30. Bölüm

9.1K 408 96
                                    

ÜVEY KARDEŞİM

30. Bölüm

Bölümler düzenlenme aşamasında. Okumamanız tavsiye edilir.

Multimedya da Mert var.♥️

-

Bir yığın insan, neredeyse bütün okul, öğretmeni takip ediyorduk. Yani şuan kaçıp gitsem kimsenin ruhu duymazdı. O derece. Öğretmen denilen kişi ise, bizi evlere yerleştirecek kişiydi. Söylentilere göre sahil boyunca yan yana küçük evler vardı. Her evde 4 kişi kalmak üzre ayarlanmıştı. Yani okulum sahili 4 günlüğüne kiralamıştı.

Yağız'lar diğer otobüste oldukları için onları bulmak ne kadar zor olsa da sonunda birbirimizi ararken karşılaşmıştık. En son otobüs benim olduğum otobüs olduğu için, eve yerleştirilen en son insanlar biz olacaktık. Yağız'lar da bizim yanımızda olduğu için bizim gibi yerleştirilecek son kişilerdi.

Neredeyse bir 100 kişiyi yerleştirdikten sonra sıra bize gelmişti. 8 kişi evlere dağılmamız gerekiyordu.

Öğretmen denilen kişi bana baktı, "Tek kız kaldın," dedi. Kendi kendine söylemiş gibiydi. "İstersen başka bir eve alayım seni," dedi.

Yağız atladı. "Biz bir evde 6 kişi kalırız, onlar birlikte kalacak," dedi. O kadar isteksiz söylemişti ki, sanki biri kelimeleri zorla ağzına tıkmış gibi.

Öğretmen Mert ile bana baktı. "Siz o üvey kardeşler misiniz?" dedi düşünerek. "Ben sizi unuttum ya, kusura bakmayın. Buyrun," dedi evin kilidini açarak. "Babanız söylemişti,"

Mert öğretmenin elinden anahtarı alıp içeri girdi. Bende öğretmene minnetle gülümseyerek Mert'in peşinden eve girdim. İçeriden kafamı uzatıp Yağız'a baktım, "Uyuyalım biraz, sonra akşam bir şeyler yapalım." diye öneri sundum.

"Aynen," dedi esneyerek. "Uyumam gerekiyor."

Eve girip kapıyı kapattım. Dışarıdan küçücük görünen bu ev, şimdi bayağı büyük görünüyordu. İçinde 4 tane tek kişilik yatak vardı ve birde tuvalet kapısının yanında bir kapı daha vardı. "Burası ne güzel ya," dedim kendimi yatağa atarak. Mert cevap vermeden o da kendini yatağa attı. "Ulan Ege'ler nerde acaba," dedi kendi kendine. Arka cebine uzanıp telefonu çıkardı. Sanırım Ege'ye mesaj atıyordu.

"Ege'yle sevgilisi gelse sorun olur mu senin için?" dedi kafasını kaldırarak. Yataklarımız karşı karşı olduğu için bende kaldırmak zorunda kaldım. "Gelsinler, hatta şimdi gelsinler." dedim hevesle. Ege'nin sevgilisi çok iyi bir kızdı, arada bir Melis ve Açelya'yla kahve içiyorduk okulda. Ezgi'yle arkadaş olmasına rağmen cidden iyi bir kızdı. 4 günlük tatilimi sadece erkeklerle değil, Açelya ile de geçirecektim. Bu iyi bir şeydi sanırım.

Mert telefondan birkaç şey tuşlayıp kulağına götürdü ve ardından yatakta doğruldu. Ayaklarını aşağı sarkıttı. "Hadi bizim eve gelin," dedi Ege telefonu açtığında. "Sondan ikinci ev," diye ekleyerek telefonu kapattı.

"Cevap vermesini bekleseydin keşke," dedim gülerek.

Bende yatağımda doğruldum. Mert'in o sırada telefonu titrediği için bana cevap vermeden mesajı açtı.

Okuduktan sonra bana baktı. Hafif sırıtıyor gibiydi, vardı bir şey ama hayırlısı.

"Bunlar başka bir eve gitmiş, dönüş zamanı gelip okulun arabasıyla döneceklermiş." dedi. Sırıtması daha da büyüyerek suratına yayıldı. "Adam işi biliyor," dedi alayla. Ne demek istediğini harfi harfine anlamanın gururuyla, "Valla sen bu eve kız falan getiremezsin, boş hayal kurma istersen," diye tısladım. Surat ifadesi 'bende aynısını yapabilirim' der gibi bakıyordu. Ben bunu yer miydim? Hayır tabi ki.

ÜVEY KARDEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin