Felix toprağın üzerinde uzanırken arabamı yola çıkardım. Sonra onun cebinden anahtarını alıp onun arabasını kendi arabamı çıkardığım çalılıkların arasına park ettim. İyice kamufle olan arabaya son bir kez baktıktan sonra tatmin oldum ve kendi arabamın yanına gittim. Onu Felix'e en yakın yere çekmiştim. Felix'i kaldırabilirdim ama uzun süre taşıyamazdım. Daha eve sokmak için uğraşacaktım, gücümü saklamalıydım.
Felix'in baygın bedenini kaldırmak zordu. İriydi ve ağırdı. Önce onu belinden kavrayıp oturttum. Arabadan büyük montu alıp kollarından geçirdim ve önünü kapattım. Sonra koltuk altlarından çekerek arabanın arka koltuğuna çıkarabildim. Bacaklarını da içeri alıp bedenini ittirerek yatırdım ve kapıyı kapattım.
Felix benimdi.
Mahallenin girişi ve sokak temizdi. İnsanlar horul horul uyuyordu ve ışıklar kapalıydı. Buna güvenerek arabamla rahat bir şekilde sokağa girdim ve evimin önüne park ettim. Önce arabadan inip evin kapısını açtım ve ufak bir aralık bırakarak arabaya geri döndüm. Arka koltuktan Felix'i kucaklayıp yedi sekiz metrelik yol boyunca onu sürükledim. Aslında onu yerden kaldırdıktan sonrası kolaydı. Sürüklerken o kadar da zorlanmamıştım.
Kapıya vardığımda ittirerek açtım ve Felix'i yere bıraktım. Işıklar hala kapalıyken arabaya dönüp kapıları kilitledim. Girişte, yerde yatan Felix hala derin bir uykudaydı. Üstümdekileri ve ekipman çantamı kenara bıraktım ve alıcı gözüyle Felix'i inceledim. Merdiven inmek çok zor olacaktı.
Kollarını kavrayıp onu yerde sürükleyerek merdivenlerin başına getirdim. Dönerek aşağı inen merdivenin sonu görünmüyordu ancak yalnızca 13 basamak vardı. Onu bir örtüye sarıp çuval taşıyormuş gibi taşıyabilirdim ama bütün bedeni morluklarla kaplanırdı. Felix'in mükemmelliğinin azalmasına tahammülüm olamaz. Bu yüzden daha yaratıcı düşünmem gerekiyordu.
Odama çıkıp Sophie teyzemin hediye ettiği ve hiçbir zaman kullanmadığım sörf tahtasını aldım. Sonra en alt kata, bodruma inip ihtiyacım olabileceğini düşünerek aldığım halatı buldum. Felix'in yanına döndüğümde işe koyuldum.
Sörf tahtasını yere koyup altından halatın bir kısmını geçirdim. Felix'i tahtanın üstüne yuvarlayıp halatları vücuduna doladım ve sıkı düğümler attım. Sonuç olarak Felix örümcek ağına takılmış bir sinek gibi görünüyordu.
Halatın ucunu merdiven demirlerinden geçirip alt kata indim ve orada bir yere sabitledim. Sonra yukarı çıkıp Felix'i merdivenlerden aşağı ittim. Halat gerildi ve Felix ikinci merdivende asılı kaldı. Alt kata inip ipi gevşettim ve kontrolü elime aldım. Yavaş yavaş ipi salarak Felix'i indirdim. Yanıma düşünce herhangi bir hasar aldı mı diye kontrol ettim. Hayır, mükemmel bir iniş olmuştu.
Ah, Felix. Birlikte bu odayı kırmızıya boyayacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANCY
Random''Öyle bir sevişelim ki Felix, Tanrı'nın cehennemi bile tenimizin sıcaklığını kıskansın.'' Kızın ruhu kırmızıydı. Ve çocuk, kırmızının en tutkulu tonuna boyandı. *Sadece yasal veya psikolojik yetişkinliğe ulaşmış olanlar okuyabilir.