Yey! 1 ay yokum dedim ama erken geldi telefon. Bu fice devam edebildiğim yere kadar devam edeceğim ve sonra BOOM! Final. Nasıl biteceği hakkında iki tane fikir var aklımda ama ben fikirlerin arasında sıkışıp kaldım. Karar veremiyorum jajjshss
"S-Sehun!" Luhan ağlamanın olumsuz etkisi olan burnunun sümükle dolmasından dolayı burnunu çekti ve ses odada kayboldu. Sehun, yüzüne dahi bakmıyordu. Belki Sehun kendince haklıydı. Luhan'a karşı güven diye bir şey kalmamıştı.
"Luhan.... gitsen iyi olacak." Sehun, sakince Luhan'a gitmesini söyledi.
"İyileşene kadar yanında durabilir miyim? Lütfen!" Luhan, Sehun'a gözlerini kırpıştırarark baktı. Sehun'u bu haldeyken yalnız bırak olmazdı.
"Anlamıyor musun yoksa ben mi anlatamıyorum? Korece konuşuyorum ve anlayacağını var sayıyorum Luhan. Artık seni ne yanımda ne de çevremde görmek istemiyorum."
"A-Ama bu halde hiçbir şey yapamazsın. Susta sana yardım edeyim sonra bir daha beni görmek istesen bile göremeyeceksin." Luhan, gözlerini yere dikerek sessizce mırıldandı.
"Ah! Tamam öyleyse ben iyileşene kadar yanımda duracaksın, benden izinsiz bir yere gitmeyeceksin. Sonra ne bok yiyorsan ye!"
Luhan içine aniden dolan sevinçle, parlak gözleri ile kocaman gülümsedi. Luhan parlak, büyük gözleri ve sevimliliği ile tıpkı bir anime karakterlerine benziyordu. Sehun ise Luhan'a bakmamaya özen gösteriyordu. Ne kadar Luhan'a git dese ama her zaman yanında kalmasını örtülü bir şekilde söylüyordu. Taemin'le onu öyle görmek sinirlerini hoplatmış ve bu haldeydi. Kaca kafası beyaz birşeyle sargılıydı ve Sehun başına atılan dikişlerin versiği rahatsızlılığı hissediyordu. Ne boktan bir şeydi bu böyle?!
"Akşam hastaneden çıkışını yapacağız." Luhan yerlerde yılan gibi sürünen moralinin yerine gelmesiyle mutlulukla şakıdı.
Sehun, Luhan'ın dediğini cevapsız bırakarak el izi çıkmış ve kızarmış yanağa dikkatlice baktı. Kyungsoo Luhan'a tokat attığında, Luhan'la birlikte acıyı hissetmişti. Öpmeye doyamadığı yanağa tokat atılması canını acıtmıştı. Luhan narin ve kırılgandı.
Luhan, Sehun'un nereye baktığını anladığında hâlâ tokat yüzünden sızlayan yanağına elini koydu ve zorda ola yüzüne sahte bir gülümseme kondurdu.
"Acıyor mu?" Sehun, Luhan'ın elini yanaktan çekerek parmak uçlarıylea yanağa dokundu. Kızardığı için yanak sıcaktı ve bu Sehun'a huzur veriyordu. Sıcak olan herşey ona huzur verirdi. Buna Luhan'ın sıcak kalbinin, sıcak sevgiside dahildi.
"B-Biraz." Luhan kekelememesine engel olamadı. Sehun'un ona her temas ettiğinde beynine sinyal gitmiyordu. Herşey işlevini kaybetmiş oluyordu.
Sehun, bir anlık hafızasından kazırcasına yok ettiği görüntü gözlerinin önüne bir çarşaf gibi serilmesiyle kaşları aynı anda çatıldı ve sanki eli yanmış gibi hızlıca çekerek, boğazını temizledi. Luhan, Sehun'un elini hızlıca çekmesine alınarak gözlerini hastane odasında gezdirdi.
"Ben iyileştiğimde nereye gideceksin?"
Luhan omuzunu silkerek "Bilmiyorum." dedi.
Sehun, anladığına dair kafasını salladı.
"Yüzssüz diyeceksin bana ama... b-ben o hareketi seni kıskandırmak için yaptım. İsteyerek öpmedim Sehun, lütfen!" Luhan'ın yaşlar akın eden gözleri kapanıp açıldığında inci taneleri yanağından çenesine yol aldı.
Sehun... duygusal bir insandı. Karşısında ağlayan birinin derdini dinler, derman bulmaya çalışırdı. Ağlayan her kimseyi geri çevirmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Admiration; hunhan"
Fanfiction"Ne o yoksa aşık mı oldun?" Sehun boşalttığı kristâl bardağı bırakıp, yüzünde ki sırıtışıyla Luhan'a döndü. "Sanmıyorum." Luhan gülümsemesini yüzünden silip yüksek tabureden zıplayarak indi. "Adeta bir ceylan gibi sektin." "Kapa çeneni!" Luhan, Sehu...