Multimedia = Civan Merdoğlu. :)
Keyifli okumalar canlar....
Rojgül'den
Aksam avluda ki sedirde Canip Abim ile otururken babam avludan sinir küpü olarak içeri girdi. Bu adam herşeye nasıl bu kadar sinirleniyordu anlamıyordum. Babam özellikle gözlerini bana dikerek bize doğru geldiğinde, ikimizde ayağa kalktık.
Canip abim "keko neredeydin?" Diye sorduğunda hiç cevap vermeden gelip iki eli ile boğazıma yapıştı ve "Lan sen Allah'ın bana verdiği cezasın He? " diyerek kükredi. Yine ne olmuştu, yine ne yapmıştım ki bu kadar sinirlenmişti. Ben ellerim ile babamın ellerini itmeye çalışırken, Canip abim babamı omuzlarından itip "keko noldu de hele ?" Diyerek ayırmaya çalışıyordu.
"Allah belanı vere, vere de bende kurtulam" dedi Canip abimi itekleyip tekrar bana doğru atılırken babam. Sesleri duyan ev ahalisi bir bir avluya gelip olanları anlamaya çalışıyordu.
Annem"Halil çerbu(ne oldu)?" Dedi babamı kolundan tutup çekmeye çalışırken. Baba demeye utandığım adam" bundan sonra düğüne kadar bu avludan dışarı çıkılmayacak anlaşıldı?" Dedi işaret parmağını üzerime doğru sallayarak ve devam etti sözlerine"senin kemiklerini Kırarım lan.. hele bir daha göreyim seni bu konağın dışında" diyerek bitirdi sözlerini ve onu tutan diğer abim Boran'ı itip merdivenlerden çıkmaya başladı.
Korkum yine baş göstermişti. Ne olmuştu da bu kadar delirmişti. Acaba söylediğim yalanı mı? Duydu desem muhakkak derdi, başka bir şey olsa offf nedenini bilmediğim bir çok şeyin ceremesini hep ben çekiyordum ve yine öyle olmuştu.
Canip abim sorar gibi "Rojgül" dediğinde "Valla ben birşey yapmadım abim." Dedim bir yandan da yanan boğazımı elim ile ovarken.
Artık dayanamıyor biran önce bu konaktan kurtulmak istiyordum. Akif ne olursa olsun babam kadar kötü olmazdı, yani umarım olmazdı. Odama çıkıp hiç bir şey düşünmek istemediğimden başımı yastığa koydum ve gözlerimi düğüne kadar açmamak dileği ile yumdum.
Yazardan
Genç adam aldığı karardan kafası karışık bir şekilde arabasının yolunu tuttu. Kendisine hep iyi gelen arkadaşı, can yoldaşı, kadim dostu olan Civan'ın yanına gitmek için arabayı onun yanına doğru son surat sürüyordu. Civan adı gibi yakışıklı, mert bir delikanlı idi. Akif'in tek dert ortağı, tek sırdaşıydı.
Genç adam Civan'ın yanına geldiğinde biran, Rojgül ile ilgili olanları anlatsam mı? Diye düşündü. Karısından konuşmak, ondan bahsetmek istemiyordu kimseye. Ama anlatmasa da kafayı yiyecek gibi duruyordu. O yüzden 'Civan'dan laf çıkmaz' diyerek indi arabadan.
Akif'in geldiğini giren Civan "ooo bıremın (kardeşim) nerelerdeydin?" Diye sordu yerinden kalkıp genç adama doğru yürürken. Iki arkadaş birbirlerine selam verip sarıldılar.
Akif'in dalgın olduğunu her halinden anlayan Civan "Hayırdır Akif yenge ile sorun var yoksa ?" Dedi hafif tebessüm ederek. Az çok biliyordu nedenini. Rojgül'ü istemediğini, Berfe'yi sevdiğini. Herşeyi biliyorda elinden birşey gelmiyordu ki. Büyük ihtimalle ikisinden biri ile sorun yaşamış olmalı diye düşündü Civan. Yoksa Akif bu kadar teneddüt etmezdi anlatıp anlatmama konusunda. Yani başka konu olmuş olsa bir saniye durmaz anlatırdı.
Akif kendisine sorulan soru üzerine başını kaldırıp baktı kendisini anlayan arkadaşına. "Rojgül" dedi genç adam. Anlatıp anlatmamak arasında gel gitler yaşayan Akif, derin bir nefes alıp başladı konuşmaya.
"Rojgül....aşiret ondan kurtulmam için fırsat verdi ama yapamadım"dedi ve bakışlarını arkadaşından çevirip karşıya baktı. Dostum dediği adam taraf tutmazdı biliyordu Akif. Genç adam arkadaşının vereceği cevabı beklerken hiç beklemediği kelimeler döküldü Civan'ın dudaklarından.