22.bölüm

5.5K 354 349
                                    

Jongin yedinci ayın sonunda Kore'ye dönmüştü. Elinde ki bavulu bitkin bir şekilde sürüyerek Kyungsoo'nun evine ilerledi. İlk Kyungsoo'yu görmek istediği için kendi evine uğramadan direk Kyungsoo'ya gelmişti. Uykusuzluğun verdiği yorgunluk ve bitkinlikle zile bastı. Yedi ay Kyungsoo'yu ne görmüş ne de sesini duymuştu. Kaç defa aramasına rağmen çağrılarına cevap alamamıştı.

Kapının sonunda açılmasıyla açıkcası Kyungsoo'yu bekliyordu ama Jongdae vardı. Jongin ters bir şekilde çıplak Jongdae'yi süzdü. Bir bokluk vardı.

"Senin burda ne işin var?" Jongin, elindeki bavulu gürültülü bir şekilde yere bıraktı.

"Asıl senin ne işin var?" Jongdae gelişi güzel güzel, mükemmel, ellemelik, vurmalık, dolgun kıçına geçirdiği boxerı düzeltti.

"İlk ben sordum." Jongin dişlerinin arasından tısladı.

"Ah! Tamam. Sevgilimin evinde olmam gayet normal." Jongdae sırıtmasıma engel olamadı.

Jongin kaşlarını çatarak "Sevgili? Ne diyorsun sen?" diyerek Jongdae'ye yaklaştı ve açık kapıyı sertçe kapattı.

"6.ayımıza girdik Kim Jongin."

Kyungsoo yalnız kalmamak adına ve Jongin'i tamamen kalbinden kazımak için, Jongin gittiğinden bir ay sonra Jongdae ile sevişmiş ve sevgili olmuşlardı.

"SENİ SİKERİM LAN!" Jongin daha fazla dayanamayarak Jongdae'ye yumruk çaktı.

Jongdae, yumruktan etkilenmeyerek Jongin'e karşılık verdi. Jongin yanağına yediği yumrukla sinirle bağırdı ve eline geçeni Jongdae'ye fırlatmaya başladı. Sinir krizinin başlangıcı....

"SEVGİLİ DEĞİLSİNİZ! OLAMAZSINIZ!" Eline aldığı Kyungsoo'ya hediye ettiği vazoyu Jongdae' ye fırlattı.

Kyungsoo, aşağıdaki gürültü ve kırılma sesleriyle koşarak aşağıya indi ve sinir krizi geçiren Jongin'e şaşkınlıkla baktı. Eline geçeni yere fırlatıyordu.

"BENİ BEKLE DEDİM SANA!" Jongin, duvarda asılı olan düğün resimleri olan çerçeveyi alarak yere fırlattı. Çerçevenin camları buz olup kırıldığında Kyungsoo'nun kalbide bin parçaya ayrılmıştı. Jongin'le çekindiği düğün resimi...

"Jongin sakinleşmen lazım. Birimize zarar verebilirsin." Jongdae, eski dostunu böyle görmek canını acıtmıştı.

"LANET OLSUN! SENİ HÂLÂ SEVMEME RAĞMEN, BU OROSPU ÇOCUĞLA SEVİŞMEN VE SEVGİLİ OLMAN NE, HA?!" Jongin, Kyungsoo'nun iki kolunuda tutarak sarstı.

"Ben seni kalbimden sildim." Kyungsoo güçlü durmak için baya bir çaba harcıyordu.

"ÖYLE Mİ?!"

"Öyle." Kyungsoo, Jongin'in ellerinden kurtularak Jongdae'nin yanına geçti ve gözlerini Jongin'den kaçırdı.

"Onca yılımızı nasıl silebilirsin? Jongdae sana benim verdiğim mutluluğu veremez. Sana verdiğim değeri veremez. Birlikte kurduğumuz çocuklu hayallerimizi onunla gerçekleştiremezsin. Hiç kimse seni benden daha çok sevemez."

"Ne istiyorum biliyor musun Jongin? Hayatımdan tamamen def olmanı."

Jongin, anladığını belitmek için kafasını salladı. Evde ki havayı ciğerlerine yollayarak yerde duran bavulu eline aldı. Herşey bitmişti. Kyungsoo kimi seçtiğini belirtmek için Jongdae'in elini sıkıca tuttu. Jongin, birleşen iki ele bakıp gözlerini devirdi.

"Bu kadar çabuk pes edeceğimi bilmiyordu. Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim. Mutluluklar." Jongin, ikilinin yüzlerine bakmadan bavulunu sürükleyerek evden ayrıldı.

"Admiration; hunhan"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin