5 ♦ Sarhoş

11.9K 936 88
                                    

Yorumlarınızı eksik etmeyin 🖤

İYİ OKUMALAR..

----

Duyduğum sesle sıçrayarak uyandım. Başımdaki ağrı ani hareketim yüzünden daha da artınca yüzümü buruşturdum. Ense kökümden gelen bir ağrı vardı. Ellerimi enseme koyup hafifçe ovaladım.

Yavaşça gözlerimi açtığımda göreceklerimden korkmuştum. Ancak evimdeydim. Koltuğun üzerinde yatıyordum. Üzerimde bir örtü vardı. Kaçırılmadan önce örtü olmadığını anımsadım. Doğrulmaya çalıştığımda vücudumdaki ağrılar yüzünden acı dolu bir inleme çıktı dudaklarımdan.

Üzerimde ağırlık varmış gibi hissediyordum. Bana verdikleri iğneden olmalıydı. Ya da gözüme sıktıkları lanet spreyden...

Bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Değişen bir şey olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Ancak televizyon bile dün gece elektrikler gitmeden önce kaldığım kanaldaydı.

Eğer Acar'ın son sözlerini bu kadar net hatırlamasaydım bunun bir kabus olduğunu düşünebilirdim.

'Bir daha ki buluşmamıza kadar kimseye bir şey anlatma..'

Sertçe yutkundum. Dün gece sağ çıkacağımı düşünmüyordum bile. Anladığım kadarıyla MIM bir çeşit örgüt gibiydi. İnsanlardan gizliyorlardı kendilerini.

Amaçları neydi? Bu konuda bir fikrim yoktu. Sitelerini bile bu kadar koruduklarına göre yaptıkları işler basit işler değildi.

Oflayarak ellerimi saçlarıma yerleştirdim. Beyaz tutamlar parmaklarımın arasından kayarken gözlerini kapattım. Belki biraz uyursam daha az delirecekmişim gibi hissediyordum.

Kapıdan gelen gümbürtüyü duyduğumda sıçrayarak ayaklandım. Gözlerim korku ve şaşkınlıkla irileşmişlerdi. Ve titremeye başlamama az kalmıştı.

Bu kadar çabuk mu gelmişlerdi? O zaman kapı neden yumruklanıyordu? Ayrılırken bu kadar da kötü ayrılmamıştık.

Ya da ben öyle umuyordum.

"Kapında ağaç oldum resmen Ayza!" diye bağıran sinirli sesi duyduğumda rahatlayarak derin bir nefes verdim. "Yılbaşında da beni süslersiniz artık!"

Aceleyle kapıya doğru yöneldim ve Savaş'ı daha fazla bağırtmamak için kapıyı açtım. Savaş bir hışımla içeri girerken yüzümde rahatlamanın verdiği tebessüm vardı.

"Ne tür süslerden hoşlanırsın peki?" diye takıldım.

"Mümkünse kırmızı." diye homurdandı. "Kızların dönüp bir daha bakacağı cinsten"

Ellerini saçlarının arasında geçirerek içeriye yöneldiğinde peşinden ilerledim.

"Elçin nerede?"

Savaş az önce yattığım koltuğa oturdu.

"Bizi bekliyor." diye yanıtladı. Ardından örtüyü havaya kaldırarak sordu. "Gece burada mı yattın?"

Omuz silkmekle yetindim.

"Nereye gidiyoruz?"

Sorumu duymazdan geldi.

"Yarım saat içinde hazır ol. Kahvaltıyı dışarıda yapmaya karar verdik."

***

Yarım saat içinde duş almış ve üzerimi hızlıca giyinmiştim. Saçlarımı toka ile toplayıp converslerimi de ayağıma geçirdiğimde hazırdım.

Neredeyse uçarcasına aşağı indim. Savaşın bana verdiği süreyi çokta aşmıştım. Onun bana bağırmak için hazırlandığını düşünüyordum ancak kendisi koltukta sızmayla o kadar meşguldü ki benimle ilgilenemezdi. Yanına ilerleyip O'nu en hızlı uyandıracak maddeleri gözden geçirdim.

M.I.M.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin