Votelemeyi ve yorumlamayı unutmayın lütfen.
--
"Bunu da tak."
Beliz siyah, yelek tarzı bir şeyi bana uzattı. Dışarıdan gördüğüm kadarıyla oldukça ağır bir şeye benziyordu.
"Bunu takmak zorunda mıyım?" diye sordum burun kıvırarak. Bir an için sanki onu taksam yere yığılırım gibi gelmişti. Ya da ben fazla abartıyordum.
Beliz gözlerini devirerek bana baygın baygın baktı.
"Rastgele bir kurşun kalbine girerse pisipisine gitti diye yakınırız arkandan. Nasıl fikir?"
Ürperdim.
"İyi, ver."
Yeleği elinden alıp başımdan geçirdim. Beliz kenarlarını bağladı.
Yere yığılmadım.
Kesinlikle ben fazla abartıyordum.
Çelik yelek deyince her insanın gözü korkardı. Sonuçta her gün elimizde çelik yelekle gezmiyorduk.
Beliz beni alıp hazırlanmam için bu odaya getirdiğinde işin ciddiyetini anlamıştım. Odada çok fazla çelik yelek, silah kılıfları ve kemerler vardı. Bir çeşit giyinme odası gibiydi. Göreve çıkmadan önce herkes buraya uğruyordu. Güvenlik önemliydi.
Siyah, uzun kollu gömleği de giyinip saçlarımı topuz yaptım. Siyah pantolonum, siyah gömleğim ve siyah botlarımla gece yarısında kamuflaj olacaktım. Ancak beyaz saçlarım yakayı ele verecekti. Onlar için yapabileceğim bir şey yoktu.
"Ben hazırım. Hadi çıkalım." Dedim Beliz'e. O da üzerini giyinmişti. Başını sallayarak onayladı. Kapının kulpunu tutup çektim. Başım aşağıda bir adım atacağım sırada birine çarpmaktan son anda kurtuldum. Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda Acar'a göz göze gelmiştik. Bakışları kısaca üzerimde dolaştı.
"Hazırlanmışsın."
Başımla onayladım.
"Geç mi kaldık?" diye sordum. Buraya ne için gelmişti?
"Hayır. Sadece bir şey vermem gerekti." Kolumu kaldırarak elinde tuttuğu saçı görüş açıma getirdi. Kaşlarımı çattım.
"Bu ne?"
Saça kısa bir bakış atıp omuz silkti.
"Peruk diyorlar." Dedi basitçe. Gözlerimi devirdim.
"Ben ayakkabı sanmıştım." Dedim iğneleyici bir sesle. Beni ilk kaçırdığı zaman MIM sitesinin bir ayakkabı sitesi olduğunu söylemişti. Ah, berbat anılar. "Bunu neden getirdin?
"Saçın işaret lambası gibi. Seni beyaz saçından tanıyabilirler."
"Çok haklı." Diye araya girdi Beliz. O sırada beline silah takıyordu. Benimde belimde bir tane vardı.
"Sen takacak mısın?" diye sordum Beliz'e. Elini kumral saçlarının arasından geçirip omuz silkti.
"Türkiye'nin her yerinde bu saçtan var zaten."
Omuzlarımı düşürüp Acar'a döndüm. Elindeki peruğu alıp aynanın karşına geçtim. Toplu saçlarımın üzerinde dikkatle geçirdim. Siyah ve kısa bir peruktu. Boyu omuzlarıma kadar uzanıyordu.
"Siyah renkte sana yakışıyormuş. Bir ara denemelisin."
Belize gerçek rengimin zaten siyah olduğunu söylemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M.I.M.
ActionHiç, bir olayın hayatınızın dönüm noktası olduğunu hissettiğiniz oldu mu? Peki büyük bir hata yapacağınızı bildiğiniz halde yine de devam ettiniz mi? Ben yaptım. Başıma güzel şeyler geldiğini söyleyemem. Zarar verdim, parçaladım ve ihanet ettim. A...