Multimedia =Berfe ve doktor Yusuf.
Bölüm şarkısı = Mabel Matiz: Kerem gibi
Bu bölümü EsraAslan856, hayal 53 ve Esaretim16'a ithaf ediyorum. İyiki tanıdım sizi kızlar iyiki varsınız canlar. :)
Keyifli okumalar canlar.
Yazardan
Genç kız oturduğu cam kenarı yatakta pencereden dışarıyı izliyordu. Ağrıyan bacağına rağmen dikilmek istiyordu pencere önünde. Mardin'in o güzel manzarasını daha iyi izlemek, bir nebze olsun huzurlu hissetmek istiyordu ama bacağında ki acı buna izin vermiyordu. Babasının "sen beni rezil mi? edecen lan orospu" diyerek fırlattığı kütük parçası gelmişti diz kapağının alt tarafına, ve çok canını yakıyordu acısı.
"Buda geçer" dedi genç kız. Bu morluklar, bu acılar geçerdi de ya kalbindeki acı, o nasıl geçecekti. O acıyı nasıl yok sayacaktı.Düşündü, çok düşündü nedenini. Akif'in 'hiç suçu yokken' neden böyle birşey yaptığını düşündü.
Tamam tanımıyordu, tamam sevmiyordu, istemiyordu onada tamam ama insan hiç sormadan soruşturmadan bir insana bunu yaparmıydı. "Tabi insan yerine koyuyorsa " dedi genç kız gözünden akan yaşlarını avucunun içi ile silerken.
O kız olsaydı aynı şeyi yapar mıydı? acaba diye düşündü Rojgül. Kendini o kız ile kıyaslamak istemiyordu ama elinde değildi ki. Akif' e ne yapmıştı ki, Akif kendisinin yüzüne bile bakmaya tenezzül etmiyordu.
Simsiyah saçları, saçlarına inat bembeyaz teni, masmavi okyanus gibi gözleri ve ince uzun fiziği ile gerçekten babasının dediği gibi Mardin'de bir taneydi Rojgül.
Rojgül' ün anlamı güneş gülü demekmiş. Ama Rojgül, güneşin kendisine hiç doğmayacakış gibi hissediyordu. Baba sevgisini ararken şimdi birde koca sevgisine mi muhtaç kalacaktı. Çok şey istemiyordu ki genç kız. Sadece Akif'ten onu sevmesine izin ve imkan vermesini istiyordu. Ama gel gör ki daha aynı çatı altına bile girmeden kendini belli etmişti Akif.
*******
Burnundan soluyordu genç adam, delirmiş gibiydi sanki. Eline gelen herşeyi yakıp yıkmak istiyordu. Berfe'si varken o kız ile evlenmeyi hazmedemiyordu bir türlü. "Inşallah biran önce geberir gider " diyerek beddua edecek kadar nefret ediyordu kabullenemediği karısından. Onun yüzünden değil miydi herşey,onun yüzünden değil miydi sevdiğinden ayrılması.
Berfe, Akif'in nişanlandığını duyduğunda soluğu hiç düşünmeden Akif ile sürekli gizli buluştukları yerde almış, Akif'i de arayıp oraya çağırmıştı. Genç adam biliyordu olacakları. Sevdiği 'kar tanem' dediği Berfe'si ağlayacak, üzülecek, ondan inkar etmesini isteyecekti biliyordu.
Ama yapamazdı, inkar edemezdi bunuda biliyordu. O kadar çok isterdi ki o kızın düğün olmadan ölmesini. Sebebi Ne olursa olsun sadece kurtulmak istiyordu ondan.
"Yapmadın değil ?" Diye sormuştu Berfe, gözyaşları içinde sevdiği adama bakarak. Ağlıyor, bağırıyor, inkar etmesini istiyordu Berfe Akif'in de dediği gibi. Nasıl da iyi tanıyordu sevdiğini. Üç senesini geçirmişti Berfe ile.
Berfe normal bir ailenin beşinci ve son çocuğu idi. Evlenmeyide düşünmüşlerdi ama, Akif'in büyük abisi daha bekardı o zamanlar ve büyük dururken küçüğün evlenme gibi bir şansı yoktu malesef.
Berfe'nin düşen omuzları yenilginin simgesiydi. Kabullenmiş ve bitmiş bir şekilde yere bakıyordu Berfe. Bitmişti, onunda bütün hayalleri yıkılmıştı. Sevdiği adama kendi değil de başka birisi çocuk verecekti belki, sabahları sevdiğini uyurken kendisi değil de başkası izleyecekti, Tatlı tatlı atışmaları belki karısı ile yapacaktı 'iki gözüm' dediği adam.