ÜVEY KARDEŞİM
2. Bölüm
Bölümler düzenlenme aşamasında. Okumamanız tavsiye edilir.
Multimedya da Pınar'ın kıyafeti ♥️
Pınar'ın giyim tarzı çoğu zaman Lua gibi, Lua'yı tanıyanlar kendini belli etsin. ;)-
Taksiyi çağırıp arkamda ki duvara yaslandım. Tam montumun içine elimi sokup telefonumu alacaktım ki, annem, "Kızım sana bişey söylemek istiyorum." diye tereddütle baktı.
Kafa sallayarak ona döndüm.
"Suat amcanla aynı evde kalacağız biliyorsun, ama bizim evimizde değil, onların evinde kalmamız gerekiyor."
Kuşkuyla baktım... Neden yeni bir eve çıkmıyorduk ki? Annemin bakışları üzerimdeyken sadece tamam dercesine başımı salladım.
Tabi ki bizim evimizde yaşamamızı beklemiyordum ama onların evinde de kalmak istemiyordum. Babasının zengin olupta çocuğun zengin züppe olmama ihtimali imkansız gibi bir şeydi...
Annem, babam öldüğünden beri genelde onu hep üzgün görüyordum. Hayattan bıkmış gibi etrafına kötü bakışlar atıyordu. Bir tek bana iyi davranıyordu. Evet, önümüzde ki 2 sene boyunca böyle davranmıştı. Başka birine aşık olacağı hiç aklıma gelmezdi.
İleriden taksi göründüğünde elimle işaret verdim. Annemle beraber binip, gideceğimiz yeri tarif ettim.
Sonunda avm'nin önüne gelmiştik. İçeri doğru ilerlerken gözüme bir mağaza kestirdim ve oraya doğru ilerlerken anneme de elimle mağazayı gösterip gidiyorum işareti yaptım.
Sonuçta anemin düğünüydü ve güzel birşeyler giyinmem lazımdı. Evliliği istemiyorum diye kötü giyinecek değildim tabi ki... Elbiselerin olduğu yere geldiğimde siyah bir elbise gözüme çarptı.
O elbiseyi deneyip bana yakışmadığını fark ettim ve hızlıca üzerimden çıkardım. Daha sonradan görevliler gelip bana mavi bir elbise verdiler. Dışardan güzel görünmüyordu ama bir dene diye ısrar etmişlerdi.
Elbiseyi hızlıca deneyip dışarı çıktım. Ne kadar güzel ve zarifti...
Sadece kızların bulanabildiğini sandığım yerde arkada bir çocuk belirdi ve tekli koltuğa oturdu. Aynadan gördüğüm kadarıyla arkadan beni süzüyordu. Aynadan onu gördüğümü fark etmemişti henüz.
Dönüp yüzüne baktım. O da bana baktı. Yirmili yaşlarında, belki de benim gibi liseye giden biriydi.
Yakışıklılığından bahsetmiyorum bile.
Beni baştan aşağı süzdü ve gözleriyle üstümde ki elbiseyi işaret etti. "Güzel bir elbise."
Tam gülümsedim ve teşekkür edecektim ki, kabinden bir kız çıktı.
"Güzel mi hayatım? Galiba biraz bol, emin olamadım." Diyerek elbisesini çekiştirip durmaya başladı. Daracık şeyin daha neyini çekiştiriyorsun, aptal!
Sevgilisi olmasının verdiği hayal kırıklığı ile gözlerimi devirdim. Böyle bir çocuğun yalnız olması imkansızdı zaten.
Sevgilisi içerdeyken böyle şeyler yapması peki... Belki de erkeklerle muhattap olmamamın sebebi buydu. Uzaktan hoşlanırdım ben, platonik takılırdım. Kadınları bir şekilde anlıyordum ama erkekleri anlamak cidden zordu.
Üstümde ki elbiseden kurtulurken normal kıyafetleri mi giyinip dışarı çıktım. İkisi ortadan kaybolmuştu.
Ben başka kıyafetlere bakmak üzere içeri geçecektim ki görevli son kez bir elbise getirdi. Kırmızıydı ve diğer elbiseye nazaran çok daha dikkat çekiciydi.
Kadına teşekkür edip hızlıca kabine girdim. Bir çırpıda giyinip dışarı çıktım ve aynaya baktığım anda arkamda gördüğüm kişiyle irkildim. "Bu daha güzelmiş," diyerek sırıttı.
"Ne sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi?" Ellerimi belimde birleştirdim. "Sevgilin nerde?"
Trip atmayı kes. Normal davran, normal!
Güldü. "Gitti."
Ağzıma söyleyecek bir sürü şey geldi ama kendimi durdurdum. Tamam bana sözlü olarak yürümemişti ama bakışları falan çok iyi değildi...
Tatlı tatlı yüzüme bakmaya devam etti. Yapma çocuk, kalbimi teslim edeceğim yine! Hızla kabine geri girdim ve elbiseyi çıkarırken dışardan çocuğun sesi geldi, "Geliyorum baba,"
Ve ayak sesleri giderek uzaklaştı.
Elbisenin parasını ödeyip telefondan annemin numarasını tuşladım ve kulağıma götürdüm. Sonunda açarak, "Efendim." dedi.
"Nerdesin anne?"
"Senin yan tarafında ki yerdeyim. Gel istersen."
"Tamam geliyorum." diyerek telefonu kapadım.
Ayakkabı dükkanına geldiğimde annemi ilerde düğün ayakkabısı denerken gördüm. Oraya doğru giderken geldiğimi farkedip, "Elbise bulabildin mi?" diye sordu.
Gözümün önüne daha demin ki çocuğun yüzü gelince bakakaldım. Hayaldi ama gerçeği kadar heyecanlandırmıştı.
Annem, "Kızım orda mısın?" diye elini suratımın önünde sallarken cevap verdim. "Kırmızı bir elbise aldım işte."
O da garip davranışımı fazla garipsemeyerek, "Peki." dedi.
Annem ayağında ki ayakkabının 37'sini istedi ve birşey hatırlamış gibi, "He bu arada Suat da bu avm'deymiş, oğlu ile beraber. Oraya gideriz, hem sen de oğlu ile tanışmış olursun." Dedi.
Gözlerim bir anda parlarken kenara koyduğum poşeti hemen elime aldım. Evlerinde yaşayacağım insanları tanımanın vakti gelmişti. Suat amcadan şüphem yoktu ama üvey kardeşimden korkuyordum.
Anneme cevap vererek, "Tamam." deyip ayaklanırken annem kasaya gitti. Parasını ödeyip geri geldi ve Suat amcaların olduğu mağazaya gitmeye başladık.
Mağazaya girdiğimde damatlıklar dikkatimi çekmişti. Sağ tarafta da Suat amcayı görünce bir an duraksadım. Çünkü yanında daha demin ki çocuk duruyordu ve damatlıklara bakıp gülüyorlardı. Suat amca beni gördüğünde selam vermeye gelirken, çocukta bana dönüp baktı ve kaşları çatıldı.
Üvey kardeşim bu çocuk olamazdı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY KARDEŞİM
Ficção AdolescenteMert ve Pınar. Aslında özünde iyi olan ama kıskandığı zaman gözü dönen, uyuşturucu kullandığı için çoğu zaman kendinde olmayan Mert, bu kız için bir şeyleri düzeltmeye karar verir. İstemese de o kız artık hayatındadır ve onunla iyi geçinmek zorundad...