Bazı insanlar vardır: "Ben Allah'tan başka bir şeyden korkmam- Yok öyle bir şey ben şuanda herşeyden korkuyordum. Ağzıma kapanan büyük eller ve arkamı dönmemi engelleyen ellerimdeki ellerle adeta korkudan titriyordum. Yarın gazete manşetlerde yer alacak olan haberi tahmin edebiliyordum. "Eskişehir'de dün gece bir kadın cesedi bulundu. Cesedin sahibinin kimliği belirlenmişken katile dair henüz bir ize raslanamadı." Yabancısı olduğum bu şehirde bir başıma, katilimi bile tanımadan ölüp gidecektim. Tam içimden kelimeyi şahadeti getiriyordum ki..."Enşedüelle...
Durun bir saniye ben bunu sesli dile getirmiştim. Yani eller? Boşta kalan ellerimi ağzıma götürdüm ve serbest kalmanın verdiği şokla yerime çakıldım. Arkamı dönecek cesareti kendimde bulamıyordum fakat buna mecburdum. Yavaşça ayaklarımı oynatarak arkamı döndüm. Dudaklarını gülmemek için birbirine bastırmış, üzerindeki takım elbisesi dağılmış, gömleğini ilk üç düğmesi açık, kravatını her nerde bırakmışsa, kısacası karşımda bir adet Toygar dikiliyordu. Ona yarım metre açık ağzımla bakıyorken o artık kendini daha fazla tutamamış ve sesli bir şekilde kahkaha atmaya başlamıştı. Bense hala olayın şokuyla yerime mıhlanmıştım. Gözlerimi kırpıştırıp kendime gelmeyi denedim.
Kendimi toparlamayı başardığımda kaşlarımı çatmaya başladım. Toygar karşımda kendinden geçerken sinirlerimin en uç noktasına ulaşıyordum."Ya sen manyak mısın? Az daha kalpten gidecektim.
Toygar zeminin kirliliğini umursamadan yere oturup gülmesine devam etti. Artık gülmek suratı kızarmış ve gözlerinden yaşlar gelmeye başlamıştı. Ne yani bu kadarda komik olamazdı sonuçta. Ayrıca bunun burda ne işi vardı? Toygar'ın bu halini umursamadan kapıya doğru ilerledim ve biraz önce arkamdan kilitlemediğim kapıyı kilitledim. Kapının sağlam olduğuna kanaat getirip bende yerin pisliğini umursamadan Toygar'ın karşısına oturdum. Toygar nihayet susmuş ve kendine gelmeye çalışıyordu.
"Cidden seni katil sandım ve son dakikalarımı yaşadığımı düşünüyordum.
Toygar tekrar gülerek kafasını sağa sola salladı. Ne kadar gülmesini engellemeye çalışsada bunu başaramadığı bariz ortadaydı.
"Emin ol Asi, o surat ifadeni ve en önemliside senin gibi birinin birden öylece imana gelişini unutmayacağım. Birde bana hatim indiriyor demez misin?
Toygar'ın gülmekten kızarmış suratı yavaş yavaş eski rengini alırken bende bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim. Tamam şimdi düşününce birazcık komik gelebilir ama o an hissettiklerimi unutamayacaktım. Sonra aklıma gelen şeylerle dudaklarım yukarı kıvrılmıştı. Toygar'da benim gülümsememe memnun olmuşcasına oda sırıtmaya başlamıştı. Ayağa kalkıp odanın ucundaki çantamı alıp geri yerime oturdum. Çantanın içinden Bihter'in imzaladığı kağıtları zaferle Toygar'a uzattım.
"Mağaza artık bizimdir patron.
Toygar boğazını temizleyip elimdeki kağıtları aldı. Kağıtları inceledikçe onunda dudakları zaferle kıvrılıyordu. Bense onu mort etmenin keyfini çıkarıyordum. Bana güveneceksin Toygar, zamanla bana bağlanacaksın.
"Eee bir tebrik yok mu? Sonuçta ne haline sevindim ne de kına yaktım. Bunların yerine senin kazanmanı sağladım patron.
Toygar elindeki kağıtları katlayıp takım elbisesinin iç cebine koydu ve etrafı uzun uzun süzmeyide ihmal etti. Beğeniyle başını salladıktan sonra bana odaklanıp elini uzattı.
"Teşekkürler Asi.
Toygar'ın bana ilk defa teşekkür etmesine zaferle değil mutlulukla gülümsemiştim. Uzattığı elini sakıp tebriğini kabul ettim. Sanırım zaman geçtikçe uysallaşmaya başlamıştı ya da ben uysallaşmaya başlamıştım. Toygar elimi bırakmadan geriye çekilerek ayağa kalktı ve peşinden benide ayağa kaldırmış oldu. Elimi bırakıp üstündeki tozları silkeledi. Bende onu taklit ederek üzerimi silkeledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Koruma (Tamamlandı)
General FictionYeraltı dünyasının kalbi Kapan. Tüm pisliklerin kaynağı. Kaçak dövüşlerin ev sahibi. Asi'nin evi. Tüm hayatı. Yaşama şansı. Ne kadar şanssa artık. Yeraltı dünyasının yenilmez asi kızı. Taki o geceye kadar. Bir kaç saatte tüm hayatını değiştirecek bi...