46.Bölüm
Kapıyı sinirle ve uykusu gözlerle açtı. Gördüğü yüzle dumura uğramıştı resmen genç adam.
"SEN!"
Dedi yanlış görmeyi dileyerek .! Görmek istediği biri degildi şuan karşısında olan adam.
"Oğlum!"
Yaşlı adam oğluna doğru bir adım atmıştı sarılmak için ama genç adamın hızla geriye doğru attığı adımlarla yaşlı adam kala kalmıştı.. Yaptığı tonlarca hataların sebepi / sonuçunu böyle ödeyeceğini tahmin etmemişti belki de ..
"Hemen git burdan.!"
Karan I'n sert sesi herkesi korkutacak cinstendi fakat Tamer bey geri adım atmadı.. O onun oğluydu en fazla ne yababilirdi? Kovsa bile gidemezdi bu saatten sonra..! O Karan ı defalarca kovmuş ama hiç bu kadar uzağa gidebileceğini hesaplamamıştı..!
"Gidemem Karan /: "
"Sana hemen defol git burdan dedim.! Yüzünü görmeye bırak sesini duymak bile istemiyorum .!"
Kapıyı kabatmak için hamle yaptığında Tamer bey kapıyı eliyle iterek kapatmasını engellemişti.. Engelledi tek şey kapının kapanmamasıydı yoksa Karan ın siniri , öfkesi hala yerinde sayıyordu. Bu adamı en son 5 sene önce görmüştü.! Hayatında hiçbir şekilde iyiliği ya da varlığı olmayan bir adama "BABA" demezdi Karan.! Çünkü "baba" kelimesi özeldi onun için , böyle nefret ettiği bir adama baba kelimesini kullanmazdı.!
"Anlatmama izin ver oğlum. Affetmesen bile dinle. Yanımda olmama izin ver.! Herşeyi biliyorum.!"
Herşey den kastı hastalığıydı genç adamın bunu anlamıştı.. Kim söylediği de ortadaydı."Kutay". Ilk söylediğine emin olamadı Karan. Çünkü Kutay I'n babasıyla arası Karan I'nkinden kötü hatta restliydi. Ölse konuşmazdı Kutay onunla. İsmini duymaya bile tahammül edemeyen adam şimdi kalkıp bunu söylemezdi herhalde..
"Bana oğlum deme.! Senin oğlun o gün öldü .!"
O günden kastı 3 sene önceki telefon konuşmalarıydı.! Asıl "baba" kelimesi o gün bitmişti Karan için.! Ondan çaresizçe yardım isterken.. Hiçbir zaman yanında olmayan o adamdan hastalığı için para istemişti.. Çünkü karan hiçbir zaman baba parası yiyen bi çocuk olmamıştı .! Herşey kendinin yaptıgı şeylerdi , kendi ulaştığı.. Hastalığı söylememişti tabiki.! Tamer bey de tersleyip karan I'n suratına kapatmıştı telefonu bu sadece bir tanesiydi karan I'n nefretlerinden..
"Hasta olduğunu bilmiyordum ben!"
Sesi titremişti yaşlı adamın . Tamam iyi bir baba degildi , hiç olamamıştı ama bir şans istiyordu işte..!
"Bilseydin de bişey degişmezdi.! 23 senedir birşey değişmediği gibi .!"
"Dinleyecek misin beni?"
"Gideceksen ve bir daha gelmeyeceksen.!"
Sadece kafasını sallamakla yetindi yaşlı adam zira oğlunun inadını biliyordu. Kabul etmezse dinlemezdi ki onu ! Oysa karan onu dinleyeceği zamanların sıkıntılarını bile yaşıyordu şuan. Ölse dinlemezdi o adamı , ama evde Alya vardı.! Buğra sorun olmazdı ama Alya çok fazla korkutuyordu genç adamı.. Daha onunla tam arasını düzeltmeden bunlara şahit olmasını istemiyordu. Hem gelip görse bile ne diyecekti ? Kim diye tanıtacaktı bu adamı ? Babam diyemezdi.! Ne olduğunu daha karan bile bilmiyorken Alya ya açıklayamazdı bunu..
Eliyle bahçeyi göstererek kendi montunu da alındıkları ilerledi ve kapıyı kabattı.."Orda konuşalım.!"
Ikisi de uzun adımlarla bahçedeki koltuklara oturup birbirine baktı. Tamer bey in konuşmaya cesareti yokken Karan I'n da onu beklemeye sabrı yoktu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆ Peri Masalı ☆ ( •DÜZENLENİYOR• )
Novela JuvenilMasallarla , Hikayelerin Ortak Özelliklerini " Mutlu Son'la " Bitmeleri Degil.. " Bir Varmış Bir Yokmuş " Diye Başlamalarıdır... Bizim masalımız adıysa Belki Basit, Belki Yorucu olan bir ..."Peri Masal'ıydı"... **************************...