26. Bölüm (2. Part)

8.1K 352 71
                                    

ÜVEY KARDEŞİM

26. Bölüm (2. Part)

Bölümler düzenlenme aşamasında. Okumamanız tavsiye edilir.

Multimedya da Ezgi var♥️

-

"Ezgi sen, Ezgi sen kafayı üşütmüşsün. " Söylediğim cümleden sonra kafasını önüne eğip yan tarafa çevirdi. Hala ağlıyordu.

"Kabul ediyorum," dedi göz yaşını silerek. Ardından söylemek istemediği şeyi zorla söyler gibi suratıma baktı. "Seni kıskanıyorum."

Söylediği şeye göz devirdiğim de kaşlarını çattı.

"Beni mi kıskanıyorsun?" dedim sesimi yükselterek. "Benim neyimi kıskanıyorsun ki? Benden daha güzel olduğunun farkındasındır herhalde. Ki tek konu güzellik değil, sorun Mert ile aynı evde yaşamam mı? Ne yapabilirim bu konuda abi? Senin benim yaşadıklarımdan haberin var mı? Bir günlüğüne benim yerime geçsen ağlayarak geri dönmek istiyorum dersin. O kadar diyorum sana!"

Daha söyleyeceğim şeyleri ağzıma tıktı. "Güzellik kavramı ne kadar da garip değil mi? Kime göre, neye göre güzelsin? Mesela ben senin benden daha çekici olduğunu düşünüyorum. Bu oldukça sinirimi bozuyor. Birde Selin vardı. İkimizden de çirkin kız, biliyorsundur." Güldü. "Mert'in onda neyini çekici bulduğunu anlamaya çalışırken kendimi ondan soğuttum."

Şaşkınlıkla ona baktım. "Hala Mert diyorsun..."

Ayağa kalkıp son kez suratına baktım. O ise bana bakmıyordu. "Mert'in adına ben özür dilerim. Benim yüzümden başına böyle bir şey geldiği için..." dedim ama sonlara doğru utandığım için başımı eğdim.

Mert'in saçmalıklarından birisi daha.

Daha fazla orda duramayarak dışarı çıktım. Hızlı adımlarla merdivenlere gidip yukarı çıktım. Sınıfıma gelerek kapıyı açtığım da arka sırada Yağız'ın oturduğunu gördüm. Sıraya yaslanmış bir şekilde telefonuyla oynarken beni görünce yanıma geldi. "Neredeydin sen sümsük?"

"Asıl sen neredeydin? Mert'le kavga ettiğiniz de bayılmıştın. Bir şeyin var mı?"

"Piç herif dövüşmeyi çok iyi biliyor." dedi sırıtarak. Ardından kaşlarını kaldırıp indirdi. "Pardon,"

Sırama doğru ilerlerken oda arkamdaydı. "Boşver," Diyerek gülümsedim. Sıraya oturduğumuz da Yağız'a döndüm. "Bugün ödevi yapmak için geliyorum size, sorun yok değil mi?"

"Çıkışta benimlesin." dedi göz kırparak. Ona gülümsediğim de önüme döndüm. Ezgi aklımda kalmıştı. Yüzünün her yeri kan içindeydi. Beni bu kadar sinir etmesine rağmen o halini görünce üzülmüştüm. Mert aptalına soracağım hesapların sırasına bu da girmişti. İnsan gibi konuşmayı bilmeyen bir öküz olduğu için anca milleti dövüyordu!

Sinirlendiğim için gözlerimi devirdim. Yağız önde ki arkadaşlarıyla kaynatıyordu. Melis ise daha gelmemişti.

Onlara doğru dönüp sohbete katılmaya karar verdim. Önümde oturan çocuk bana döndüğünde, "Bunun evine mi gidiyorsun şimdi?" dedi pis bir şekilde sırıtarak. Garip bir şekilde çocuğu incelerken, "Evet." dedim.

"Dikkat ette antenleri açmasın." dediğinde önümde ki 5 kişi birden gülmeye başladı. Yağız sinirle çocuğun kafasına şaplattığında hala gülmeye devam ediyordu. Yapılan ince espiriyi bir ben mi anlamamıştım? Öndekilerin gülmelerini izlerken Yağız'a baktığımda sinirle tavanı izlediğini gördüm. Espiriyi anlamamıştım ama çocuklarla beraber gülmeye başladığımda Yağız da bana bakıp hafif sırıttı.

ÜVEY KARDEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin