Ölüm

138 5 0
                                    

Gözlerimizden akan yaşların acısı hiçtir, insanı ruhunda maphus kalan yaşlar zehirler.Yanaklarımdaki ıslaklıklar ağladığımın belirtisiydi bir el gözyaşlarımı sildi ve sarıldı. Boynunun girintisine yüzümü gömüp gözyaşlarımla beraber acılarımı akıtmaya devam ettim. 18 yaşıma kadar kolay kolay ağlamayan ben şimdi ota boka ağlayan biri olmuştum ''Seni asla affetmicem'' Ulus bunu söylerken kalbimde bir ağırlık olmuş ve bu sefer acıdan nefes alamamıştım. Uzun bir sessizlikten sonra devam etti ''Bu kadar geç karşıma çıktığın için yaralarını benim sarmama izin vermediğin için seni affetmicem. Ta ki seni sevdiğimi söylememe izin verene kadar'' bir gülümseme olmuştu yüzümde ''İçinden geldiği an söylemeni isterim. Büyük itirafımdan sonra buna izin verdiğimi düşünüyorum'' beni kendinden ayırıp yüzümü avuçlarının arasına aldı ve gözlerime baktı '' Seni seviyorum. Seni öyle seviyorum ki bir kırlangıcın göz yaşı kadar değerli oldun sol göğsümün altında ve o kadar seviyorum ki konu sen olunca karşısında dik duramıyacağım hiç bir engel yok. Bırak karışsın nefesin nefesime. Sen hep burda yanı başımda ol. Uyurken son düşündüğüm, uyandığımda ilk aklıma gelenim ol. Sen ben ol, bende sen'' alnımdan öptü. Güneş doğmak üzereydi '' Ulus'' beni kendine çekip sıkıca sarıldı. '' Efendim sevgilim'' bu kelime göğsümün ortasında bir ağrıya neden olmuş , kalbim tek bir isim sayıklamaya başlamıştı. Demir.. Hayır, hayır yapamazdım. Bunu kendime yapamazdım. O benim aşık olmamı devam etmemi isterdi kendime acı çektiremezdim. Bunu düşününce kalbimde ağrı kendini mutluluğa bıraktı. Aşık olduğum adamın kokusunu derin derin içime çektim. ''Yapabilicek miyiz? Herşeye rağmen güçlü durabilicek miyiz?'' bedenimi daha sıkı sarıp ''Bunu söyleyen Kurşun mu'' hayır bunu söyleyen kurşun değildi '' Hayır Araf. Kurşun güçlüdür hep'' ondan ayrıldım ve gözlerinin içine baktım  Ulus ''Herşeye rağmen güçlü olacağız. Korkma. Biz el ele olduktan sonra ayıramazlar'' alnımdan öptü ve '' Uyuyalım mı'' kafamı salladım. Odama geçip yatağa uzandık. Beni kendine çekip kafamı göğsüne yasladı ve kollarını belime sardı. Uyku bedenimi sardığında karşı koymadım ona hatırladığım son şey aşık olduğum adamın son sözleri oldu '' Belki ışığın olamam ama sen olur sana karışırım. Birlikte güçlenir, birlikte ayakta dururuz. Sen kollarımda olduktan sonra korkmuyorum ben hiçbirşeyden. Her ne kadar karanlık olduğunu düşünsende sen benim güneşimsin.. İyi uykular güneşim''

Sabah gözlerimi büyük bir gürültüyle açtım. Hemen yataktan kalktım ve hızlı adımlarla aşağıya indim. Herkes salondaydı Ulus sinirle salonda volta atıyordu ''Neler oluyor'' Ulus beni görünce hemen gelip sarıldı ''İzin vermicem. Seni almalarına izin vermicem'' Çeteye şaşkınlıkla baktım. Hepsi sinirliydi ''Neler olduğunu anlatıcak mısınız'' Ulus benden ayrıldı ve elimi tutup koltuğa çekti. Oturduğumuzda Çakal bir kağıt uzattı bu bir nottu ''Sözünü tutmadın Kurşun ama ben vicdanlı bir adamım. Sana bir seçenek daha ya gelip bana teslim ol yada av başlasın '' Tilki '' Sakın teslim olmayı falan düşünme'' elbette düşünmüyordum ''Saçmalama Tilki. Bi yolunu buluruz vazgeçiceğimi mi sandın'' Çakal sinsi bir gülüşle ''Bir planı yoksa top olayım'' Yüzümü buruşturdum '' İğrençsin. Neyse ki var İhsanın kızını bir süre misafir edelim'' Jilet kaşlarını çattı ''O daha çocuk Kurşun saçmalama. Babasının cezasını ona kesemeyiz'' sinirle ayağa kalktım '' 22 yılda tanıyamadın mı lan sen beni? 5 yaşındaki küçük bir çocuğa zarar verecek kadar adi bir insanmıyım ben. Amaç İhsanın gözünü korkutmak.'' Jilet konuşmak için dudaklarını araladı fakat izin vermedim. ''Sus Jilet gözünde nasıl biri olduğumu anladım ben'' sinirli adımlarla merdivene doğru ilerledim Ulusun arkamdan geldiğini farkedince '' Sakın Ulus. Gelme yalnız kalmak istiyorum'' hızlı adımlarla odama çıktım. Spor çantamı alıp spor için bikaç parça bişey attıktan sonra üzerimi giyinip sinirle evden çıktım. Motoruma atlayıp mekana sürdüm. Motordan indim ve Serhat abiyi aradım ''Oo Kurşun nerelerdesin ya, döndünmü istanbula'' sesi neşeliydi her zaman ki gibi ''Döndüm abi 2 hafta oldu ya bak uzatmıyım nerdesin '' kahkahası kulaklarımı doldurdu ''Mekandayım nerde olucam sen nerdesin'' güldüm ''Kapıdayım'' bi sessizlik oldu ''Harbi mi kızım sen salakmısın niye kapıda bekliyosun gelsene içeri'' telefonu yüzüme kapattıktan sonra kapıda belirdi koşarak gittim yanına ve sıkıca sarıldım ''Büyümüşsün be, her zaman ki gibi çok güzelsin'' gülümsedim ''Bende seni özledim '' '' Hadi geç içeri'' Etrafa baktım. Herşey aynıydı hiç değişmemiş gibi. ''Neyin var Kurşun'' ona herşeyi baştan sona anlattım ''Jilet neden böyle birşey düşünsünki. Seni en iyi tanıyanlardan o aslında. Yaralarını en yakından gören o'' Serhat abi bile biliyordu bunu. '' Aslında spor yapmak için çıkmıştım evden ama kendimi burda buldum'' Serhat abi bizden yaşça büyüktü bir zamanlar oda çetedeydi fakat o bu işlerden çekilmiş. Bizim bi ara sürekli kaçıp geldiğimiz eve tabi biz buraya mekan diyoruz ama buraya yerleşmişti. Çete buraya artık uğramazdı, ben onların aksine canım yandığında burda alıyordum soluğu ''Abi ben kendimi eskisi kadar güçlü hissetmiyorum'' cevap bekler gibi baktı ''Ulus mu seni güçsüzleştiren'' Ulus muydu ''Hayır aşk'' gülümsedi ''Aşk güçsüzleştirir Arafım ama mutluda eder. İzin ver mutlu etsin seni'' Kapı çaldığında Serhat abi kapıyı açmaya gitti. İçeriye çete girdi Jilet ''Ben.. Özür dilerim güzelim. Yani neden böyle bişey söyledim bilmiyorum ama çıktı işte birden ağzımdan'' gülümsedim. Kızamazdım ona gidip sarıldım ''Siktir et. Unuttum ben'' Serhat abinin kahkası bizi birbirimizden ayırdı . Kolunu Çakalın omzuna dayamış ''Yumruk eksik sanki'' haklıydı önceden kavga ettiğimizde ona yumruk atar sonra sarılırdım. Jilet ''Abi unutmuştu niye hatırlattın ki'' Sinsi sırıtışla yumruğumu gösterdim. Jilet bir iki adım geri çekildi ve koşarak dışarı çıktı. Bende peşinden tabi bahçede biri arkamdan sarılarak beni tuttu. Bu kokuyu tanıyordum Ulus tu bu ''Ne yapıyosun ulus'' gülümseyerek söylemiştim ''Sevgilime sarılıyorum'' ona doğru döndüm ve kollarımı boynuna doladım. Akrep ''Ulan bunlar sevgili olmuş haberimiz yok. Evlatlık mıyız biz'' Çakal güldü ''Sen salaksın oğlum. Söylemelerine gerek mi vardı. Belliydi zaten'' Tunay ''Bende anlamamıştım'' dediğinde ''Söylemiş olduk işte'' gülerek söylemiştim. O an Ulusun arkasındaki binanın çatısındaki nişancı dikkatimi çekti. Ulusa nişan almıştı. Nişancının harekete geçtiğini hissedince Ulusu arkama çektim ve o silah sesi..

Karnımda hissettiğim sıcaklıkla elim oraya gitti. Kırmızı sıvı elime bulaştığında anılar canlandı gözümde. Annem, babam, Demir.. Ulus bişeyler söylüyordu ama duyamıyordum ayaklarım beni daha fazla taşıyamadı, Ulus un kollarına yığıldığım anda Çete karşı binaya koşuyordu. O an Ulus un sesini duymaya başladım. Belli belirsiz bir gülümsemeyle aşık olduğum kahverengilere baktım. Ben bu kahverengilerde çoktan boğulmuştum zaten. Ruhum yaralarla kaplıyken, bedenimde oluşan bir kurşun yarasının önemi yoktu. Ulus ''Araf dayan güzelim. Sakın beni bırakmayı düşünme'' konuşmak istiyordum fakat konuşamıyordum. Sanki kalbimde ki mühür yükselip dilime dolanmıştı. Korkuyordum benim çektiğim acıyı Ulusa yaşatmaktan, mavilerimin birdaha kahverengilerine karışamamasından çok korkuyordum. ''Keşke kalabilseydim yanında. Daha dün gece gitmicem demiştim oysa tutamıyorum sözlerimi Ulus'' konuşabilmiştim sonunda. Acı yavaş yavaş bedenimi sarıyordu. Gözkapaklarım ağırlaşıyordu. Bense gözkapaklarıma meydan okuyordum. Ulusu daha fazla görmek için o kahverengilerde biraz daha boğulmak için çaba sarfediyordum. Yanağımdaki ıslaklık kendime gelmemi sağladı. Ağlıyor muydum? Hayır bu benim gözyaşım değildi. Ulus ağlıyordu ve o aşık olduğum kahverengilere değmiş gözyaşı benim yanağıma damlıyordu. Gözlerine baktığımda, her zaman ışıldayan kahverengi gözleri buğulanmıştı. Acı çeker gibi bir yüz ifadesi vardı. Ölümü yaşıyordum ve arkamda bana aşık bir adam bırakıyordum. Gözyaşlarını sildim ve ''Ağlama, arkamdan kimse ağlamasın. Aşıklar birbiri için ölümü göze aldığında o aşk efsane olurmuş. Efsane olucak bizim aşkımız ve sen ben olmasamda güçlü olucaksın. Benim düştüğüm hatalara düşme sakın. Kaçıp gitme yüzleş, döndüğünde daha zor oluyor. Sakın kapatma kapılarını aşka, o kapıyı kırmadan açamıyorsun çünkü sonra kapının parçaları yakıyor canını. İzin verme yanmasın canın ve sakın unutma Seni seviyorum'' önce ambulansın siren sesi son olarakta ağladığı sesinden belli olan Ulusun son cümlesi ''Seni seviyorum''


Kural 1: Aşık OlmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin