"Hadi artık haftalardır ders çalışmak ve uyumak dışından bir şey yapmadın kaldır poponu!" Deyip abim elindeki yastıkla popoma vurmaya devam etti. Ben ise kafamı yastığa daha çok gömdüm. Bu aralar pek uyanmak istediğim söylenemezdi. Ya da uyanmak istediğim şekil bu değildi mi desem.
Sanki her şeye başından başlamış gibiydim. Abim beni 'Sebastian' söyleyerek uyandırdı desem muhtemelen dalga geçtiğimi düşüneceksiniz. Cidden en baştan. Tek fark vardı. O da bugün tercihler açıklanacaktı ve ben bunu öğrenmek için bile heyecanlı değildim."Eğer yastıkla bir daha vurursan yemin ederim seni mahvederim." Deyip hızla yataktan kalktım ve elinden yastığı sinirle kapıp burnumdan solumaya başladım. Pekala biraz da agresifleşmiştim.
"Bıyıklı ve Öfkeli."
Dedi gülerek. Yemin ediyorum katil olacağım ya! Aylardır hu esprileri çekiyorum yeter!
"Abi sus artık." Dedim yastığı yere bırakıp tekrar yatağa uzanırken.
O sırada odama -üstüme- atlayan dört insanla beraber acıyla bir çığlık attım."Hay ben sizin..." Diye acıyla altta ezilirken söylenmeye devam ettim.
"Hadi kalk artık öğrenelim senin üniversiteni de eriğim." Dedi Görker gülerek. Şu an benim üstümde Defne, Defne'nin üstünde Görker, Görker'in üstünde Rüzgar, Rüzgar'ın üstünde de Hakan vardı. Yani Defne'nin canı acıyor muydu bilmiyorum ama ben ölmek üzereydim.
"Eğer üstümden kalkmazsanız hangi üniversite olduğunu öğrenemeden öleceğim!" Dedim dişlerimin arasından.
Kimse beni tınlamadı ve biz bu konumdayken konuşmaya devam ettiler."Çağla odanı mı değiştirdin sen." Evet odamın duvarları neden beyaz diye sinirlenip açık maviye boyamış olabilirim ama konumuz bu değil.
"Önemli olan bu değil." Dedi Görker çok ciddi bir sesle. "Önemli olan şu an popomu kimin ellediği." Rüzgar sırıtırken göz devirdim.
Ben uzun zamandır atmadığım 'vallaha mal' bakışlarımı atıp hepsini üstümden ittim ve büyük bir gümbürtüyle ve de bağırmalar eşliğinde hepsi yere yığıldılar. Pekala sadist hallerimi özlemişim. Zaferle yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve sıcak yatağımdan ayrılıp saçlarımı tepede topuz yaptım. Havalar ısınmıştı ve uzun saçlı bir kızın Antalya'nın yaz havalarında saçını toplamaması sanırım garip olurdu. Yani ben öyle terlemeyen bir tip değilim. İğrençleşmek istemiyorum ama gayet de terleyen bir insanım.
"Siz baktınız mı?" Dedim yerdeki mallara kısa bir bakış atarken. Hepsi evet anlamında kafalarını salladılar. Merakla hepsinde gözlerimi gezdirdim.
Kem küm etmeye başladıkları zaman tek kaşımı kaldırdım. Ne olur düşündüğüm şey olmasın."Nasıl olsa tutmaz diye yazdığınız Ankarada olan üniversiteler tuttu demeyin bana." Dedim kalbim korkudan hızla atarken. Hepsi yine susunca kollarımı birleştirdim. Ne yani bir de onlardan mı kopacaktım?
Zaten Batıyla kötü bir şekilde kopmuştum. Ciddi anlamda kötü hissediyordum ki halâ hissediyorum ve de hissetmeye devam edeceğim çünkü bunca zaman güvendiğim birinin böyle bir şey yapabilecek olması düşüncesi bile kafamı zorlarken bir de gerçek olma ihtimalinin yüksek olması sinirlerimi bozmuştu.
Batı'ya güvenimi kaybetmemiştim. Halâ içimde ona güvenen ve bunu yapmayacağını söyleyen bir taraf vardı. Bu tarafın kaybolmasını hiç istemiyorum doğrusu. Yalnız Batı'dan ayrı kaldığım bu iki buçuk ay içerisinde biraz ben de Batı'yı kırmış veya kızdırmış olabilirim bilemiyorum.
Sadece bir kere skypetan görüşmüştük ve orada da aramızdaki garip sessizlik sonucu ona cidden iddiaya girip girmediğini sormuştum. O da benle bunları yüz yüze konuşmak istediğini böyle olmayacağını söylemişti. Sonunda o sinir ve üzüntüyle bol ağlamalı, sinirli bir skype görüşmesini Batı'nın yüzüne kapatarak sonlandırmıştım.
Abimin sesiyle yaşadıklarımdan ayrılıp kafamı ona çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık 2
ЮморBıyıktan başlayan kelimeler binlerce olaya, binlerce olay özenle kaldırılmış bir resim gibi anılara dönüştü belki aklınızda. Bu hikayenin tekrardan başlayarak anıların canlanmasını izleyeceğiz şimdi. Ben Çağla Güney. Bıyıktan başlayan bir hikaye ner...