14. Bölüm

41K 1.6K 86
                                    

Yorumlarınızı severek okuyorum....
Ve gerçekten yorumlarınız çok güzel...
Iyi hissettiriyor, yazdığıma dediğini hissediyorum sizin sayenizde çok ama çok teşekkür ederim arkadaşlar...

Hikayemi okuyup beğeniyorsanız :-) yorum ve votelerinizi bekliyorum...

.....................................

"Allah mutlu etsin. Bir yastıkta kocayın. Kızım... "

..................

" Ayaz koşma. Hadi içeriye girelim hava soğudu. "diye bağırdım koşan ayazın arkasından.

" Biraz daha duralım anne. "
Pes ederek kafamı 'Tamam' dercesine salladım. Bahçedeki sandalyelerden birine oturup ayazı izlemeye başladım.

Hastaneden çıkalı neredeyse bir hafta olacak. Doktor yavuz amcanın 'Allah mutlu etsin. Bir yastıkta kocayın. Kızım" demesi ile kalbimin duracağını zannettim. Ama Baranın araya girmesiyle sarılmamız son bulmuş hastaneden çıkıp gitmiştik. Her ne kadar doktorun söylediği şeyi Barana sormak istesemde sonradan vazgeçiyorum. Böyle bir şeyin olamayacağını bildiğim için ses çıkarmıyorum.

'Keşke olsaydı '

İç sesim Gülazer yine iş başında.

' Niye kızım istemez misin. '

İstemem. Onun kalbi istesemde benim için atmaz. Elif den başkasına da bakmıyacağına eminim.

' Haa atsa isteyeceksin. '

Hayır istemiyorum. Sevmiyorum bile onu.

' Haaa onu gördüğünde kalbin ondan deliler gibi atıyor. Sevmediğin için. '

Hayır bir kere. Korkudandır oo.

' Tabi haklısın. Bende öyle birini kaybetmekten korkarım. '

Kes sesini gülazer. Senin yüzünden adım deliye çıkacak.

Gülazerle olan iç tartışmama son verip ayaza odaklandım. En çokta ondan ayrılmak koyacaktı bana. En çok onu özleyeceğime eminim.

' Yalancı '

Gülazeri duymazdan gelerek Ayaza seslendim.

"Hadi ayaz gerçekten hava soğumaya başladı. Ve ben donmak üzereyim."

Kasımın sonuna doğru yaklaşıyoruz ve havalar baya soğumaya başladı. Bu kışın habercisi. Etrafıma baktığımda ayazı ortalıkta göremedim. Oturduğum yerden kalkıp en son oynadığı yere bahçenin ucuna doğru gidip baktım. Ordada yoktu.

"Ayaz.... Ayaz.... Bak eğer saklanıyorsan çık saklandığın yerden. Başka zaman oynarız.....Ayaz. "diye bağırdım. Bahçenin en kuytu köşesinde bekleyen adamı görünce korkudan iki adım geriledim. Adamda sesimi duymuş olacakki durduğu yerden haraket edip gözden kayboldu. Nefesimin kesildiğini hissettim. Ya Ayazı o kaçırdıysa... Ya mafyalarsa.... Ya iki parçaya ayırıp organlarını alırlarsa.
Tamam son söylediğim tüylerimi diken diken etsede belki eve girmiştir deyip kendimi avutuyordum.

Koşarak eve girdiğimde Ayazın Baranın dizlerini üzerinde oturup çizgi film izlediklerini gördüm. İçimde korku yerini sinire çevirirken ayağımı duyabilecekleri gibi yere vurdum. İkiside aynı anda bana bakarken ciddiyetimi bozmadan konuştum.

"Söylesenize amacınız ne. Beni korkudan öldürmek mi. Neden haber vermiyorsunuz. "

Baran meydan okurcasına tek kaşını kaldırıp konuştu.

" Zorunda değiliz. Ayrıca kaç kere seslendik duymadın. Bizde içeriye girdik. "

Ne kadarda rahat konuşuyor.

" Ne kadar korktuğum dan haberin varmı senin. Bahçede göremeyince neler hissettim biliyor musun sen. Bahçenin en kuytu köşesinde bekleyen adamı saymıyorum bile. "diyerek sesimi yükselttim.

Baran bakışlarını ayaza çevirdiğinde bende ayaza baktım. Kollarını sım sıkı Barana dolamış kafasınıda boyun girintisine gömmüş. Korktuğu ap açık ortada. İçimden kendi kendime tokat atasım geldi. Baran kucağında duran ayazla birlikte oturduğu yerden kalktı ve merdivenlere doğru yöneldi. Bende haraketlenip arkasından gidecekken arkasına dönmeden konuştu.

"Olduğun yerde dur. Ayazı korkutmanın hesabını sana sonra soracağım. "deyip merdivenleri çıkmaya başladı. Bense yönümü değiştirip koltuklara doğru ilerledim. Baranın oturduğu yere oturdum hala sıcaktı.

'Avım uzaklarda değil ozaman. Güzel. '

Gülazer in yaptığı iğrenç espiriyi es geçip ayaklarımı yere vurup ritim tutmaya başladım. Kendimi yapacağımız konuşmaya hazırladım. Merdivenlerden gelen ayak sesleri ile oraya baktım. Kalbimin ritmi kendiliğinden değişirken sanki hiç bir şey olmamış gibi davranmaya çalıştım. Ama ne mümkün korkudan bayılacağım.

"Senin derdin ne. "sert ve tehditkar çıkan sesine karşılık sadece yutkundum.

" Benim bir derdim yok. Pardon asıl dert sensin. Benden bir şeyler saklıyorsun ve söylemiyorsun. "diye konuştum.

" Ne saklıyor muşum ben senden."

"Bilmem. Kapının önündeki adamlar veya Bahçedeki adamlar neyin nesi. Benim bildiğime göre bir iş adamıydın. İş adamlarına göre fazla koruman var. "dedim oturduğum yerden kalkarak.

" Son olayları biliyorsun. Sizi korumaları için. "dedi sakince.

" Her zaman bunu söylüyorsun. Seni anlamaya çalıyorum ama olmuyor. "sonlara doğru kısık çıkan sesime küfrettim.

" Her şey sizin iyiliğiniz için. İkiniz için. "

Ama artık değil. İşten ayrılmak istediğimi söylemenin tam sırası.
" Beni katma. Bu işe başlıyalı evlilik rolü yaptık annenlere, vuruldum, en önemlisi bir çocuğa anne rolü yapıyorum. Olmaz. Ben istifa ediyorum. Sözleş-"

"HİÇ BİR YERE GİTMİYORSUN. "diye kükredi.

" Giderim. Benim hayatı-"bu sefer lafları değil dudakları böldü lafımı. Öpmüyordu. Dudakları sadece benimkinin üzerinde duruyordu. Sanki konuşmamı istemiyor gibi. Geri çekilmek istesemde buna izin vermedi. Bir koluyla belimden tutup kendine daha bastırdı. Öbür eli ile ise yanağımı okşadı. Alnını alnıma yaslayıp konuştu.

"Asla ama asla gitmene izin vermem. Anladın mı beni. Asla" deyip tekrar birleştirdi dudaklarımızı.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Evet yeni bölüm geldi ama kısa oldu hepinizden çok ama çok özür diliyorum...

Daha yeni yazdım ancak bu kadar oldu.

İşin ne sabahtan beri ne yapıyorsun diyorsanızda vallaha düğündeydim....

Ondan... Ama telafi edeceğim.
Bundan emin ola bilirsiniz.

Şimdiden yorumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum....

Mafyanın Çocuk Bakıcısı✅ #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin