7.bölüm

5K 493 210
                                    

"S-Siktir!" Jongin korkuyla bir küfür mırıldanarak olduğu yerde çivi gibi çakıldı. Kyungsoo'nun bir gün öğreneceğini biliyordu ama öğrenmesi erken olmuştu.

Kyungsoo güçlükle gözlerini silerek "Senden bir açıklama bekliyorum. Susmanı istemiyorum, ne bok yaptıysan doğru bir şekilde anlat." dedi.

Jongin yüzünü sıvazlayarak Kyungsoo'ya yalvarır gözlerle baktı.

"Bildiğin gibi değil Kyungsoo."

"NE BİLDİĞİM GİBİ DEĞİL, BENİ OROSPUNUN TEKİYLE ALDATTIN." Kyungsoo dayanamayarak bağırdığında yanağına inen sert tokatla hayal kırıklığı dolu bakışlarını Jongin'e çevirdi.

"Onun hakkında doğru konuş." Jongin işaret parmağını tehtit edercesine sallayarak kaşlarını çattı.

"B-Bana vurdun." Kyungsoo sağ yanağına elini koydu ve göz pınarlarını gevşetti.

"Sen o tokatı hak ettin."

"B-Bana o orospu için v-vurdun."

"Kapa çeneni, seni sevmiyorum ben Luhan'a aşığım."

Kyungsoo daha fazla konuşamayacağını bilerek odasına koşarak çıktı ve yatağının altında bulunan küçük bavulunu çıkartarak, dolapta ki bütün kıyafetlerini alarak bavula tıktı. Burnunu çekerek aşağıya indiğinde Jongin'in hâlâ ayakta dikeldiğini gördü.

"Bana geri döneceğinde seni asla affetmeyeceğim ve sizin ikinizi pişman edeceğim. Yarın avukatımı yollarım." Kyungsoo, Jongin'e bakmadan konuştu ve yıllarını geçirdiği evini hiç girmemek adına terk attı. Güçlü olacaktı, onun için zor değildi. Yanında Jongdae olacaktı.

Jongin bacaklarının titremesiyle kendini koltuğa atarak, gözlerini yumdu. Böyle olacağını biliyordu ama içinde her şeyin yanlış olduğuna dair bir his vardı.

Luhan, Sehun'un yüzüne yaklaşarak ellerini geniş omuzlara koydu ve gözlerini, küçük gözlere dikti. Nasıl ve niye söyleyeceğini bilmiyordu. Ya da biliyordu, tek şeyi Sehun'un onu becermesi ve bir kerecik bile olsa Sehun'la birlikte olmak istiyordu ve yalan söylemeye hazırdı.

"S-Seni seviyorum." Luhan, Sehun'un konuşmasına fırsat vermeden dudaklara kapandığında Sehun büyük bir şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Luhan tarafından öpülüyordu ve o bir tepki dahi vermiyordu. İtmek istiyordu ama kolları sanki ona inat bir milim dahi oynamıyordu. Buzluktan çıkarılmış gibi donmuş vaziyetteydi.

Luhan, Sehun'un itmediğine sevinerek gülümseyerek büyük bir zevkle öptüğü küçük dudaklardan ayrıldı. Bunu ne kadar süredir beklediğinden haberiniz var mıydı? O dudakları öpmüş ve bir ömür o dudakların tadıyla yaşayabilirdi. Sessizlerdi ikiside ağzını açıp bir kelime veyahut cümle söylemiyordu.

"Deneyemez miyiz?" Luhan elleriyle Sehun'un buz tutmuş ellerini tuttu.

"H-Hayır." Sehun red ederek kafasını olumsuzca salladı. Luhan onun hiç birini hak edecek kadar masum değildi.

"Ve bu arada eve gittiğimde dudaklarımı çamaşır suyla yıkayacağım. Benden izinsiz beni öptün." Kaşlarını çatarak konuştuğunda Luhan sessizce kıkırdadı. Sehun hem çocuksu hem de kötü çocuk olmayı nasıl beceriyordu?

"Söylesem izin vermezdin. Ama sorun bu değil ben red edildim şaka gibi." Luhan kendine inanmayarak gözlerini büyüttü. Dert etmiyordu. Sonuçta esmer çikolatası Jongin'i vardı.

"Sehun geri gelmeni istiyorum."

"Seni şu andan itibaren sikmem için bir sebep söyle."

"Sebep yok, deliğim seni ve oğlunu bekliyor."

"Oğlum? Luhan cidden beynine elektro şok verebilecek nadir insanlardansın." Sehun gözlerini devirerek Luhan'ın alnına sert sayılmayacak bir şekilde fiske attı.

"Deliğim senin penisin için yaratılmış." Luhan cilveyle ellerini Sehun'un göğüsünde gezdirdi.

"Delikler zaten penis için yaratıldı, neyin havasına giriyorsun?" Sehun, tek kaşını kaldırdı ve göğüsünde dolaşan ellere ters ters baktı.

"O patilerini üzerimden çek, derhâl!"

"Miyaw~" Luhan yeterince ince olan sesiyle kedi gibi miyavlayarak Sehun'a kedinin bir insana attığı pençe hareketini yaptı.

"Seni sürtük kedi."

"Sehun beni kedi kostümü içinde becerir misin?" Luhan merakla sordu.

Sehun binlerce kez yaptığı göz devirme haretinden sıkalarak yanaklarını havayla doldur. Luhan'ın mantığın 'M'sini bulundurmayan sorularına 'Hayır.' demekten bıkmıştı.

"Seni hiç bir zaman becermeyeceğim."

"Emin misin?"

"Binlerce kez evet."

"Kendimi sana evlenme teklifi etmiş gibi hissettim cevabından sonra."

"Çok boş konuşuyorsun." Sehun bıkkınca mırıldandı. Luhan matematik dersi gibiydi, kendini bıktırır ve çözülemeyen davranışları vardı.

"Ya bir kez olsun becersen ne olur. Çükün kopmaz ya."

"Kendini Jongin'e becert. Benim seninle işim olmaz ve peşimi bırak sıçan." Sehun, parmaklarının arasındaki sigarayla, küçük omuza vurarak itici bir şekilde gülümsedi.

"Ama ben seni istiyorsam." Luhan, kaşlarını çatmış bir vaziyette giden Sehun'un arkasından konuştu.

"Beni düşünerek kendini parmakla, işe yaracağından eminim." Sehun hâlâ yürümeye devam ederken Luhan'a cevabını vermişti.

"Admiration; hunhan"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin