İyi ki geldin

143 4 0
                                    

Gözlerimi büyük bir acıyla açtım. Kurşun yarası katlanamıyacağım kadar çok acıyordu. Yanımda uyuyan Ulus a baktım. Eğer şimdi hareket edersem uyanıp telaşlanıcaktı zaten yorgun ve uykusuzdu. Derin bir nefes alıp acının geçmesini bekledim. Beklerken uyurken masum görünen sevgilimi izlemeye başladım. Başını göğsüme koymuştu kolu yaramın biraz altındaydı. Uyanmaması için kırıdamıyordum fakat acı dayanılmaz hale gelmişti. Dayanmalıydım, onu uyandırmamalıydım. Eğilip saçlarının kokusunu içime çektim. Bu koku acımı azaltmıştı. Ta ki Ulus kolunu kaldırıp yarama bastırana kadar. İçimden yeni küfürler üretirken derin bir nefes aldım ve kıpırdamamaya çalıştım. Eli hala yaramın üzerindeydi tekrar bastırdığında refleks olarak irkildiğimde hemen yataktan fırladı ''Araf. Ben canını yaktım dimi. Dedim ben sana keşke koltukta uyusaydım'' gülümsedim ''Ulus sakin ol bişey olmadı sadece biraz ağrım var'' eğilip alnımdan öptü ''Özür dilerim'' yüzünü ellerimin arasına aldım ''Özür dilenecek bişey yok Ulus'' burnuna bir öpücük kondurduğum anda çete odaya daldı. Çakal ''Oww yanlış zaman'' sinsice gülümsedi ve çeteyle birlikte dışarı çıktı. Ulusla birbirimize bakıp gülümsedik. Ulus birden kaşlarını çatıp '' Ağrım var demiştin. Hemen doktoru çağırıyorum'' ''Ulus du-'' beni dinlemeyip kapıdan çıktı. Ağrım hala vardı fakat az önceki kadar değildi. Odaya Ulusla doktor girince gülümsedim. Doktor ''Bugün nasılsın Araf, ağrın varmış duyduğuma göre'' güldüm ''Az önce ki kadar yok. Ne zaman çıkıcam burdan'' doktor ''daha uyanalı 24 saat olmadı, bikaç gün burda misafirimiz edicez sizi'' Hafifçe doğrulup doktora yaklaş işareti yaptım. Doktor yaklaştığında sessiz bi şekilde ''Bak bi anlaşma yapalım. 24 saat sonunda sen beni burdan çıkar. Bende yaramı zorlamıcağıma söz veriyim'' doktor itiraz edicek gibi olsada ''Pekala anlaştık ama dikişlerin zorlanıp geldiğinde kendini tekrar burda bulursun'' kafamı salladım. Ulus' a dönüp ''Birkaç saat içinde sizi taburcu edicem, geçmiş olsun'' doktor odadan çıktığında. Ulus gözlerini kısıp ''Adamı tehtit mi ettin'' dudaklarım yukarı kıvrıldı ''Asla, sadece bir anlaşma sundum oda kabul etti'' Ulus gülümseyip dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve yatağın yanındaki sandalyeyi çekip oturdu. Elimi, ellerinin arasına alıp ''Korktum Araf. Ambulansta kalbin durduğunda, ameliyathanenin önünde geçen her dakika korktum. Senin uyanmadığın her gün öldüm. Umudumu kaybedicek gibi oldum bazen ama gülümseyişin gözlerimin önüne geldiğinde direndim. Vazgeçmez dedim Kurşun o dedim kendime. Gitmedin, benimle kaldın. Derin dalgalı gözlerini açtın umut oldun bana. Yaşamak için nedenim oldun. Gitme terketme beni'' elimi öptü gözleri dolmuştu ''Ben uyurken sen ne haldeydin bilmiyorum ama ben Demir i gördüm bir uçurumun dibindeydim yine o çekti aldı. Sana aşık olduğumu kabullendiğim günden beri sol yanımda olan ikilemi yok etti gözleri. Mutluysan mutluyum dedi.Ben seninle mutluyum Ulus. Git diyene kadar gidemem. Sonuna kadar yanındayım'' Kapı açıldı Çakal ''Müsaitseniz girelim'' kahkaha attım '' Gelin artık özledim be'' Tunay Çakal' ı iterek gelip bana sarıldı Tilki ''Yavaş olsana oğlum, kız yaralı'' Tunay ona omuz silkip bana döndü ''Senin uyanmadığın her an beni dövdüler Kurşunum. Valla uyanmasaydın hayatımın sonuna kadar dayak yicektim ama sen uyandın ya vursun lan hepsi valla sesimi çıkarmıcam'' kaşlarımı çatarak çeteye baktım ''Niye dövdünüz lan benim küçük kardeşimi'' Jilet Tunayın kafasına vurdu ''İspiyoncu'' Ulus güldü ''Yumruklarımı sevdin mi Tunay'' Tunay gözlerini kısıp Ulusa baktı sonra bana dönüp küçük bir çocuğun annesine sikayet ettiği gibi parmağıyla Ulus u gösterdi ''En çok o vurdu. Burnuma burnuma vurdu. Eli ağırmış itin'' kahkaha attım devam etti ''Döv onu Kurşun'' gülmeye devam ediyordum ''Tunay kalkmama yardım et'' çete itiraz etsede Tunayın yardımıyla ayağa kalktım. Çeteye bakıp ''Birdaha Tunayıma vurursanız, hiçbirinize acımam ona göre'' diyip Tunaya sarıldım. Akrepe bakıp ''Akrep çıkış işlemlerini halleder misin, Jilet sende bana kıyafet ayarlasan çok iyi olur'' İkiside kafasını sallayıp dışarı çıktı. Bir süre sonra Jilet elinde bir poşetle girdi odaya bana uzatıp ''Hadi çıkalım beyler, Kurşunum hemşire gelip giyinmene yardım edicek'' kafamı salladım '' Teşekkür ederim'' göz kırptı ve hep birlikte dışarı çıktılar. Odada yalnız kaldığımda Demirin sözlerini düşünmeye başlamıştım aklına geldiğimde gülümse demişti. Gülümsedim. Bundan sonra ne olucaktı? Ulus ve ben nasıl bir çift olucaktık? Normal olamazdık. Hayatımız hep namlunun ucundaydı her an ölüm tehlikemiz vardı. Ulusla biz baştan imkansızdık fakat imkansızı başarmıştık. Ulustan önce yaşama nedenim Çeteydi fakat şimdi birde Ulus vardı. Beni kaybetme korkusu yaşamış ve bu korku onun canını fazlasıyla yakmıştı. Beni şimdi daha iyi anlıyor olmalıydı.Gözlerimi kapattım onu kaybedemezdim. Ona bişey olmasına izin veremezdim ölüceğimi bilsemde yine atlardım onun önüne. En azından o yaşardı yaşamayı en çok hakeden oydu. Ben onun kadar haketmiyordum fakat söz vermiştim gitmicektim. Biz yan yana oldukça her türlü engeli aşardık. Gözleri gözlerimde oldukça ben güçlü olucaktım...

Eve gelmiştik. Çete hemen işlerin başına dönmüştü. Ulus ben ve Serhat abi salonda oturuyorduk. Herkes dinlenmem taraftarı olsada ben yatmak istemiyordum. Serhat Abi ''Kurşun çeteye geri dönsem beni kabul edermisin'' tek kaşımı kaldırdım ''Kabul etmem abi. Ne işin var senin çetede, hem bizi bırak git sonra geri dön'' Serhat abi kafasını yere eğdi. Dayanamayıp kahkaha attım ''Abi bide soruyomusun? Sen hiç gitmedin ki bizim için yinede aramıza tekrar hoşgeldin'' gülümsedi. ''Bende işlerin başına döneyim o zaman'' ayağa kalktı ve bana sarıldı Ulusa bakıp ''Sana emanet'' deyip evden çıktı. Ulusla evde baş başa kalmıştık '' Sana çorba yapmamı istermisin'' kaşlarımı kaldırdım ''Sen mi?'' alaycı tavırla ''Ne sandın kızım. Çok güzel hazır çorba yaparım '' gözlerimi devirdim. ''Peki o zaman yap hadi'' gülümseyip mutfağa ilerledi. Bi süre sonra elinde tepsiyle yanıma geldi. Çorbayla uzun süre bakıştık ''Aşk mı yaşıyosunuz sevgilim çorbayla'' Ona bakıp güldüm. Kaşığı eline alıp çorbayı bana içirmeye başladı ''Çocuk muyum ben Ulus'' ''Sen benim bebeğimsin. Hadi iç'' çorbamı içirdikten sonra tepsiyi alıp mutfağa götürdü bende koltuğa uzandım. Gözlerimi kapatıp İhsana yapıcağım işkenceleri düşünmeye çalışıyordum fakat her seferinde küçük kızının ona hayran hayran bakışları aklıma geliyordu. Bana benim çocukluğumu, babama olan hayranlığımı hatırlatan bakışları. Yastık kafamın altından çekildiğinde refleks olarak hafifçe doğruldum. Ulus yastığın yerine oturup, dizlerine başımı koymamı sağladı. Saçlarımla oynarken gözlerine baktım ''Sen hep bana böyle bak Araf. Sen aşkını en güzel böyle anlatıyosun'' kaşlarımı çattım ''Korkuyorum Ulus seni kaybetmekten. Yine olsa yine atlarım o kurşunun önüne. Hiç düşünmem atlarım çünkü aşık olmak ölümü göze almaktır zaten. Ben sana aşık olduğumda ölümü göze aldım. Kalbim sana koşarken ben ölümü göze aldım. Bencillik belki ama benden başkasının yanında gülme istiyorum. Ya görüp aşık olurlarsa gülüşüne ya alırlarsa seni benden. Sonra beynim diyorki belki böylesi daha iyi olur, belki sensiz daha mutlu olur ama yinede bensiz mutlu olma istiyorum çünkü ben sen yokken gülemiyorum.'' Gülümsedi alnımdan öptü. Benim kalbim bu adama atıyordu. Gömleğinden görünen dövmesi dikkatimi çekti. Gömleğini hafifçe kaldırıp dövmesine baktım. Sol göğsünün üstünde adım yazıyordu '' Ne zaman yaptırdın bunu''gülümsedi ''Bana beni sevdiğini itiraf ettiğin sabah'' ben bu adamın bakışlarına, sesine, varlığına, kokusuna aşıktım.Varsın ömrüm korkuyla geçsin kolları belimi sardığı sürece herşeye razıydım. Babam ona güvendiğinden bahsederdi önceden hatta defalarca bizi tanıştırmak istemişti ama ben kaçmıştım. Neler kaçırmışım halbuki, kendimden kaçarken bulmuştum onu ''İyi ki geldin'' dedim gözlerine bakarak. İyiki geldin adam. Güneşim diyorsun ama asıl güneş sensin. Güneş gibi doğdun hayatıma..



Kural 1: Aşık OlmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin