Yine bırakmıştın beni. Kaçmıştın benden, bizden. Bari gülüşünü bıraksaydın arkanda. Güldüğümüz zamanlar ne kadar güzeldi! Bana bakınca yüzüne yayılan gülümseme içimi ısıtıyordu. Niye gittin ki? Bu sefer uzun sürdü sanki gidişin.
Seninle izlediğimiz martılar bile geliyor hâlâ yanıma. Denizin kıyısına vuran dalgaların sesleri kulağımda yankılanırken, martılar giriyor araya.
Çığlıklarıyla anılarımıza dalıyor. Geçen yine gittim o kayalıklara. Hani bizim, üzerini işaretlediğimiz bir kaya vardı ya. Sen seçmiştin. Bu senin kadar güçlü, benim kadar da yalnız demiştin. Ben artık güçlü değilim. Sen de artık yalnız değilsin. Yanında hiç kavuşamadığın ailen var artık. Köpeğin, arkadaşın, ailen herkes orada. Ama şimdi de ben yalnızım be sevgilim. Ruhumda seninle gitti. Sadece bana ait bedenim kaldı. Bir de hiç unutamadığım o suratın...Bana anlamlı gözlerle bakan, uykusuzluktan gözlerinin altı morarmış, soğuktan bembeyaz olmuş o suratın var. Gözlerini unutamıyorum. Biliyor musun? O telefonu açmadığım için o kadar pişmanlık duyuyorum ki! Arkandan gelmek istiyorum. Seni bulduğum o kayalıklara gittiğimde hep vazgeçiyorum. Seni kimin bu hâle getirdiğini, kimin bizi ayırdığını, kimin canını aldığını öğrenmek istiyorum. Onların cezasını kendi ellerimle vereceğim. İşte ondan sonra yanına gelebilirim. Ama sana söz veriyorum. Yanına geldiğimde bir daha seni hiç bırakmayacağım. Ellerini bırakmayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığın Notaları
Proză scurtăYalanlarıyla tutunduğu hayatı dışında hiç bir şeye sahip olmayan adam... "Müzik ruhun gıdasıdır." demiş birileri. Sırtımda gitarım, karşımda herkesten sakladığım hatalarım, gerçeğim, ellerimde hatalarımın kanıtları... Aşkı için intikamı göze alan, ö...