13. Bölüm: Sevgilerimi İlet

9.6K 598 258
                                    

Gençler sizle açık konuşacağım. Çünkü bölüm atmamla ilgili bazen atarlar yiyorum ve bunları görmek beni üzüyor. Tamam harbi geç bölüm atıyorum çok özür dilerim ama Şimdi ben buraya erkenden bölüm atarım. Atarım atmasına da bunu istediğim için yapmamış olurum. Yani önünüze güzel bir bölüm çıkmaz. Sonuçta koskocaman geçmişi olan bir kitap ve aileyiz biz. Sizin önünüze içime sinmeyen bir bölüm koymam ama yeni bir bölümle şimdi karşınızdayım. Hepinizi o kadar çok seviyorum ki bana hep destek çıkıyorsunuz siz benim koskocaman Bıyık ailemsiniz ve de size kitabın biteceği bölümü söylüyorum. 20-25 gibi Bıyık 2 de bitiyor şirinlerim ve bu seride başka bir kitap daha olmayacak. Duyurular bu kadar. Şimdi içime tamamen sinen bir bölümle karşınızdayım. İyi okumalar şirinlerim ^^

"Gidelim." Dedim ve kollarımı daha da sıkıca dolayıp başımı kaldırdım ve çenesine bir öpücük kondurup gözlerim tekrar dolmaya başlarken öyle sarılmaya devam ettim. Ettik. Eve giderdik gitmesine ama zaten benim evim artım Batı'nın bulunduğu her yerdi...

•••
Ahmetten

Bir, iki, üç... Tavandan sızan suyun yere çarpışını üçlükler halinde saymaktan bıkmış bir şekilde derin bir nefes verdim ve bakışlarımı sağımdaki duvara çevirdim. Duvarın bej mi yoksa kırık beyaz mı olduğunu çözmeye çalışırken kapının büyük demir kirişlerinin gıcırdamasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim. Nemli koku yerini klasik kahve kokulu karakola bırakmıştı ki bu çok uzun sürmedi ve ardından kapı kapandı. Dejavu yaşıyordum. İfademin ilk defa alındığı zamana benziyordu. Tek farkı bu sefer değer vermediğim bir insan yüzünden değil de hayatımda en çok kendimi adadığım kişi yüzünden buradaydım.

"Konuşacağız." Deyip karşımdaki sandalyeye kendini rahat bir şekilde bırakan ve kollarını birleştiren polisi izledim ama bakışlarımı çok da üstünde oyalamadım çünkü aklımda hatlarının iyi kalması için sürekli Çağla'yı düşünmek istiyordum çünkü buradan kurtulduğumda onu bulmak için en küçük ayrıntısına kadar hatırlamalıydım. Buradan ne zaman çıktığım önemli değildi.

"Neden Çağla Güney'e kişisel ve telefon üzerinden tacizde bulundun?" Bakışlarımı yere sabitledim. Açık değil miydi? Neden bunları yaptığımı açıkça belli ettiğimi sanıyordum yaparken.

"Tacizde bulunmadım, o da beni sevmeyi deneyebilirdi." Dedim ve rahatsız olarak ellerimi oynatmaya çalıştım. Kelepçelerin soğuk demiri sanki saniyeler geçtikçe sıkılaşıyordu.

"Birine istek dışı bir şeyler yapmak ve yaptırtmak tacize girer." Dedi ciddiyetini koruyarak ve devam etti. "Ben burada sadece bir polis değilim. Ben burada aynı zamanda bir suçlunun psikolojisini anlamaya çalışan bir insanım ve seninkini çözmem için konuşman lazım Ahmet." Dedi ve dirseklerini masanın üstüne koydu. Konuşmam lazımdı. Konuşmalı mıydım? Konuşsam zaman yeter miydi, konuşsam ne anlayabilirdi ki? Şu dünya üzerinde kimse benim kadar güzel sevememişti.
Sessizliğimi korumaya devam ettim. Benim parçam olan bir şeyi kimseye anlatmak zorunda değildim.

"Ahmet, ya konuşursun, ya da seni geçen sefer yaptığım gibi rehabilitasyona şu anki psikolojini dinlemeden gönderirim." Demesiyle hızla başımı kaldırdım. Yüzü ciddiyet halindeydi. Dikkatli incelememiştim. Beni sorgulayan ilk polis oydu. Beni rehabilitasyona tıkan oydu. Yine bana denk gelmişti ya da bunu isteyerek yapmıştı ki ikinci seçenek daha muhtemeldi. Yutkundum ama yutkunurken geçmişi de yutmaya çalışıyormuşçasına boğazım acımıştı. Kısa bir süre daha sessiz kaldım ama bir, iki sene hapis yatmak bir ay rehabilitasyon gibi benim deli olduğumu düşünen insanlarla aynı yerde kalmaktan daha iyiydi. Konuşacaktım. Yeteri kadar.

Bıyık 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin