Multimedia =Eylem Aktaş=söyleyemedim. Dediğim yerde açarsınız canolarım.
Keyifli okumalar canlar :)
Rojgül henüz gün doğmamışken gözlerini açtığında sabah ezanı okunuyordu. Yataktan kalkıp banyoda abdest alıp geri döndü odasına genç kadın. Üzerine temiz elbiselerini giyinmek için giysi odasına gitti bu kez.
Odaya döndüğünde Akif'e bakıp sessiz olmaya çalışarak yatağın sağ tarafında bulunan üzeri deri, taş detayları olan sandığından, annesinin çeyizi için yaptığı el işlemeli seccadelerden bir tane aldı ve sabah namazı için niyet edip Allah'ın divanına durdu. Dört rekatlık sabah namazından sonra iki rekatlık şükür namazı da kılıp ellerini Rabbine açıp dua etti genç kadın.
"Ey Allah'ım belki sana layık kul olamadım ama bilirim ki sen sana el açan Kulunu geri çevirmezsin. Rabbim 'benden isteyin' diye buyurdun bende istiyorum.Sana layık kul, peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) e layık ümmet, anne, babasına hayırlı olacak bir evlat nasib eyle.Xude tu mezzıne. Tu qebulke (Allah'ım sen büyüksün. Sen kabul et) Amin" diyerek dua dolu ellerini yüzüne sıvazlayıp kalktı yerinden. Üzerini değiştirmek için giysi odasına giden Rojgül'den sonra "Amin" diyerek söyledi genç adam. Karısı yataktan çıktığı an uyanmıştı Akif ama ses etmemişti karısına. Gözlerini tekrar kapatan genç adam içinden dualar edip karısının ettiği duaya da tekrar tekrar amin diyerek karısının gelmesini bekledi. Rojgül bir kaç dakika sonra günlük kıyafetlerini giyinip başını bağlamış bir şekilde odaya döndü. Saat zaten altıya geliyordu bir saat uyusa ne olurdu uyumasa ne olurdu. Sessiz adımlarla odadan çıkan Rojgül'den sonra Akif'te yataktan çıkıp banyonun yolunu tuttu.
☆☆☆▪☆☆☆▪☆☆☆▪☆☆☆▪☆☆☆▪☆
Öğlen güneşi yerini kara bulutlarla, yağmura bırakırken Rojgül "çamaşırlar" diyerek terasa koştu. Yardımcıları Havin hanım orta katın balkonunu toparlarken Rojgül elinde çamaşır sepeti merdivenlerden hızla inip ortak banyonun yolunu tuttu. Kapıyı tıklatan genç kadın kimsenin olmadığına kanaat getirip açtı kapıyı ve sepeti bırakıp hızla aşağı inip mutfağa girdi. Yemek ile uğraşan Nevruz'u gören genç kadın " Bugün ne yemek yaptınız Cano?" Diyerek cevap beklemeden tencerelerin kapaklarını tek tek açıp kapatarak bakmaya başladı. Biber,kabak, patlıcan dolması maklube, kişne çorbası ve züngel tatlısı vardı bugün ki menüde. "Ohhh ellerinize sağlık valla çok güzel görünüyolar" diyerek mutfakta ki köşem takımına oturdu. Koşar adımlarla mutfağa giren Zerya "wee şilli şilli şilli ew çiye le (ay yağmur yağmur yağmur o ne öyle ya)" diyerek üzerindeki ıslaklığı yengesine gösterdi. "Ew rexmete Xude'ye xuşke(O Allah'ın rahmeti bacı)" diyerek güldü genç kadın.
Öğlen yemeği için Rojgül salata yaparken, Nevruz turşu doğruyor, Havin hanım ise yemekleri yukarı çıkarıyordu. Delal mutfağa girerken "yengeem. Yardım edelicek birşey var?" Diyerek sordu. Genç kadın başını tebessümle sallarken salataya yağını, tuzunu atıp karıştırdı ve "al bunu götür canoom" diyerek görümcesi Delal'e uzattı.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Akşam yemeği yenilmiş ve herkes oturmuş televizyon izlerken Akif "keko bug-" devam edecekken Bedo ağanın telefonunun seni odayı doldurdu. Arayan Badikanlı aşiretinin ağası, gelinin babası Halil ağaydı." Bı xerbe inşAllah(hayırdır inşAllah)" diyerek telefonu açıp "alo" dedi. Halil ağa kardeş dediği Bedo ağayla uzunca konuştuktan sonra "hefta dıne nişaname xeye bra.(öbür hafta nişanımız var kardeş.) Buyurun gelin inşAllah." Dediğinde "ooo hayirli olsun kardeşım" diyerek şivesiyle konuştu Bedo ağa. Sevinmişti hem kardeşi hem hısımı son bekarınıda evlendiriyordu. Canip'in önümüzdeki hafta nişanı vardı ve Halil ağa hısımı Bedo ağayı ve maailesini şeref konuğu olarak davet ediyordu. "Darisi inşAllah senin bekarlara olsun kardeşim" dediğinde Halil ağa, Bedo ağa "inşallah" derken biraz daha konuşup kapattı telefonu ve kendisine merakla karışık bakan gözlere baktı tek tek.