8.bölüm

5K 505 109
                                    

Herşey o kadar çok hızlı ve çabuk gelişmişti ki Jongin birden kendini mahkeme salonunda bulmuştu. Karşısında avukatı ile bir adet kırgınca oturan Kyungsoo'dan keskin bakışlarını çekmiyordu. Tek selcede boşanacaklardı. Kyungsoo böyle olmasını istiyordu. Bir şeyin uzatılmasından hoşlanmıyordu. Bu boşanma olayını aileleri öğrenmiş ve Jongin her iki aileden de kırıcı ve insanı yerin dibine kazırcasına sokan laflar yemişti. Luhan için değer miydi? Bunu tam olarak bilemiyordu. İçinde hiç olmasa bile bir
pişman kırıntısı bulunduruyordu.

Kyungsoo, mahkeme salonuna yalnız gelmemişti. Gelmek istese bile Jongdae izin vermemişti. Bu zamana kadar yanında hep Jongdae bulunmuştu ve artık Jongin yerine Jongdae vardı onun için...

Ve Jongdae... iki ekmek parçasının arasında sıkışıp kalmış kaşar peyniri gibiydi. İkiside arkadaşıydı ama Jongin'e ters yapacak kadar düşüncesizdi. Bu durumda olmaları Jongdae'nin yüzündendi ve bundan bir gram bile pişmanlık duymuyordu. Kyungsoo, arkadaşının eşi olduğundan beri duygularını içine gömmüştü. Ama bu gömdüğü duygular yeşermiş ve gün yüzüne çıkmıştı. Artık önünde Jongin engeli yoktu. Kyungsoo, için herşeyi yapmaya hazırdı. Aşkı için...

Kyungsoo, izlendiğini hissederek Hakimede sabitlenen bakışlarını Jongin'e çevirdi. Jongin'in gözlerinin içine her baktığında iki yıl önce herkesin gözü önünde, birbirlerine ettikleri yemin geliyordu. Demek ki bu yemin Jongin için basit bir iki satırlık kelime yığınıydı. Jongin, ifadesizlik kaplamış bakışlarını Kyungsoo'dan kaçırdı.

" Kim Kyungsoo ve Kim Jongin çiftinin boşanması onaylanmış ve Bay Kyungsoo'nun, eski soyadına dönmesine karar verilmiştir." Hakime Hanım gözlüklerini indirerek ifadesiz suratlı ikiliye baktı. Bu gençlere acıyor ve üzülüyordu. Bir anlık sevginin, aşkın ömrün sonuna kadar süreceğini sanıp, evlenmeye karar veriyorlardı.

Kyungsoo, duyduklarının hazmederek tebessüm ederek Jongdae'nin yanına ilerledi. Jongin, avukatına teşkkür ederek Kyungsoo'ya bir veda etmeden mahkeme salonundan ayrıldı. Gideceği yer Luhan ve yatağı olacaktı. Umuyordu ki yerlerde yılan gibi sürünen moralini Luhan düzeltebilir ama Luhan bunu yapamazdı şuanlık. Luhan, Sehun'un peşinden dolaşmaktan ve ona arsızca konuşmaktan Jongin'i unutmuştu.

"Herşey yoluna girecek, güven bana." Jongdae, çenesinin hemen altındaki ipek yumuşaklığında ki eş değerli saçlara küçük öpücükler kondurdu. Kyungsoo'ya tamamen kavuşması için eline iyi değerlendirebilecek şans geçmişti. Jongin ile büyük kavgaya girmiş ve arkadaşlıklarını sonlandırmışlardı. Jongdae, gözlerinde huzur bulduğu Kyungsoo yüzünden, en büyük arkadaşını silmiş ve yok saymıştı.

"Sana güveniyorum." Kyungsoo, durgunca konuştu. Yüzünde gülümseme olsa bile kalbi ağlıyordu. O güçlü ve yıkılmazdı.

"Jongdae, o oruspunun koruması ile görüşmek istiyorum. Bunu benim için yapabilir misin?"

"Sehun mu?" Jongdae ve Kyungsoo uzun, geniş koridorda yan yana yürüyorlardı.

"Evet, onunla birşey hakkında konuşmam lazım." Kyungsoo, sabırsızca konuşarak Jongdae'nin ona hayran hayran bakmasını sağladı.

"Senin için yapamayacağım hiç birşey yoktur, Kyungsoo. Yarın birlikte gideriz, bugün biraz dinlenmeye ihtiyacın var."

"İyi ki yanımdasın Jongdae." Kyungsoo, bir an içinden geleni yaparak ona aşkla bakan adama sıkıca sarıldı. İkiside huzurluydu ve Kim Kyungsoo artık Do Kyungsoo olarak yeni bir hayata adım atmıştı.

"Ulu Tanrım! Jongin, kasıntı eşinden boşanmış Baekhyun." Luhan, fok balığı misali ellerini sevinçle çırparak uzun tabureye oturdu.

"Admiration; hunhan"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin