Not: Eğer aklınızda bir sima oluşmadıysa diye karakterleri medyaya koydum ama siz nasıl hayal ettiyseniz karakterleri öyle düşünebilirsiniz bunlar sadece benim düşündüklerim şirinlerim öpüldünüzzz iyi okumalar :3
"Çağla'ya zarar vermeye devam ettikçe sen de çok zarar göreceksin Ahmet." dedim ve tek bir kelime daha söylemeden arkamı dönerek arabama doğru yürümeye başladım.
Eğer bu o***** çocuğu bir oyun yarattıysa kuralları da yaratıp teker teker onun g*tüne sokacaktım...
•••
Çağladan
ODTÜ'de işleri bitirdikten sonra Defne ile çatı adlı bir kafede oturup çay içmeye karar vermiştik. Her şey o kadar güzeldi ki... Hayalimdeki okulun kampüsünü gezmiş ve bundan da ötesi burayı kazanmanın mutluluğunu yaşıyordum. Adeta kuşlar böcekler modundayken asla hayra çalmamış olan telefonum cebimde titreşemeye başlayınca oflayarak cebimden çıkardım. Defne bana tek kaşını kaldırarak 'Kim?' Sorusunu belirtirken sorusunu cevapsız bırakıp telefonu açtım.
"Alo ann-"
"Kızım yavrum bir Ankaralara gittin susar oldun aramaz oldun, hiç mi ana baba sevgisi yok sende hayırsız? Gerçi sen de haklısın yani böyle gariban iki ebeveyni ne yapacaksın? Biz kendimiz burada yalnız yalnız oturalım bir kızımızın sesini duymayalım o oralarda eğlencelerde keyif-"
"Annem, bir nefes al yemin ediyorum üç sezonluk Türk dizisi çıkardın." Dedim başıma giren ağrıyla beraber başımı sıvazlarken. Hakikaten buranın telaşesi derken annemi bir türlü arayamamıştım.
"Aman! Biliyorsun bazen kaptırıyorum. Baban dediğin benim de kocam dediğim meymenetsiz tek kelime etmiyor ki." Dedi sinirle. Anlaşılan kavga etmişlerdi. Güldüm.
"Arayamadım ben de seni şey yüzünden..." Sebep ararken Defne dudaklarını oynatarak Batıyla oynaşmaktan vakit bulamadın. Dedi. Masadaki bitmiş tabaklardan bir tanesini fırlatır gibi yaparken eliyle sustum işareti yapınca tabağı yerine koydum ve devam ettim "Okulla ilgili işler falan vardı o yüzden." Dedim.
"O zaman sana çok mükmemmel bir haberim var." Dedi annem neşeli bir sesle.
"Neymiş bakalım haber?" Dedim ben gülümseyerek. Sonra annemin sesi cıvıldayarak kulaklarımı doldurdu.
"Seni ziyarete geliyoruuuuz!" Dedi ve ben üç bin iki yüz otuz dokuz saniyeliğine felç geçirdim. Sonra gözlerimin önünden Batı'nın leş öğrenci evi, babamın Batı'ya olan siniri ve Batı'nın saçma sapan sapık tavırları, evde barındırılan tek yemeğin makarna olduğu ve içki şişelerinin henüz hepsini toplayamadığım geçti.
Birden ne yapacağımı düşünürken telaşlandım."Anne bak ben de gizli şeker gizli kalp rahatsızlığı var ben böyle sürprizlere gelemem, siz gelmeyin hiç." Dedim.
"E kızım söyledim, sürpriz değil artık. Hem senin gizli şekerin kalp malp hiçbir şey yok sende." Dedi anlamazca. Elimi başıma vurdum ve Defne'ye baktım. Ben bilmem anlamında omuzlarını silkti.
"Gizli olduğu için görmemişsindir sen şekeri." Dedim ve anında gözlerimi devirdim. Neyse. Siz yine gülün. Arada soğuk espri yapasım geliyor elimde değil, refleks gibi.
"Kızım manyak mısın aaaa! Neyse sus artık geliyoruz işte yarın sabah hadi görüşürüz." Dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Telefona çaresizce bakarken sıkıntıyla başımı masaya koydum ve sıkıntıyla bağırmaya başladım.
"Çağla kapa çeneni insanlar bakıyor." Dedi Defne kafama uzanıp bir tane geçirirken. Ya Batı'nın eviyle alâkalı saklı uyuşturucu vakası için ihbar yapılsa yadırgamam ve bir de annemler buraya geliyor. Üstelik babam şimdi bir de Batı'nın evinde kaldığımı öğrenince iyice dellenecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık 2
HumorBıyıktan başlayan kelimeler binlerce olaya, binlerce olay özenle kaldırılmış bir resim gibi anılara dönüştü belki aklınızda. Bu hikayenin tekrardan başlayarak anıların canlanmasını izleyeceğiz şimdi. Ben Çağla Güney. Bıyıktan başlayan bir hikaye ner...