7 ♦ Nezarethane

8.6K 808 102
                                    

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın 🖤

-

Kaba ve sert görünümlü polis memuru elini sertçe masaya vurduğunda irkildim. Bağırarak konuşuyordu. Son üç saattir yaptığı gibi...

"Deliller elimize ulaştığında hiç kimse kurtaramaz seni! O yüzden şimdiden itiraf etsen iyi edersin."

Yarı kapanmış gözlerimi üzerine diktim. Ne zamandan beri konuşmayı kesmiştim hatırlamıyordum. Onlara defalarca kez siteye bilinçli sızmadığımı söylemiştim. Yaptıkları tek şey gülmek olmuştu. Açıklamalarımın onlar için bir önemi olmadığını anladığımda susmuştum sanırım. Onlar sadece Acar Kandemir'i dinliyorlardı. Delillerde Acar'daydı. Beni ihbar edeceğini söylemişti. Ona inanmak istememiştim.

Ancak şimdi karşımda kesin bir dille tutuklanacağımı söyleyen polis karşısında pek de emin olamıyordum. Belki de hayatımın karardığı gün bugün olacaktı.

Sahi buraya nasıl gelmiştim ben?

***

3 saat önce

"Hakkınızda ihbar var. Bizimle emniyete kadar gelmek zorundasınız." diyen polis memuruna karşı kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

İhbar mı? Ne ihbarıydı bu?

Yoksa...

"Ne ihbarından bahsediyorsunuz?" diye sordum tereddütle. Belki de yan bahçemdeki kadın otlarına bastım diye ihbar etmişti beni.

Düşünmek istemiyordum. Daha kötüsünü düşünmek istemiyorum.

"Bunları size emniyette açıklayacağız." diye diretti polis memuru. Yanında ki arkadaşı hiç konuşmamıştı. Gözlerimi kıstım.

"Kimliklerinizi görebilir miyim?" diye sordum. Oyuna gelmek istemiyordum. İkiside başıyla onaylayıp kimliklerini gösterdiler. Polislerdi. Ve buraya beni götürmeye gelmişlerdi. Titrememi bastırmak adına konuştum.

"Eğer izin verirseniz üzerime bir şeyler alacağım."

Benimle konuşan başıyla onayladı.

"Biz sizi burada bekliyor olacağız."

Hızlı adımlarla odama çıkıp ceketimi aldım. Aşağıya indiğimde ise göz teması kurmadan ayakkabılarımı giydim. Anahtarlarımı alıp kapıyı kapattım. Polis memurları beni fark ettiklerinde araçlarına kadar yanımda yürüdüler. Kendimi suçlu gibi hissediyordum. Tek eksiğim ellerimi bir arada tutacak bir kelepçeydi.

Başımı hafifçe sallayarak düşüncelerimden sıyrıldım. Tam arabaya binecekken evimin önüne, polis arabasının uzağına park etmiş bir araç dikkatimi çekti.

Aslında dikkatimi çeken arabaya yaslanmış, beni izleyen kişiydi. O'nu tanımıştım. Barda bana içki ısmarlamak isteyen adamdı.

Evimin önünde ne işi vardı?

***

"O siteye sızdın mı, sızmadın mı?" diye sordu polis memuru. Neden hep aynı soruyu soruyordu?

Sızmıştım. Evet! Ama tamamen bilinçsiz bir şekilde. Sadece Ege'den intikam almak istemiştim.

Beni aldattığı için ona kim olduğumu göstermek istemiştim. Ancak bedel ödetmek isterken, bedel ödeyen ben olmuştum.

Titriyordum.

Yorgunluktan, stresten, korkudan...

Her şey üzerime gelmiş gibi hissediyordum. Bir yere hapsolarak yaşayamazdım. Bunu yapamazdım. Kafayı yerdim.

M.I.M.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin