30. YIKILAN HAYALLER

23K 1K 256
                                    

Multimedia =AHMET KAYA=olmasaydı sonumuz böyle. (Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun inşallah)

Müziği dediğim yerde açarsınız canlarım :)

Keyifli okumalar canlar :)

"Rojgül" diyerek nasıl gittiğini bilemeden koştu genç adam. Zira karısı yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu.....Merdivenlerin basamaklarını üçer üçer koşup karısının başına geldi. Kadınlar bağırıp ağlaşırken Akif önüne geçen adamları elinin tersi ile itip karısının yanına oturdu. Şuan ne babası nede onu izleyen meraklı gözler hiç kimse umurunda değildi. "Gula Roj (güneş gülü)" elini karısının üzerinde gezdirdi kan arıyordu. Nereden vuruldu diye ama vakit kaybetmemek içinde karısının nabzına bakıp "Mirza arabayı çalıştır" diye bağırıp karısını kucağına alıp merdivenleri inmeye başladı. "Bunu bana yapma gülüm. Nolur yapma" dedi merdivenleri koşar adım inerken.

Rojgül'ün kolu yana düşünce Akif için hayat durdu, ömür bitti, nefes dahi alamaz oldu Genç adam. Arabaya nasıl koştuğunu bilemeyen Akif ne annesinin, ne kaynanasının nede diğer ağlayan kadınların hiç birinin sesini duymaz, kucağında başı arkaya düşmüş şekilde yatan karısından başka kimseyi de göremez olmuştu.

Karısını arabanın arka koltuğuna uzandırıp kendisi de yanına bindi ve genç kadının başını dizine koyup "ne duruyorsun lan. Hadi çabuk" diyerek direksiyonda duran Mirza'ya bağırdı. Karısının üzerinde gözlerini gezdirdi Akif nereden vurulmuştu acaba. Yada vurulmuş muydu?  "Andım olsun. Andım olsun ki sana birşey olursa o pezevengi kendi ellerimle öldürürüm." Bahsettiği kişi Rojgül'ün abisi Devrim'den başkası değildi.

Çaresizlik; genç adam ilk kez anladı çaresizliğin ne demek olduğunu. Elinin kolunun bağlanması, hiç birşey yapamamak insanı nasıl deli ediyormuş asıl o zaman anladı. Daha önce böyle bir his yaşamadığına yeminler edebilirdi Akif. Rojgül'ün kasıklarından beyaz gömleginin eteklerine bulaşan kanı gördü genç adam. Eteğinin renginden dolayı fark edilmiyordu kan. Üzerindeki takımının yeleğini bir çırpıda çıkarıp kan gördüğü yere bastırdı. Bir yandan da karısını uyandırmaya çalışıyor, duyduğunu umut edip konuşuyordu.

"Qula malamın(Evimin gülü) beni sensiz bırakma. Aç o güzel gözlerini." Sesi ağladığı için titrek ve fısıltıdan ibaretti. Trafikten dolayı yavaş ilerleyen arabada Mirza sert sert kornaya basıyor ve açık olan camdan "yolu açın...yaralı var" diyerek bağırıyordu.

Araba olağan hızı ile ilerlerken Akif'in nabzı hızlandıkça, şah damarına iki parmağını bastırıp nabzını yokladığı karısının nabzı da bir o kadar yavaşlamıştı. "Hadi Mirza hadi" diyerek ne yapacağını bilemeden bağırdı genç adam. Belki arabayı durdurup kendisi direksiyona geçse daha hızlı gidecekti ama değil bir saniye bir salise kaybedemezlerdi.

☆♡☆♡☆♡

Mirza arabayı hastahanenin önüne acı bir frenle durdurunca Akif karısını kucağına aldığı gibi acil girişine yöneldi. "Doktor. Kimse yokmu Yardım edin" diyerek bir yandan bağırıyor diğer yandan kendisine sedyeyle koşarak gelen hastahane görevlilerine doğru koşuyordu. Genç adam karısını yavaşça sedyeye yatırırken doktor "nasıl oldu?" Diyerek sordu kana boyanmış yeleği görünce. Akif'ten önce "silah ile vuruldu" dedi Mirza.

Akif'ten

"Ameliyathaneyi hazırlayın" dedi doktor yanında ki adama bakarak. Sedyede öylece yatan diğer yarım, hayat yoldaşımı hareketsiz görünce içim yandı. İnanın ölmeden ölümü tattım sanki. "Rojgül'üm" elini daha sıkı tuttum bırakmak zorunda kalınca. Sedye üzerinde ameliyathaneye girişini daha sonra otomatik kapının Rojgül'ü içine alıp beni ardında bırakışını izledim.

ROJGÜL "Bir BERDEL Bedeli"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin