Bölümü beğendiğinizde vote ve yorumlarınızı görmek isterim 🖤
--
Sakın ol Ayza.
Son iki saattir tek parçasın. Hiçbir şey olmayacak. Bu sadece uyduruk bir site. O dosyaların gerçek olduğu bile belli değil. Evet, evet. Önemli bir şey değil.
Ellerimi yanaklarıma bastırarak ofladım. İki saattir evde kafayı yiyordum. Her an üstüme atlayacaklarmış gibi hissediyorum. Kurduğum saçma sapan cümleler bile bir işe yaramıyordu. Biraz daha bu evde kalırsam kafayı yiyecektim. Hızla ayağa fırlayıp adımlarımı odama yönlendirdim. Kısa bir duşun ardından saçlarımı iyice kuruttum. Zaten düz olan saçlarım fon makinesi etkisiyle hafifçe kabarmıştı. Neredeyse belime ulaşacaklardı. Yine de onları kestirmeye düşünmüyordum. Zaten fazlada zorluk çıkarmıyorlardı.
Her zaman ki tarzım olan siyah pantolon ve kareli gömleğimi giydim. Beyaz saçlarımı özensizce yana attım. Yanağımdaki tırnak izleri neredeyse geçmişti. Yine de onları orada görmek sinir bozucuydu. Alçak topuklu botlarımı giydikten sonra tedirginlikle dışarı çıktım. Hava kararmıştı ve ben arabama ulaşana kadar etrafıma bakınarak yürümüştüm.
Ya da koşmuştum...
Sonunda arabama ulaştığımda rahat bir nefes vererek gözlerimi kapattım. Sorun yoktu işte. Hala yaşıyordum.
"Ayza..."
İstemsizce çığlık atıp arkamı döndüğümde Ege'yi görmek beni hem rahatlatmış hem de sinirlenmeme neden olmuştu.
"Seni pislik!" diyerek elime geçen ne varsa arka koltuğa atmaya başladım. Önce bir paket ıslak mendil, sonra bir parfüm şişesi ve daha bir çok şey...
"Hey, hey! Sakin ol." diyerek ellerimi tutmaya çalışan Ege'yi ittirerek arkama yaslandım. Şimdi sırtım direksiyona değiyordu. Aramızda ise bir araba koltuğu vardı. Yeterince güvendeydim.
"Ne yüzle geldin?" diye sordum tükürürcesine. "Yoksa kızını dövdüm diye beni tehdit mi edeceksin?"
Ege başını yana yatırarak hafifçe güldü.
"Öncelikle o gerçekten bir hataydı. Seni aldatmak istememiştim. Ne yaptığımın farkında bile değildim. Hem..."
"Artık umurumda değil." diyerek sözünü kestim. Bu bir yalandı tabi. Neden yaptığını deli gibi merak ediyordum ancak umursamıyormuş gibi yapmak daha iyiydi.
Bakışları karardı.
"Pekala, o zaman buraya asıl gelme sebebimi konuşalım." dedi ciddi bir tavırla.
Hafifçe yutkunurken kaşlarım çatılmıştı. Hesaplarına girdiğimi öğrenmiş olabilir miydi? Hem beni bunun için suçlayamazdı bile. Hiçbir şey bulamamıştım onunla ilgili.
Yine de en iyisi inkar etmekti.
"Neden bahsettiğini bilmiyorum."
Ege sinirle karışık bir şekilde güldü.
"Eminim adın gibi biliyorsundur, Ayza'm"
"Hey!" diyerek ismimdeki sahiplenici tınısına kızacağım sırada hareketlendi. Korkuyla daha da direksiyona yapıştım.
"Ne yapıyorsun?"
Bu sırada ön koltuğa geçmiş ve bana daha yakın olmuştu.
"Sana hesap sorarken gözlerinin içine bakmak istiyorum."
Tedirginlikle yutkundum.
"Neyden bahsediyorsun? Hesap sormak da neyin nesi?"
"Bilmediğine emin misin?" diye sordu gözlerimi ayrıntıyla incelerken. "Çünkü yalan söylediğinde gözlerin su kadar berraklaşıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M.I.M.
ActionHiç, bir olayın hayatınızın dönüm noktası olduğunu hissettiğiniz oldu mu? Peki büyük bir hata yapacağınızı bildiğiniz halde yine de devam ettiniz mi? Ben yaptım. Başıma güzel şeyler geldiğini söyleyemem. Zarar verdim, parçaladım ve ihanet ettim. A...