Ne diyeceğimi bilmiyordum ki. Çok farklı duygular hissediyordum. Onun ve babamın bir suçu yokmuş ki. Onlar bırakmamış beni. Beklenti içinde bana baktığında omuzlarımı düşürdüm.
-Peki ya o? Babam, neden gelmedi?
-Oda gelmek istemişti, ama seninle ilk ben konuşmak istedim. Ama istersen hemen şimdi onun yanına evimize gidebiliriz?
Başımı onaylamazca salladım.
-Bana biraz zaman tanır mısınız?
Başıyla onayladı. Ayağa kalkıp arkamı dönmüştüm ki son bir soru daha sormak istedim.
-Peki, kardeşim var mı?
-Senden sonra çocuk istemedik. Çünkü sen yoktun. Bizim tek hayalimiz sendin.
Başımla onaylayıp arkamı döndüm. Ve yurda doğru adımladım, aklımda ki düşüncelerle. Babam nasıl biriydi? Beni özlemişmiydi? Yaşadığımı öğrendiğinde sevinmişmiydi?
En önemlisi beni sevmişmiydi?
Aslı
Selin yurda geldiğinde konuşmalarını özet geçip yatmıştı. Yüzünde ki gülümseme görülmeye değerdi. Akşam yemeğini yerken bile suratında ki tebessümü silmemişti. Onun için seviniyorduk. Hayali gerçekleşmişti. Ailesinin onu bırakmadığını öğrenmesi ise onun için ayrı mutluluk olsa gerek. Şimdi ise saat gece 12 idi. Kızlar odalarında uyurken ben bahçe de oturmayı tercih etmiştim. Uyku tutmadı ne yapayım? Boş boş etrafa bakarken bahçe kapısında ki biri dikkatimi çekti. Dikkatle bana bakıyordu. Yüzünü göremesem de gözlerinin mavisini seçebilmiştim. Ayağa kalktım. Hâlâ bana bakıyordu ve ürkmediğimi söyleyemem. Yüzünü görmek için büyük bir çaba sarf etsem de gecenin karanlığı buna engel oluyordu. Tam bana doğru 1-2 adım atmıştı ki çığlığı bastım.
-İsmail abi, yurda sapık dadanmış!
Bölüm geç gelecek demiştim ama dayanamadım paylaştım. Dediğim gibi herşey sizin elinizde. Okuyucularım lütfen votelemeyi unutmayın:) Bir sonra ki bölümü komedi tarzında yazmayı düşünüyorum. Tabii o anki ruh halim buna müsaade ederse. Mutlu kalıın:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİKANLI KIZLAR
Genç KurguKimsesiz 4 kız. Hayat onlar için hiç adil değil. Yetimhanede yaşayan 4 kızın hikayesi bu. Gittikleri yeni okullarında başlarına neler gelecek? Yada kimlerin başlarına bela olacaklar. Ben Aslı, diğerlerinin deyişiyle Arıza Aslı. Hayattan tüm umudumuz...