39.Bölüm:Göze Göz, Dişe Diş 2

28.2K 1.2K 171
                                    

Hayat bazen size oyun oynardı ve çok mutluyken biranda çok mutsuz veya çok mutsuzken çok mutlu olurdunuz. Benim hayatımda aynı bunun gibi dengesizdi ama şuanda bir fark vardı mutlu olamıyordum çünkü mutlu olamayacak kadar şoka girmiştim ve kuvvetli bir şekilde sarsılmam gerekiyordu. Derken beni kendime getiren, omzuma sertçe çarpıp içeri geçen Çağlar'a omzumu çürüttüğü için sessizce küfür ettim ama pek sessiz olmamalıydı ki Ayla kınayan bakışlarını bana gönderdi ve ardından da muşmula suratıyla yanımdan geçti. Aramızda hiç bir engel kalmayınca artık Toygar'la yüzyüze kalmıştık. Sadece 1 gün ayrı kalmak bile onu çok fazla özlememe neden olmuştu ve şuanda kendimi boynuna atmamak için zor tutuyordum. Zifiri gözlerinde kaybolup kirli sakallarında elimi dolaştırmak istiyordum. Biran Toygar'ın elindekilere odaklandım ve sinsice sırıttım. 40 yıl düşünsem Toygar'ı çiçek ve çikolatayla hayal edemezdim. Üstelik dün bana o kadar laf söyleyip şimdi bu halde olması... O kadar kolay değil Toygar bey, bende bu günü hayatın boyunca unutmaman için elimden gelen her şeyi yapacaktım.

"Burda neler oluyor böyle?

İşte gür sesiyle hepimizi kendine getiren sevgili babacığım olmuş ve gerçek hayata geri dönüş yapmış olduk. Bu gece ben kendimi Toygar'a karşı sert tutamasam bile babam hem benim hemde kendi yerine bu işi üstlenecek gibiydi. Toygar babama asi bakışlarını dikmişken boğazımı temizledim ve kısaca onu uyardım. Uyarımı hemen dikkate alıp masumca babama gülümsemiş ve elini öpmek için eğilmişti demeyi çok isterdim ama bahsettiğim öküz Toygar olunca öküz gibi bakmaya devam etmişti.

"Hoş geldiniz Ayla hanımcığım.

Ah hadi ama Kızıl Kraliçeyi nerden tanıyordun anne? Birden jeton aklıma düşünce bana masum masum sırıtmaya devam eden Selin'e baktım ve dişlerimi sıkarak ona gösterdim. Selin'in bize gelmesi, Toygar ve benim aramda geçen olaydan bihabersiz olması, ben tuvalete gittiğim dakika konuşulmaya başlanan mevzu... Kollarıma bırakılan, daha doğrusu zorla tutuşturulan çiçek ve tepsiyle Toygar'a geri döndüm ve Toygar sinsice sırıtarak yanaklarıma öpücük kondurdu. Ona karşılık vermeden geri çekildim ve aramıza mesafe koyarak geçmesi için yol açtım. Toygar bu hareketimden pek hoşlanmadığı belli ederken sinirle sırtını bana dönüp annem ve Selin Babamda bu ziyaretten pek memnun olmadığını misafirlerimize hoş geldin demeyerek ve asık suratıyla fazlasıyla belli ederek salona geçti. Annem, Selin ve Çağlar ise gergin olan iki tarafın ortasında kalmış ve tarafların huyuna gitmeye çalışma görevlerini üstlenmişlerdi. Salona adım attığım an gözleri şokla sonuna dek açılan kardeşlerime gülmemek için kendimi zor tuttum. Anlaşılan onlarında hiçbir şeyden haberi yoktu. Herkes koltuktaki yerini alırken Selin ve ben ayakta kalmıştık. Babam evdeki tekli koltuğa evin ağası konumu belirterek oturmuş ve adeta ok misali bakışlarını Toygar'a dikmişti ve Toygar'da ondan geri kalmayacak bir şekilde Çağlar ve Ayla cadısının arasında oturuyor, kızlarda anneme fısır fısır bir şeyler söylemeye başlamışlardı. Tüm koltuklar dolmuştu Selin ve bende yemek masasından birer sandalye çekip oturdum.

"Tekrardan hoş geldiniz Ayla hanımcığım, nasılsınız?

Annem, Kızıl Kraliçe'ye gülücükler saçarak konuşurken babam homurdanmaya başladı ve annemin sert bakışlarına maruz kaldı. Bense ne yapacağıma halen karar verememiştim ve Toygar'a nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Tam karşımda oturan Toygar'a bakışlarımı diktim ve her ayrıntısına kadar incelemeye başladım. Her zaman takındığı sert duruşu ve asabi bakışlarıyla bebi kendisine kilitliyor zifiri gözlerindeki ufak parıltıları ordaki saklı şeyleri keşfetme isteği uyandırıyordu. Saçları alışık olduğum dağınık görüntüsünün dışında özenle taranmış ve şekillendirilmişti. Her zaman giydiği koyu takımlarından birine bürünmüş ve özenli bir şekilde bağladığı kıravatıda ellerimi atıp çıkarmam için davet ediyordu. İş yerinde anca yarım saat boynunda durabilen kıravat bakalım bu akşam yerinde sağlamca durabilecekmiydi. Toygar'ın bu akşam benim için bu kadar özen göstermesi ona içten bir gülümseme göndermeme vesile olmuştu. Benim gülümsememle birlikte zifiri gözlerdeeki parıltılar artarken Toygar'da bana muhteşem gülümsemesi bahşetmişti. Yerim kalkıp kucağına atlamamak için kendimi zor tutuyordum. Dün olanların hepsinin canı cehennemeydi, ben sadece şuana odaklanmak istiyordum ve hayatım boyunca hayal dahi edemiyeceğim bir anı tam şuanda yaşıyordum ve bana bu anı yaşatan adamda karşımda tüm gerçekliğiyle duruyordu.

Asi Koruma (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin