Aslı
Okulların açılmasına 3 hafta kalmıştı ve biz bu kısa süreyi iyi değlerlendirmeye çalışıyorduk.
Saçlarımı at kuyruğu yapıp üzerimi düzelterek odadan çıktım.
Anneme de dışarı çıkacağımı söyleyip evden çıktım. Bahçeye çıktığımda Ulaşın arabasını görmemle hoplaya zıplaya arabaya bindim.
Kendimi aşırı enerjik hissediyordum.
Ulaşın yanağından öperek arkama yaslandım.
-Günaydın.
Başıyla onaylayıp cevap verdi.
-Günaydın.
-Nereye gidiyoruz?
Suratını buruşturdu. Yani ya Emrelere ya da Buğralara.
-Emrelere gidiyoruz.
Doğru tahmin!
Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. Uykusuzdum ve bu kadar enerji dolu olmam normal olmadığımı kanıtlar gibiydi.
-Geldik.
Gözlerimi açıp arabadan indim. Ulaş yanıma gelerek elimi tuttu. O havalı havalı yürürken benim yerdeki taşlara takılıp düşme tehlikelerim sonucu ezikliğimi gün yüzüne çıkarıyordu.
Gülerek elimde ki elini belime çıkardı. Beni kendine çektiğinde ellerimi beline yerleştirip Emrelerin bahçesinden geçtik.
Eve girdiğimizde yine herkes bi köşeye dağılmış yatıyordu. Ulaşla bende çift kişilik koltuğa oturup anlamayan gözlerle onları izledik.
-Yine ne oldu sülalesi gevşekler?
-Yine ne oldu ya?
Aynı anda kurduğumuz cümleler de sanırım hangimizin daha terbiyeli olduğunu kanıtlıyordu.
Ecem bezmiş bi şekilde Emre ve Buğraya baktı.
-Bunların ikisi de gerizekalı. Hayır yani benim gibi bir kız nasıl böyle insanlarla arkadaşlık kurdu anlamadım.
Buğra yanında duran yastığı Ecemin suratına fırlattı.
-Biri neler olduğunu anlatacak mı artık?
İkisinden ses çıkmayınca Eceme baktık. Ecem ise kıkırdadı.
-Bu ikisi sabah Ulaş gelmeyince evden çıkıp buluşmuşlar. Buğra yolda bi kız görmüş kızla konuşmaya çalışmış, kız da 'taciz ediyorlar' diye bağırıp Buğrayı dövmeye başlamış. Bizim delikanlı Emre de, Buğrayı kurtarmak için araya girmeye çalışınca kızın arkadaşı da Emreye saldırmış.
Bi kaç saniye tip tip Eceme bakıp içimde tuttuğum kahkahayı serbest bıraktım.
-Sen benim yerimde olsan aynısını yapmazmıydın?
Emre, sinirle Eceme bakarken Ecemde bizimle beraber gülüyordu.
-Yoo, ben direk kaçarım.
Gülüşüm dururken Eceme baktım.
-Sen, ben kavga ederken beni bırakıp gidiceksin yani?
Sırıttı.
-O söz sadece bu 3'ü için geçerli. Öküz gibi cüsseleri var ama hatunlardan dayak yiyorlar.
Ulas yaslandığı koltukta doğruldu.
-Beni karıştırma kızım. Hayatımda dayak yememiş ben bi de kızdan mı dayacak yiyeceğim? Hah.
Alaylı ses tonuna kıkırdadım. Buğra ise Ulaşa çemkirdi.
-Ama senin bizim tarafımızda olman gerekiyordu!
-Bayat!
Emrenin son sözünü anlamasam da gülmüştüm.
Aklıma gelen şeyle sinsi sinsi sırıtıp Emreye baktım.
-Emre, Buseyle konuşuyor musunuz?
Emre o gün düğünde gözlerini Buseden ayıramamıştı. Sürekli ona bakarken yakalıyordum, ona baktığımı görünce de başka tarafa bakıyordu.
Telaşlı hali gözümden kaçmadı değil.
-Ne alaka şimdi Buse?
-Bilmem, düğünde pek bi süzdün de kızı.
Elini saçlarına götürüp karıştırdı.
-Ben içecek birşeyler getireyim.
Ayağa kalkıp koşar adım mutfağa girdiğinde kıkırdadım. Ulaşta ne yaptığımı anlayınca güldü.
Buğra ise bana çemkirdi.
-Emreye kız ayarlayacağına bana ayarlasana, vicdansız!
Ona suratımı buruşturarak baktım.
-Sen umutsuz vakasın.
Okullar açıldığı için uzun bi bölüm yazamadım arkadaşlar. Bölümler kısa ama sürekli olarak gelecek. Yani haftada 2-3 belki de 4 bölüm paylaşabilirim.
İyi akşamlaar:)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİKANLI KIZLAR
Novela JuvenilKimsesiz 4 kız. Hayat onlar için hiç adil değil. Yetimhanede yaşayan 4 kızın hikayesi bu. Gittikleri yeni okullarında başlarına neler gelecek? Yada kimlerin başlarına bela olacaklar. Ben Aslı, diğerlerinin deyişiyle Arıza Aslı. Hayattan tüm umudumuz...