İnsan, acılara alışmaya başladığında büyüyor.. Hayatın zorluklarına göğüs gerebilmiş insanlar olgun insanlardır. Kaçmazlar, saklanmazlar ve en önemlisi korkmazlar. Nikah günü terkedilmiş biri olarak güçlenmiş hissediyordum. Bu acının tarifi yoktu fakat günler çabuk geçiyordu ve ben alışıyordum. Ulus olmadan devam etmeyi öğreniyordum. Ben ki ne zorluklarla, ne acılarla başa çıkmıştım. Bu zor olmazdı. En sevdiklerini kaybetmiş, en sevdikleri tarafından yaralanmış biriydim ben. Bu durum geçiciydi. Atlatıcaktım..
Normal insanlar gibi acı çekiyordum. İçmeden, birilerini dövmeden, sarhoş olmadan yaşıyordum acımı. Çeteyi evden bir kaç günlüğüne göndermiştim. Aslıyla ikimiz kalıyorduk. Aslının sakarlıkları dahi gülemiyor, çok gerekli olmadıkça konuşmuyordum. Dikkatimi başka şeylere vermek için Aslının saçmalıklarını dinlemeye çalışıyordum fakat olmuyordu. Benimde kalbim gibi beni Ulusu düşünmeye zorluyordu. Aptal beyin ne var bu kadar düşünücek?
Odamdan Aslının zoruyla çıkarılmış, acıma kanepede devam etme kararı almıştım. Dağılmış saçlarımı, ağlamaktan şişmiş gözlerim, çikolata ve normalde nefret ettiğim ama şuan ağladığım romantik filmler..Aslı durumumu anlamaya çalışıyor ve beni serbest bırakıyordu. Çetenin gitme sebebi de buydu. Onlar Aslının aksine ağlamamı, üzülmemi istemiyorlardı. Çakal kesin bir dille eğer böyle devam edersem Ulusu bulacağını ve onun elinden kimse alamayacağını söylemişti. Fakat bu da herşey gibi umurumda değildi.
Yine bir filmle kafamı dağıtmaya çalışıyordum ama kafamdaki sorular buna izin vermiyordu. Aslı alışveriş için dışarı çıkmıştı.Çünkü ben evdeki yiyecekleri çok hızlı bir şekilde tüketiyordum. Kapının sesini duyduğumda kapıyı açmak için hareketlendim. Fakat canım ayağa kalkmak bile istemiyordu. Zorla da olsa kapıyı açtım. Çete karşımdaydı ve yanlarında tanımadığım bir adam..Karşımdaki adamın kahverengi gözleri bana bir zamanlar huzur bulduğum, yoğun kahvelerde boğulduğum gözleri hatırlatıyordu. Sahi, ne kadar olmuştu o gözlerde huzur bulamayalı? Düşüncelerden ayıran Tilkinin gözümün önünde salladığı elleri ve adımı seslenmesiydi. ''Kurşun bizimlemisin'' gözlerimi devirdim ''Hayır'' Tunay beni kolumdan tutup içeri geçti. Şuan öyle bir durumdaydım ki kim nereye çekerse oraya gidiyordum. Kanepede eski yerimi aldığımda adını bilmediğim adam tam karşıma oturdu. Yanımda ki Tunay'a doğru eğilip gözlerimle adamı işaret ederek ''Yeni bir Ulus vakası mı ?'' gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ''Sanmıyorum herif baya sert'' yüzümü buruşturdum. Uğraşamazsım. Adam gözlerini benden ayırmıyordu. Büyük ihtimalle Tunayla aramızda geçen konuşmayı anlamıştı fakat yüzü ifadesizdi. Ya iyi bir oyuncuydu yada gerçekten duygusuzdu. Aslının sesini duyduğumda gözlerimi adamdan ayırdım. Kapıya baktığımda Aslı çeteyi görür görmez ''Meteor yağmuru başlamış evde yine'' dedi. Egolarını tatmin etmeye çalışıyordu. Bazen Aslıya kafa atmak istemiyor değildim ama neyse ki şu 6 ay içerisinde sabretmeyi öğrenmiştim. Çakal Aslıya '' Meteorları daha yakından incelemek istersen buradayım'' dediğinde dayanamayıp kafamı Tunay'ın omzuna bıraktım. Gerçekten iğrençlerdi. ''Bırakın goygoyu yine ne planlıyosunuz dökülün bakalım'' sıkılmıştım, hemen konuya girmek istemiştim. Akrep sevimli sevimli baktı ''Bu sefer mükemmel bir plan'' derin bir nefes aldım. Sabrımı sınıyorlardı resmen '' Bunu en son söylediğinde sana inandım ve şimdi bu haldeyim. O yüzden geç bu ayakları'' ifadesiz çocuk gülümsedi. En azından gülümseyebiliyordu. Bu adamı tuhaf bir şekilde sevmemiştim. Tilki ''Seni Berkle tanıştırıyım. Bu sefer gerçekten plan kusursuz'' devam etmesini beklercesine baktım. Demek adı Berkti. İnkar edemem yakışıklıydı. Tilki devam etti. '' Şimdi söyleyeceğim şeyle sakin ol Araf. Berk İhsanın yeğeni'' savunmaya geçercesine hızla ayağa kalktım, öldürücü bakışlarımı Berk'e sabitledim. Berkte ayağa kalktı ve bana yaklaştı ''Sakin ol şampiyon. Amcamdan intikam almana yardım edeceğim. Ondan bende hoşlanmıyorum. Onun yüzünden ailemi ve aşık olduğum kadını kaybettim'' Son cümlesiyle yumuşamıştım. Benim gibiydi ''Sana neden inanayım?'' gözümün önüne gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bense kaşlarımı çatmış her hareketini inceliyordum. ''Bana inanmalısın çünkü arkadaşların gerekli araştırmayı yaptı'' Gözüm çeteye kaydı hepsi kafasıyla onayladığında ''Pekala. Çeteyle beraber kalırsın. Çetenin gözünün önünden ayrılma. Her hareketini izlicem ve canını seviyosan yanlış bir hareket yapma. Acımam'' İki elini göğüs hizasında birleştirip önümde eğildi ''Nasıl istersen sahip'' alaylı bir şekilde söylemişti. Bu 'Bana emir verme hakkına sahip değilsin' demekti. Çenem sinirden kasılmıştı. Herkes bunu farkına varmış olmalı ki Jilet yanımıza gelip ''Biz gidelim. Berkte yorgun zaten'' kafamı olumlu anlamda salladım. Berk gözlerime baktı ve ''Görüşürüz Araf'' dedi. Bu çocuğun hareketleri ondan nefret etmem için sebepti ayrıca gözleri kahverengiydi ve bana unutmaya çalıştığım günleri hatırlatıyor hatta yaşatıyordu.Çete gittikten sonra heyecanla Aslı yanıma gelip oturdu. Yine ne saçmalayacaktı kimbilir ''Araf'' tepki vermedim. Nasılsa giderdi. ''Araf bi cevap versene ya'' Gitmeyecekti anlaşılan ''Ne var Aslı'' başını omzuma yasladı ''Şu Berk.. Baya yakışıklıydı'' anlamalıydım zaten ''Al senin olsun'' hemen kafasını kaldırdı ''Tövbe de. O ne gıcık hareketlerdi öyle'' gülmeye başladım. Devam etti ''Ben senin karşı komşunu düşünüyorum'' gözlerimi büyütüp ona baktım ''Aslı adam 65 yaşında'' yüzünü buruşturdu.''O değil be. Şu yolun karşısındaki beyaz var ya orda oturuyor. Yeni taşınmış'' Aslı tine radarları açmıştı anlaşılan '' O zaman sana kolay gelsin'' Ayağa kalktı ''Seninlede birşey konuşulmuyor'' deyip mutfağa gitti. Omuz silktim. Gerçekten Aslının her radarına yakalanan çocuğu dinleseydim yaşlanırdım..
Aslının çığlığı üzerine mutfağa koştum. Aslı penceredeydi ve birini süzüyordu. Pardon gözleriyle yiyordu. ''Noldu?'' kolumdan tutup beni yanına çekti ''Bak işte orada'' gördüklerim karşısında dehşete düşmüştüm. Bugün kendini göstermemekte ısrarcı olan gözyaşlarım kendini bırakmıştı. Aslının gösterdiği kişi Ulustan başkası değildi. Tabi ya Aslı Ulusu hiç görmemişti. ''Aslı o..'' konuşamamıştım. ''Çok yakışıklı dimi'' kafamı iki yana salladım. Aslı bana onun yakışıklılığından bahsetmeye devam ediyordu. Kelimelerimle Aslıyı susturdum ''Aslı bu o... Ulus!'' şaşkın şaşkın bakan Aslının mavi gözleri de dolmaya başlamıştı ''Ne?! Bu ne cesaret nasıl karşı eve taşınabilir'' gözyaşlarım gözlerimden akarken. Bir iki adım geri gittim. Katilin olay yerine dönmesiydi bu. Ulus benim katilimdi ve beni öldürdüğü yerde yaşamaya karar vermişti. Anıları, acılarını, gözyaşlarını, hüzünleri, mutlulukları silsem de bir işe yaramazdı artık. Kapıdan her adımımı attığımda yada pencereden her baktığımda onu görecektim. Ona bu zevki yaşatamazdım. Beni bu halde görmeyecekti. Mutlu görünücektim. Onsuz da mutlu olabileceğimi kanıtlayacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kural 1: Aşık Olma
Teen FictionBazen aşkı sevdiğin bir şarkının nakaratında, bir şiirin dizelerinde yada bir çiçeğin kokusunda bulabilirsin. En zoru bir kadının bir adamda aşkı bulmasıdır. Bu adam doğru adam değilse seni kırabilir, yaralayabilir ve öldürebilir. Fakat doğru adam i...