Multimedia =Zara &Kutsi =Aşıklar şehri. Son kez dediğim yerde açın Canolarım ;)
Akşamı bekleyemedim :))
Heyecandan yazmayı unuttum. Genel kurgu sıralamasında "Bir Berdel Bedeli" Rojgül hikayemiz "5."sırada arkadaşlar. Hepinize desteğinizden ötürü çok teşekkür ederim
Bu bölüme kadar her daim yanımda olan kardeşim, bacım, görümcem -esaretim- e sonsuz teşekkür ederim. Hamile olan Cano'ma Allah hayırlı evlat yetiştirmeyi nasip etsin inşallah.
Keyifli okumalar CanoCanlar :)
"Neyi nasıl söyleyeceksin Akif" diyerek önce fısıltı gibi konuştu genç kadın. Akif'in yüzü donuk, gözleri kapalıydı duymuyordu karısının sözlerini. "Akif. Söylesene.....söyle dedim.... Akif" diyerek bağırdı sonrasında. "Rojgül". Kocası neden konuşmuyordu ki. Neden susuyordu. "Akiiiif" diyerek tekrar tekrar boğazı sızlarcasına bağırdı Rojgül.
"Rojgül'üm.. uyan. Uyan hadi kabus görüyorsun.."Akif izin verme yalvarırım izin verme.".......Rojgül" Akif hem ağlayan hemde birşeyler sayıklayan karısını sakin tutup korkutmadan uyandırmak için Rojgül'ün hareket ettirdiği kollarını sıkı sıkıya tutmuş "Gule. Aç gözlerini. Sakın ol. Rojgül." Diyerek kendisine getirmeye çalışıyordu. Rojgül kocasının sesini duyduğu an kapattığı gözlerini bir hışımla açtı. "Akif" diyerek zaten akan gözyaşlarına yenilerini ekledi.
Genç adam Rojgül'ün üzerine eğilmiş vaziyette iki eli karısının kollarını sıkı bir şekilde tutmuş, gözlerinin içine bakıyordu. Kocasını gören Rojgül ağlarken birşeyler anlatmak için elini kolunu oynatmaya çalışıyordu ama sargıda olan kolundan dolayı canını yakmaktan daha ilerisine gidememişti. Genç adam "Şiiştt yok birşey geçti. Sadece Kabus gördün gülüm." Diyerek karısının başını göğsüne yaslayıp sakinleştirmeye çalıştı. Zira Rojgül delirmiş gibi ne dediğini bilmediği gibi Akif'in de ne dediğini duymuyor gibiydi. "Geçti. Sakın ol. Tamam,tamam. Geçti" dedi genç adam karısının saçlarını şefkatle okşarken.
"Akif" sağlam olan eliyle karnını, kadınlığını yokladı genç kadın. Böyle birşey olmuşsa bu kez cidden dayanamazdı artık. "Ne oldu bana Akif. Ne olur herşeyi anlat" hem duymak istiyor hemde duymak istemediği şeyleri duymaktan korkuyordu. "Abin olacak cibiliyetsiz hava atacağım diye havaya ateş edince senin omzuna denk geldi" dedi genç adam. Evet tam olarak böyle olmuştu. Rojgül silahın sesinden etkilenip kalabalığın verdiği duygu karmaşasında dayanamamış omzundan vurulduğundan hemen sonra bayılmıştı. Öyle ki omzundan vurulduğunu bile Akif'in söylemesi üzerine anlamıştı.
Peki ya o gördükleri, Akif'in isyanı, ağlamaları sonra doktorun konuşmaları, bebek. Evet ya bebek. Aklına gelenlerle "Akif ben. Ben çok kötü bir kabus gördüm. Kabus mu onuda bilmiyorum. Doktor rahmimi alıyordu. Bizim çocuğumuz hiç olmayacakmış öyle demişti. Sonra sen ağlıyordun hiç baba olamayacağın için " diyerek tekrar hıçkırarak ağlamaya başladı. Elleri yüzünü örterken utanmayı bir kenara bırakmıştı Rojgül. İkna edilmeye ihtiyacı vardı. O olayların, olup biten herşeyin kendi bilinçaltının bir oyunu olduğuna ikna olması lazımdı.
Karısının çocuk olayından bu kadar etkilenebileceği aklına bile gelmeyen Akif; Rojgül'ün yüzünü iki elinin içine alıp "Oy kurban olduğum. Senin o güzel aklının içinde neler dönüyormuş öyle.... ama öyle bir şey yok gule. Sil at kafandan bunları."dedikten sonra hafif tebessümle devam etti sözlerine " sen ne fena birşey oldun böyle hatun." Dedi.