Multimedia : Araf
Seni öldüren şeyleri daha çok seversin sigara gibi, içki gibi, hız gibi ve daha binlercesi.. Ben bunların hepsini severim. Çünkü bana yaşadığımı hissettiriyorlar. İki parmağımın arasına sıkıştırdığım sigaraya baktım. Onu yakıp yok olmasını sağlayan bendim, fakat onu seviyordum. O bitince üzerine basıp atıyordum ve yerini başkası alıyordu. İnsanlarda böyleydi birini seviyorsun onu yavaş yavaş yok ediyorsun, tüketiyorsun ve atıyorsun, yerini başkası alıyor.. Ben birini daha yok etmeyecektim. Kararlıydım.
Ulus, tüm sinirini attıktan sonra hiçbirşey demeden yukarı çıkmıştım. Tüm kinini kusmasına izin vermiştim çünkü içinde tuttuğunda neler olduğunu en iyi ben biliyordum. Güneş ışıklarını sevmezdim fakat şuan yüzüme vuran güneş ışığı, kış ayının soğukluğunu bir nebzede olsa azaltıyordu. Yanımda birinin varlığını hissettim. Tanıdık koku benliğimi sardığında kafamı kaldırdım ve eşsiz kahverengileriyle mavilerimi buluşturdum. Üzerime bir hırka verdi, ve yanıma oturdu bir süre konuşmadan durduk.Sessizliği bozan Ulus oldu '' Fazla tepki verdim, üzgünüm.'' kafamı ona çevirdiğimde gözlerinde ilk defa bir duyguyu hissettim.Pişmanlık. Gülümsedim ve elinin üzerine elimi koydum '' Yaptıklarından değil, yapamadıklarından pişman olmalısın. Eğer aşağıda bana bağırıp tüm nefretini kusmasaydın kendini yiyip bitiricektin. Bu duyguyu çok yakından tanırım'' Ellerimin soğuk olduğunu sıcak elleriyle buluştuğundan hissetmiştim. Oda hissetmiş olmalı ki sıcak ellerini avuçlarının arasına aldı ve ısıtmaya çalıştı '' Hadi içeri geçelim üşümüşsün'' Kulak tırmalıyıcı bir sesle kendime geldim omzumdaki sıcaklığı hissetmem acıyı hissetmem kadar uzun sürmemişti. Ulusla birlikte hemen içeri geçtik Ulus omzumu farketmiş ki '' Omzun, izin ver bi bakıyım'' şuan buna zamanımız yoktu. Bu sadece bir başlangıçtı. ''Sakin ol önemli değil sen iyimisin, silahın yanında mı'' belindeki silahını gösterdi'' Benim bişeyim yok buda ne böyle'' o an çete yukarı gelmişti. Çetenin yukarı gelişiyle silah sesleri yükselmişti. Anlaşılan amaçları bizi öldürmek değil, korkutmaktı eğer öldürmek olsaydı balkonda savunmasızken kafama sıkarlardı. Jilet hemen omzuma bakmak için harekete geçti fakat onu engelledim '' Şimdi sırası değil jilet. Misafirlerimiz var'' Pencereden yavaşça baktım. Evin bahçesi adam doluydu. İşte şimdi sıçmıştık. Buradan acilen çıkmamız gerekiyordu bu kadar adamın işini bitirmemiz nerdeyse imkansızdı. Tunay '' Kurşun bir planın var mı'' lanet olsun ki yoktu. Kafamı iki yana salladım '' Aşağısı adam dolu. Yardım istemeliyiz adamlara mesaj atın buradan tek başımıza çıkamayız'' Akrep hemen telefonuna sarıldı. ''Birazdan burada olurlar'' Tilki omzuma bakıyordu ''Tilkim sorun yok sıyırdı sadece'' Tilki kafasını olumlu anlamda salladı. Adamların geldiğini silah seslerinden anlamıştık. Aşağıya indik hep beraber çeteye dönüp '' Ben dışarıya çıkıcam beni koruyun'' Ulus '' Olmaz yaralısın, ben çıkayım'' ona gözlerimi devirdim '' Size daha kaç defa iyi olduğumu söyledim. Dışarıda adamlar var zaten. Arkamdan sizde çıkın. Nolursa olsun arkamda kalın'' Hepsi kafasını olumlu anlamda salladı. '' Dikkatli ol'' dedi Akrep. Kafamı salladım dışarı çıktım kapının önündeki adamları haklamıştık . Bahçeye doğru yavaş adımlarla yürüdüm tam köşeden kafamı çıkartıp etrafı kontrol edicekken. Alnımda namlunun soğukluğunu hissettim '' Buraya kadar kurşun'' buraya kadar mıydı. Arkamdan çetenin seslerini duyuyordum. Kafamı çevirip onlara baktığımda hepsinin benimle aynı durumda olduğunu gördüm. Onları burdan canım pahasınada olsa çıkarmalıydım. Neredeydi bu adamlar böyle o an tanıdık bir namlu adamın kafasına dayandı ve o çok sevdiğim ses ''Kim demiş buraya kadar diye'' Çakaldı bu. Gözlerimiz buluştuğunda göz kırptı. Ulus geldiğinde o ortalardan kaybolmuştu. Herzamanki hali olduğundan çokta düşünmem gerekmemişti '' At silahını'' Çakalın sesindeki neşe yok olmuştu. Adam pes etti ve silahını yavaşça yere bıraktı. Yere bıraktığı anda yumruğu suratına geçirdim. Arkama baktığımda adamların geldiğini ve çetenin serbest kaldığını gördüğümde rahatlamıştım. Yumruğu attığım için omzundaki ağrı çoğalmıştı fakat belli etmedim. Çakal '' Bunları depoya alın daha sonra hallederiz. Önce kardeşlerimle hasret gidermem gerek '' deyip bana sarıldı. Ona sıkıca sarılmak istesemde omzum bana engel oldu. Hep beraber tekrar içeri geçtik. Hepsi başıma toplandı telaşlı oldukları her hallerinden belliydi. Ulus '' Çok acıyormu '' omzuma dokundu. Ona acımadığını belli eden bir gülüş attım. Çakal elinde acil yardım çantasıyla gelip '' Dağılın lan karga sürüsü gibi toplanmışsınız papatyamın başına'' sesi sakindi. Aslında o da telaşlanmıştı omzumu gördüğünde ama rahat tavrından taviz vermiyordu. Oturup omzumu temizlemeye başlamıştı canımı yakmamaya çalışıyordu.Ulus yüzünü buruşturmuştu sanki kendi canı yanıyormuş gibiydi. Çakal '' Sıyırmış dikiş atmamız gerek'' dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı '' Yapman gerekeni biliyorsun o zaman '' diğer yanıma da Akrep oturdu ve ''Aramıza bir dikiş izi daha katıldı ne mutlu bize'' kahkaha atmıştım. Akrep kalktığından Ulus oturdu yanıma ve'' Canın acırsa elimi sık'' deyip elimi tuttu. O an anladım ben kurallarımı yıkıp bu adama aşık oluyordum. Onu karanlığımda boğmaktan korkarken, o beni gözlerinin kahverengisinde boğuyordu. Bu duyguyu durdurmanın bir yolu olmalıydı. Demiri aldatmak istemiyordum onu hala herşeyden çok seviyordum ölüm aşka engel miydi ki ? Onu sevmem için yaşamasına gerek yoktu ben onun toprağını seviyordum. Düşüncelerimi çakalın sesi böldü '' Bitti'' Lan hiçbirşey hissetmedim ki ne zaman attı bu dikişi Çakal devam etti '' O kadar düşünceliydin ki hiçbirşey hissetmedin.'' Kahkaha attı. '' Nerdeydin lan sen, sormucağımı mı sandın'' gülmeye devam etti '' Ben ağzımı burnumu kırar öyle sorarsın sanıyordum'' gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. '' İyi fikir'' Tek kaşını kaldırıp ciddi tonda konuştu ''İçerideki ajanımız baskın yapıcaklarını haber verdiğinde hemen ortadan kayboldum. Herkes kafamı dinlemek için kaçtığımı düşünürken ben sizi uzaktan izleyip baskın yapacakları zamanı bekledim. Amaçları karşı binaya yerleştirdikleri keskin nişancıyla hepinizi teker teker avlamaktı. Keskin nişancı Kurşunu hedef aldığında son anda yetiştim fakat omzundan vuruldu'' Yani bizi korumak için gitmişti. Her zaman bize abilik yapardı. Sarıldım ona ''Abim olduğun için teşekkür ederim'' kokumu içine çekti ve '' Herzaman güzelim herzaman'' o anda lafa Tunay atladı ''Bize neden söylemedin, hazırlıklı olurduk en azından'' Tunay çatık kaşlarıyla Çakala bakıyordu ''Size söyleseydim rahat duracaktınız sanki. Hemen heriflerin yuvasına baskına giderdiniz'' Haklıydı ilk yapacağımız bu olurdu. Jilet '' Söylememen iyi olmuş kardeşim'' koltuğa yayıldı. Tilki ''Doğru söylüyo duramazdık'' Akrep '' En azından diken üstünde beklemedik'' tek kaşını kaldırıp hepimize teker teker baktı. Ulus''Ya yalnız dışarı çıktığında seni yakalasalardı Araf'' güldüm. '' hep 4 ayak üzerine düşüyorum rahat ol'' dedim. Çakal ayağa kalktı '' Hadi gidip şu depodakilerle ilgilenelim '' Bende kalktım Tilki '' Sen Ulusla evde kalıyorsun. Tunay haklı biraz daha bu işlere girme biz hallederiz '' suratımı asıp oturdum. Çakal çenemi yavaşça yukarı çekip gözlerini gözlerime sabitledi '' Asma suratını güzellik sadece bikaç gün'' alnımdan öpüp dış kapıya ilerledi. Çete gittiğinde Ulusla kalmıştık. '' Bişeyler yapmak istermisin Araf'' film izlesek iyi olurdu aslında '' Film izleyelim'' gülümsedim oda gülümsedi '' Bana uyar''. Filmlere bakmaya başlamıştık İkimiz birden aynı filme elimizi uzattığımızda ellerimiz birbirine değdi aynı anda kafamızı kaldırdık. Nefesi nefesime karışıyordu. Bu durum yutkunmama neden olmuştu. Yavaş yavaş yaklaştı ve dudaklarını dudaklarımda hissettim. Beni öpüyordu ve bende ona karşılık veriyordum karşı koyamıyordum. İki elini yanağıma koyup başımı sabitlediğinde benimde ellerim saçlarında dolaşmaya başlamıştı. Göründüğü kadar yumuşaktı saçları. Nefessiz kaldığımızda geri çekildik alnımı öpüp '' Sen bana ne yaptın'' dedi. Ben ona birşey yapmıyordum fakat o bana yapıyordu. Ben bu adama karşı koyamıyordum. Kahverenginin en güzel tonuna doya doya baktım. Hayır yapamam bu adama aşık olamam. Fakat herşey için çok geçti. Bu adam benliğimi işgal etmişti çoktan. Sol göğsümün altında çoktan yerini almıştı. Artık onu ordan söküp atmamın yolu yoktu. Bu adam çoktan duvarlarımdan sızıp yeminle kilitli olan kalbime ulaşmayı başarmıştı. Bu adam zoru başarmıştı fakat ben imkansızı başarıp adamın kollarında huzura kavuşabilecek miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kural 1: Aşık Olma
Teen FictionBazen aşkı sevdiğin bir şarkının nakaratında, bir şiirin dizelerinde yada bir çiçeğin kokusunda bulabilirsin. En zoru bir kadının bir adamda aşkı bulmasıdır. Bu adam doğru adam değilse seni kırabilir, yaralayabilir ve öldürebilir. Fakat doğru adam i...