ARKADAŞLAR HESABIMA ULAŞTIM. HESABIMA ULAŞTIIIMMMMMMMM ŞİRİNLERİM. YANİ BUNU DÜZELTMEK İÇİN O KADAR ÇOK UĞRAŞTIKTAN SONRA ARTIK PES ETMİŞTİM HESABIMA GİREMİYORUM DİYE AMA BUGÜN BİR KERE DAHA HESABIMA GİRMEYİ DENEMEK İSTEDİM VE BAŞARDIM. Ne yazık ki bilgisayar üzerinden ne kadar denesem de giremiyorum ama telefonumdan bölümün eksiklerini tamamlayıp size sunuyorum. O hoş tatlış şirin gönüllerinize sığınarak sizden bu uzun süreli hata için özür diliyorum. Sizi çok özledim, sizi çoooookkk seviyorum, hem de çooookk... İyi okumalar şirinlerim, tatlılarım... 💕💕💕 (bu bölümü okumadan önce önceki bölümü okumanızı tavsiye ederim, malum, aylardır bölüm atamadım haliyle unutulmuştur, ben bile bazı detayları unutmuşum? İyi okumalaaarrrrrr)
———
"Çağla'nın tek rahat olduğu yer benim yanım." Dedi ve gidip kapı kilitli mi diye kontrol ettikten sonra bakışlarını düz ve soğuk bir ifadeyle bana çevirdi.
"Ayrıca sen beni bu rehabilitasyon merkezine tıkmış olabilirsin." Deyip ağır ağır bakışlarının yerini nefret ve hırs iyice bürürken devam etti
"Ben buraya tıkılıp kalmadım Batı şu an sen benimle buraya tıkılıp kaldın."
•••
Yarım saat sonra ÇağladanArabayı hızla hastanenin önüne park edip çantamın nerede olduğunu pek umursamadan arabadan indim. Terlediğimi ve üşüdüğümü hissediyordum. Batı'nın böylesine bir salaklık yapıp kendini tehlikeye atmış olması ise... tarif edebileceğim bir korku değildi bu içimdeki.
Hastanenin kapısını sert bir şekilde açıp karşıda oturan hemşireye kısa bir bakış attıktan sonra umursamadan Ahmet'in odasına ilerlemeye başladım. Yerini biliyordum. Bir şeyler olmadan yetişmeliydim."Hanımefendi! Hanımefendi!" Arkamdan seslenen hemşire için geriye bakmadan yürümeye devam ettim ve sonunda kapının önüne vardığımda elimi hışımla kapı koluna attım.
Ahmetten yarım saat önce
Yüzüne bakınca adeta kendimi ateşe vermek istiyordum. Ciddi anlamda Batı'nın bu dünyayı terk etmesi dünyanın anında daha iyi bir yer haline gelmesi demekti. O acınası yüzü katlanılır gibi değildi. Yanına yaklaşıp işaret parmağım ve baş parmağım arasında çenesini tutup Batı bana bakacak şekilde başını kaldırdım. Gözlerindeki damarlar odadaki gaz uyuşturucunun etkisiyle belirginleşmiş ve genişlemişti. Gözlerini zor açık tutabildiğini fark edince güldüm.
Yanına yaklaşıp baş parmağımı göğsüne yaklaştırıp adem elmasından başlayarak soluk borusunun bittiği yere kadar bir çizgi halinde aşağı indirdim. "Burada koskoca bir hayat yatıyor Batı, tek bir baskıyla yok olabilecek bir hayat yatıyor dedim ve parmağımı adem elmasında durdurup hafifçe bastırdım. "Tam olarak burada." Ardından parmağımı çekip kollarımı birbirine dolayarak hafifçe güldüm. "İnsan hayatının komikliğine bakar mısın. Hayatın boyunca bir yerlere gelmeye çalışıyorsun, hep her şeyin en iyisini yapmaya çalışıyorsun ama sonra bir gün geliyor ve..." parmağımı bir kere şıklatıp devam ettim "Her şeyini, başarılarını arkanda bırakıp yok oluyorsun ve arkanda kalanlar en fazla bir hafta senden bahsedip hayatına devam ediyor." Diyerek Batı'yı yakasından tutup oturduğu koltuktan kaldırdım ve duvara doğru itip elimi boynunu sıkmadan boynuna yerleştirdim. "Mesela şu an parmaklarım boynunda, arttıracağım bir baskıyla puf! Yok olacaksın. Geriye ne Çağla'ya olan sevgin kalacak ne de başka bir şey." Diyerek elimi biraz daha boynunda sıkılaştırdım ama hâla nefes alabileceği bir şekilde. "Yani sence Çağla için yaptığın onca şey değdi mi? Sonuçta her şey seninle beraber toprağın altında çözünüp gidedecek." Diyerek soruma karşılık vermesini bekledim derin bir nefes aldı. Nefesinin baskımdam dolayı hırıltılı çıktığını hem elimin altındaki titreşimden hem de kulağıma gelen hafif pürüzlü sesten anlamıştım ama baskıyı asla azaltmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık 2
HumorBıyıktan başlayan kelimeler binlerce olaya, binlerce olay özenle kaldırılmış bir resim gibi anılara dönüştü belki aklınızda. Bu hikayenin tekrardan başlayarak anıların canlanmasını izleyeceğiz şimdi. Ben Çağla Güney. Bıyıktan başlayan bir hikaye ner...