ÜVEY KARDEŞİM
28. Bölüm
Bölümler düzenlenme aşamasında. Okumamanız tavsiye edilir.
-
Mert'ten...
Hastanenin soğuk koridorun da oturmuş, polislerle beraber Pınar'ın çıkmasını bekliyorduk. Hızlı hızlı atan kalbim yaklaşık 3 saattir dinmemişti. Pınar'a birşey olma düşüncesi beni mahvederken, Yağız'ın ağzına sıçma düşüncesi daha baskın çıkıyordu. Hala ne olduğunu tam öğrenememiş olmanın siniri de birleşince hastaneyi onun başına yıkmak istiyordum.
Kimsenin ne olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu, Yağız; Beni apar topar arayıp yanına çağırınca tabiki de sikime takmamıştım. Ama Pınar'ın bayıldığını söylediğinde sanki kan beynime şıçramıştı, sanki dünya ile bağlarım kesilmişti.
O sırada, yanımda Pınar'ın annesi ve babam olduğu için onlara da söylemek zorunda kalmıştım. Yanımda sadece onlar yoktu, Derin'de vardı. Dede ile buluşmadan sonra herkes evine gitmiş, bir tek Derin kalmıştı. Gelmene gerek yok desekte bizi siklememişti. Apar topar evden çıkmış, hastaneye gelmiştik.
Şimdi ise diğer iki adamın yaşayıp yaşamadığını öğrenmem gerekiyordu. Yağız, adamı bıçakladığını ve Pınar'ın ondan dolayı bayıldığını söylemişti.
Peki bu adamlar kimdi?
Oturduğum yerden kalktığım da babam kolumdan tuttu. "Nereye?" dedi sert bir sesle.
"Hava alacağım." Kafasını anlayışla sallayıp kolumu bıraktı. Arkamı dönüp gidecekken arkamdan Derin'in de geldiğini gördüm. Sesimi çıkarmadan merdivenleri ikişer ikişer inmeye devam ettim.
Derin, sessizliği bozarak, "Bu adamlar tefeci." dedi. Umarım değildir dedim içimden, umarım değildir.
İki kat aşağı indikten sonra ameliyathanenin önüne geldik. Bıçaklanan adamın 2 dakika sonra çıkması gerekiyordu. Neresinden bıçaklandığını bilmiyordum ama 3 saat süren bir ameliyatsa, kötü bir durum olmamalıydı.
"Yağız adam bıçaklamaz." dedi Derin. Sesinde ki kesinlik gözümden kaçmamıştı.
Duvara yaslanmış karşısında duruyordum. "Pınar'ın mı yaptığını düşünüyorsun?" Derin haklıydı, Yağız adam bıçaklayacak bir çocuk değildi, direk dalardı.
"Muhtemelen öyle, Yağız suçu üstüne almak isteyecektir. Pınar uyandığın da gerçekler ortaya çıkacak."
Cevap veremeden kaldım. Pınar cidden adamı bıçaklamış olabilir miydi? Yo, yapmış olamazdı. Kandan korkan biri böyle birşey yapmış olamazdı. Ameliyat kapısı açıldığında içeriden çıkan doktorun hızla önünü kestim. "Durum ne?"
"Siz neyi oluyorsunuz?" dedi imayla.
Ya sabır... Ya sabır.
"Arkadaşımız," dedim kestirip atarak.
Adam şüpheyle bakıp ardından konuştu, "Sırtından bıçaklanmış, çok kan kaybettiği için kısa bir baygınlık yaşadı. Buraya geldiğinde bilinci kapalıydı. Ama şanslı olmalı ki, bıçak löp etine saplanmış."
Derin bir nefes aldım. Öyle sıradan nefes değildi, oh çekmiştim resmen. Adamın canı umrumda değildi, Pınar'ı kaybedebilirdim.
Doktor ekledi, "Diğer adamın malum bölgesi, ezildiği için muhtemelen dışkı dışında pek kullanamayacak," Dönüp Derin'e baktığımda bana arkasını dönüp gülmeye başladığını gördüm. Doktor olmasa kahkaha atacaktı, kendini zor tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY KARDEŞİM
Ficção AdolescenteMert ve Pınar. Aslında özünde iyi olan ama kıskandığı zaman gözü dönen, uyuşturucu kullandığı için çoğu zaman kendinde olmayan Mert, bu kız için bir şeyleri düzeltmeye karar verir. İstemese de o kız artık hayatındadır ve onunla iyi geçinmek zorundad...