Düğün

104 2 0
                                    

6 Ay sonra..

Tam 6 ay oldu bugün. Ulus birini öldürmenin acısını atlattı. Bu süre içinde pişmanlığı da, mutsuzluğu da, umutsuzluğu da yaşadı. Sinir krizlerinde, geceleri kabuslarından çığlıklarıyla uyanışında yanında oldum. Artık daha iyi fakat eskisi gibi değil. Ulus çok değişti. Daha sert bakışlar, yavaş yavaş solan gülüşler, daha güçlü bir duruş.. Acı bir insanı bu kadar mı değiştiriyordu? Bir insanın acıyla değişmesini ilk defa görüyordum. Çete bu durumu garipsememişti, çünkü bende görmüşlerdi acıyla değişimi. Ulusla evlilik kararı almıştık. Bu Ulusun iyileşmesini hızlandırmıştı ve tam 24 saat sonra evli bir kadın olucaktım. Araf Yaprak olucaktım. Ulus Yaprağın karısı Araf Yaprak...

Soğuk yavaş yavaş terkediyordu şehiri. Artık bulutların yalnızlığı değil, yıldızlarla ayın dostluğu kaplamıştı etrafı. Ayın ışığı odamı dolduruyordu. Balkona çıkıp bir sigara yaktım. Ruhum Ulus'un durumu karşısında bitkin düşmüştü. Yeni yeni toparlanıyordum. Eskisinden daha çok içiyordum sigarayı. Ruhumda ki yaralara ilaç olacağını düşünüyordum.Evde yalnızdım. Çete Ulusu evden göndermişti Tunayın evinde kalıyordu 2 gündür ve ben doğru düzgün onu göremiyordum. Telefonumu elime aldığımda mesaj geldi.

Gönderen: Ulus 

Uykusuz ve yorgun bir gelin olmamak için uyumalısın

Etrafıma baktım benim uyumadığımı nerden biliyordu? Aşağıya baktığımda ağaca yaslanmış bir şekilde beni izleyen Ulusu gördüm. Eşsiz gülümsemesi yüzündeydi. İstemsiz bir gülümsemeyle dudaklarım gerginleşti. 2 parmağını şakaklarına götürüp asker selamı verip gitti. Bense onun gidişini izledim. Elleri pantolonunun cebinde, emin adımlarla arabasına yürüyordu ve ben onun gidişiyle bir boşluk hissediyordum. Arabasının asfaltta çıkardığı ses uzaklaştığında bende içeri girip kendimi yatağa attım. İçimde durmak bilmeyen bir heyecan vardı. Evleniyordum ve yanımda çetemden başka kimse yoktu. Gözlerim kapanırken gülümsedim. Bekar olarak geçirdiğim son gecemdi. Bundan sonra Ulus olacaktı sadece..

*********

Burnuma gelen papatya kokularıyla gözlerimi açtım. Yastığımın üzerinde papatyalardan bir gelin çiçeği vardı. Papatyaların o güzel kokusu burnuma dolarken bugünün heyecanını yaşıyordum. Bugün hem evleniyordum hemde kardeşim gibi olan kuzenim Aslı geliyordu. Odamın kapısının açılmasıyla gözlerimi çiçeklerden alıp kapıya çevirdim. Aslının güler yüzünü gördüğümde yatağımdan fırlayıp ona sarıldım ''Oha oha yavaş olsana kızım. Beni bu kadar özlediğini bilseydim erken gelirdim'' ondan ayrılıp omzuna bir yumruk attım ''1 Hafta önce gelicektin Aslı'' şirince sırıtıp ''Malum babam ve işleri. Neyse artık buraya yerleşiyorum zaten'' mutlulukla tekrar sarıldım ona ''Gerçekten mi Aslı sen muhteşemsin biliyosun dimi'' kafasını salladı ''Hadi kızım ya kahvaltı yapalım. Aşağıdakiler canımı okudu zaten'' kolundan tutup odadan çıkardım ve koşarak merdivenlerden inmeye başladım. Aslı düşene kadar onu sürüklediğimi farkında değildim. Aslı yerle olan aşkına ve yeni küfürler üretmeye devam ederken gülmemek için kendimi tutuyordum fakat benden önce çetenin kahkahaları evi doldurdu. Çakal ''Aslı parkeleri yakından mı incelemek istedin'' kahkahalarının arasında zorla konuşuyordu. Aslı yerden kalkıp ellerini beline koydu ve sinirli bi şekilde Çakala baktı ''Dua et erkeksin, dua et kuzenimin kardeşisin'' şu an o kadar komik görünüyordu ki gülmemek elde değildi. Dayanamayıp ona tekrar sarıldım '' İyi ki geldin. Nasılda özlemişim'' kıkırdadı. ''Bundan sonra başının belasıyım'' ona daha sıkı sarılıp ''En güzel bela'' dedim...

''Aslı valla öldürürüm seni. Ne lan bu! Bu nasıl saç?'' büyük konuşmuşum. Şuan  kuzen katili olmak üzereyim. Kuaföre tarif ettiğim saçı ''Küçük değişiklikler'' başlığı altında saçma sapan bir saç modeline çevirdi. ''Canım benim. Sen benim zevkime güvenmiyomusun'' sinirle Aslıya baktım ''Bu mu zevkin. Senin zevkine ben-'' Aslı parmaklarını dudaklarıma bastırarak beni susturdu ''Hiç yakışıyor mu senin gibi güzel bir geline. Çok ayıp'' sinirle nefesimi dışarı verip kuaföre istediğim saç modelini tekrar anlattım ve Aslıyı kesinlikle dinlememesini söyledim. Saçımla birlikte makyajım yapılırken. Gelinliğin ne kadar rahatsız olduğunu düşünüyordum. Sırtımdaki taşları batıyordu ve içinde nefes almakta zorlanıyordum. Aslı '' Göbeğin çıkmış göbeğin'' diyerek tüm moralimi altüst etmiş ayrıca gelinliğin yanlarındaki ipi nefes alamıyacağım derecede sıkı bağlamıştı. Saçım ve makyajım bittiğinde ayağa kalktım ve kendime aynadan baktım. Aslıya baktığımda gözyaşlarını siliyordu. Yanına gittiğimde ona sarıldım ''Niye ağlıyosun. Sana kızdığım içinse özür dilerim. Panik yaptım birden'' benden ayrılıp gülümsedi ''Tabiki de ondan değil. Araf baksana ne kadar güzel oldun'' gülümseyerek karşılık verdim ''Amcam gelmicek mi'' gözlerini devirdi. ''Saatlerdir hazırlanmanı bekliyor kapıda. Her an gelin odasını basabilir'' Düğünün yapılacağı yerde gelin odasındaydık. Ulus hala ortalıklarda yoktu. Aslı kapıyı açıp amcamı içeri aldığında amcama sarıldım ''Çok güzel olmuşsun kızım'' gülümsedim ''Teşekkür ederim. Hoşgeldin amca'' Çete de odaya girdiğinde hepsinin yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı. Amcamdan ayrılıp çeteye döndüm ''Neler oluyor'' Tilki geldi ve saçlarımın arasındaki çiçekleri düzeltip gülümsedi ''Çok güzel olmuşsun'' konuyu değiştirmeye çalışıyordu. Çakal baktığımda nefesini sıkıntıyla dışarı verdi ''Ulus ortalıklarda yok'' donup kalmıştım. ''Ne demek yok. Nikaha çok az kaldı'' Telefonumu alıp Ulusu aradım ama kapalıydı. Ona birşey olduğunu düşünmeye başlamıştım. Gözlerimden yaşlar aktığında Akrep gelip gözyaşlarımı sildi ''Ağlama Tunay aramaya gitti'' kafamı salladım. Aslı gelip sarıldı ''Araf üzülme gelir birazdan.Bırakmaz seni böyle'' gözyaşlarımı durdurmaya çalışıyordum ''Benim korktuğum o değil ki ya başına birşey geldiyse'' 

Nikah saati çoktan geçmişti fakat çete nikah memurunu Tunay gelene kadar oyalamaya çalışıyorlardı. Bense odada hem Ulusu arayıp hemde volta atıyordum. Kapı açıldığında umutla kafamı kapıya çevirdim. Gelen Ulus değil Tunaydı ''Bulamadım'' ardından Çakal odaya girdi ''Daha fazla oyalayamadık. Diğer nikaha geçti'' gözlerimden yaşlar akarken hızla odadan çıkıp arabaya doğru koşmaya başladım. Aslı, çete ve amcamda arkamdan geliyorlardı. Arabaya bindiğimde Aslı, Çakal ve Tilki benimle birlikte bindi. Diğerleri ise kendi arabalarına dağılmışlardı. Hızla eve sürdüm. Eve geldiğimde kapıyı açıp koşar adımlarla odalara bakmaya başladım. Ulusun kapısını açtığımda dolabın açık kapakları dikkatimi çekti dolaba baktığımda boştu. Eşyaları yoktu, oda bomboş gibi geliyordu şuan. Yatağın başucundaki not dikkatimi çekti. Notu elime aldığımda ''Üzgünüm Araf.. Böylesi ikimiz ,içinde daha iyi'' Ulusun yazısı mı diye inceledim. Onun yazısıydı. Gitmişti. Gözyaşlarımla aynı anda dizlerimin üstüne bıraktım kendimi. Artık bacaklarım beni taşıyamıyordu. Jilet elimdeki notu alıp okuduktan sonra dolaba bir yumruk geçirip sinirle kapaklarını kapattı. Aslı gelip sarıldığında tepki vermiyordum. Dolu gözlerle bana bakan çete ve bana sarılmış ağlayan Aslı.. Bu kadar insanın üzülme sebebi Ulustu. Ulusun kimseden farkı yoktu. O da herkes gibiydi. Beni yarıyolda bırakmış, hayatımı mahfetmişti. Onu hayatım boyunca affetmeyecektim. Kocaman bir korkaktı. Sevmekten, işin ciddiye binmesinden korkmuştu. O benim aşkımdan, varlığımdan herşeyimden korkmuştu. O benimle mutlu bir hayata başlamaktan korkmuştu fakat ben onsuz bir hayata başlamaktan korkmuyordum. Dudaklarımdan dökülen kelimeler acımı tarif etmeye yetmişti ''Hoşçakal Ulus..''



Kural 1: Aşık OlmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin